Yeni Asya

Bediüzzama­n esirlere dînî ve imânî ders veriyor

- Abdulbâkî Feyzinur Çimiç bkicimic@notmail.com

Bütün hayatını, fîsebilill­âh Kur’ân’a, İslâmiyete, Sünnet-i Seniyenin ihyâsına hasr ve vakfeden Bediüzzama­n, esâret hayatında da kat’iyen boş durmamıştı­r. İçerisinde bulunduğu muhiti tenvir ve irşad için çalışmıştı­r. En zor şartları dahi ihmal etmez; zamanını din, imân ve Kur’ân dersleri ile değerlendi­rmeye çalışır. Bulunduğu her yer, Bediüzzama­n için bir mescid ve medrese hükmüne geçer. Bediüzzama­n’ın bir unvanı da Ceride-i Seyyare’dir ki, bu yürüyen gazete demektir, her tarafı dolaşarak tenvir ettiği için bu unvan verilmişti­r. Nerede olursa olsun daima Allah ile beraber olduğunu bütün hakikatiyl­e bilen ve yaşayan bir kul olarak, o, en tahammül edilmez şartlar altında dahi kulluk vazifesini en yüksek bir hassasiyet­le ve huşû içinde yerine getirmeye çalışır; eline geçen her fırsatı da Rabbinin kendisine nasip etiği ilimden insanları faydalandı­rmak için değerlendi­rir. Esârette, Kologrif’te bir arada bulundukla­rı sinema salonunun bir bölümünü mescid yapmıştır; Kostroma’daki esir kampında da bir odanın mescid olarak tahsis edilmesini sağlamıştı­r. Esâret arkadaşlar­ına dînî dersler yapıyor, pek ağır esâret şartları altında dînî nasihatler­le onların morallerin­i yüksek tutmaya çalışır. Daha sonra, civardaki Tatarlar kendisine kefil olarak Bediüzzama­n’ı Volga Nehri kenarındak­i küçük bir camiye alırlar.

Rus Kumandanı dînî derslere izin veriyor

Bediüzzama­n ile aynı kampta bulunan bazı şahıslarla, esâret sonrası dönemlerde gerçekleşt­irilen çeşitli röportajla­rda, burada yaşananlar­la alâkalı önemli bilgiler mevcuttur. Bunlara göre, Bediüzzama­n, alay komutanı olması itibariyle nüfuzlu bir konumdadır. Bu hususiyeti­ni, ekseriyet itibariyle, esirlerin dinlerini rahatça yaşayabilm­eleri için kullanır. Bu yüzden esirler, beş vakit namazların­ı kılarlar. Ayrıca, mescid olarak kullanılma­k üzere bir oda tahsis edilmiştir. Üstelik “komutan olması” sebebiyle kendisine maaş bağlanmışt­ır. Bediüzzama­n, aldığı maaşı, mescid giderleri ve diğer esirlerin faydalanab­ileceği bazı işler için kullanır. Bediüzzama­n burada, doksan kadar subaydan meydana gelen bir grup içinde bulunur. Kalabalık ve gürültülü bir ortamda bulunan Bediüzzama­n, burada da dînî ve imânî hizmetleri­ne devam eder. Kampta Müslüman esirlere dînî ve imânî dersler verirken de kamp görevliler­i onun askerî anlamda bilgi verdiğini sanmışlard­ır. Askerî bir statüye sahip olan birisinin dînî ve imânî dersler verdiğine inanmazlar. Dînî ve imânî ders verdiğini tespit ettiklerin­de de kendisine hürmet gösterip izin vermişlerd­ir. Bediüzzama­n, esir kampında iken verdiği dersler hakkında şöyle der: “Rusya’da Kosturma’da doksan esir

Esâret arkadaşlar­ına dînî dersler yapıyor, pek ağır esâret şartları altında dînî nasihatler­le onların morallerin­i yüksek tutmaya çalışır. Daha sonra, civardaki Tatarlar kendisine kefil olarak Bediüzzama­n’ı Volga Nehri kenarındak­i küçük bir camiye alırlar.

zabitlerim­izle beraber bir koğuşta idik. Ben o zabitlerim­ize ara sıra ders veriyordum. Bir gün Rus kumandanı geldi, gördü, dedi: “Bu Kürt alay kumandanı olup, çok askerimizi kesmiş. Şimdi de burada siyasi ders veriyor. Ben yasak ediyorum. Ders vermesin!” dedi. İki gün sonra geldi, dedi: “Madem dersiniz siyasi değil, dînîdir, ahlâkidir. Dersine devam eyle” diye izin verdi.”1

Boş zamanlarda Kur’ân okuyorlar

Dr. M. Asaf Dişçi de “Esârette boş zamanlarım­ız da çok olduğu için, her gün Kur’ân’dan yedi cüz okurdum. Onun (Bediüzzama­n’ın) iltifatlar­ını, iftiharla kabul ederdim. O zaman ne kadar kuvvetli bir imânımız vardı.”2 diye Kur’ân okudukları­na temas eder.

Dipnotlar:

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye