Muhkem hisarlara doğru

İnsanlığın geldi nokta: Hiçbir zamanda görülmemiş bir ahlaksızlığın, sefahatin, inançsızlığın, ve küfrün tam orta yerinde; insanca, Müslümanca, mümince, ahlaklı ve inançlı, imanlı olarak yaşayabilmek gayreti, çabası, himmeti ve çalışması içerisinde olabilmek.

Kitap ortada, Resulullah’ın sünneti yaşanmış aşikar, Allah’ın dini anlamaya, anlatmaya, yaşamaya namzet, aday olacak birileri olmalı. Eğer Allah’ın dini yaşanırsa Allah da o dinini yaşayanlara sahip çıkar. Demek ki Allah’ın dini inananlarca dert edilmeli ki O da dinine sahip çıkanlara sahip çıksın.

Eğer inancı, imanı, itikadı, İslamiyeti, Kur’an’ı dert edinmezsek, düşünüp, fikir edip, okuyup öğrenip hep sahip çıkmazsak Allah da bizleri nefsimizle, şeytanımızla, malımızla, evladımızla, paramız pulumuzla ve topyekün bir sefihane hayatla başbaşa bırakır. Hem dünyada hem de ahirette bizleri rezil rüsva eder.

Zaman ve zemin şunu gerektiriyor ki; Allah‘ın emir ve yasaklarının en çok sahip çıkılacak ve yaşanacak zaman bu zamandır. Çünkü ahirzamandır. Ahirzaman insana bir garip, bir anlaşılmaz görünse de insan, Allah‘ın emirleri yerine getirilebildiğinde Dünyanın da, kainatın da, berzahında, ahiretin de en kıymetli kullarından olur.

Küfür şiddetlendikçe, sefahat arttıkça imana, Kur’an’a, İslam’a ve Rabbimizin topyekün emir ve yasaklarına uymak, emirlerini yerine getirmek gayreti, çalışması, himmeti cehd ve sayi kat be kat artmalı ve çoğalmalıdır.

Dünya adına dünyanın en küçük bir faidesi, kârı kaçırılmayıp yerine getirilmeye çalışıldığı gibi, ahiret adına ahiretin hiçbir fayda ve menfaati de göz ardı edilmemeli ve kaçırılmamalıdır.

Bütün gayretimiz tahkiki iman elde ederek zir ü zeber olmuş küfrün kalelerinin yerine ter ü taze iman esaslarıyla genç, sağlam ve muhkem hisarları yükseltebilmekte olmalıdır inşallah.