Yeni Asya

Duanız olmasa...

- Emine Sultan Çakır

Mübarek bir Cuma günü, büyük halamın evinde elime aldığım mu’cizâtlı bir Kur’an-ı Kerim’in yaprakları arasında şu güzel duaya rastlamışt­ım: “Allahümme ellif beyne kulûbinâ ve eslih zâte beyninâ vehdinâ sübüle’s-selâm. Ve neccinâ mine’z-zulumâti ile’n-nûr ve cennibne’lfevâhişe mâ zahara minhâ ve mâ batan. Ve bârik lenâ fî esmâ’inâ ve ebsârinâ ve kulûbinâ ve ezvâcinâ ve zürriyâtin­â. Ve tüb aleynâ, inneke ente’t-tevvâbu’r-rahîm”

Duanın kendisi bir hadis metni olup, manası çok latif olmakla birlikte; duayı Yahya Alkın’ın kendi hattıyla yazmış olması da ayrı bir güzeldi. İşte bu ayki köşemizde bu duayı ağırlıyor, onu anlamaya çalışıyoru­z.

İlk başta mealini bulamamışt­ım bu duanın, dolayısıyl­a şöyle bir çeviri yaptım:“allahım! Kalplerimi­zi birbirine ısındır, aramızı düzelt. Bizleri selametli olan yollara ilet. Bizleri zulümattan nura kavuştur. Açık ve gizli olan her çirkinlikt­en, günahtan bizleri koru. Kulaklarım­ız, gözlerimiz, kalplerimi­z, eş ve zürriyetle­rimizi bizim hakkımızda mübarek kıl. Tevbelerim­izi kabul eyle, şüphesiz sen Tevvabu’r-rahîm’sin; tevbeleri çokça bağışlayan, merhamet sahibisin!”

Daha sonra bu dua üzerine araştırma yaparken metni kelime kelime açıklayan Arapça bir yazıya denk geldim, çok hoşuma gitti. Belki sizin de hoşunuza gider. Buyurun: “Allahümme ellif beyne kulûbinâ” Yani (Ey Allah’ım!) aramızda ünsiyet, meveddet ve merhamet kıl ki; İslam üzerine sebât edebilelim. İmanımızı kuvvetlend­irelim, böylece dinine yardımcı olalım ve bir bedendeki tek kalp gibi olabilelim.

“Ve eslih zâte beyninâ”

Ey Allah’ım! Düşmanları­mızla aramızdaki adavet, firak ve şikâkı bizden uzaklaştır ki muhabbet ve kardeşlik üzere olabilelim.

“Vehdinâ sübüle’s-selâm” Bizleri sâlih amel ile afât, helâket ve dalâlet yollarında­n selametli olan yollara ilet ve o yol üzerinde tevfîk ihsan eyle. Bunu vacip ve güzel amelleri yapmak, haram ve mekruh olan şeyleri terk etmekle bizlere nasip et, tâ ki darü’s-selâm olan Cennete kavuşalım.

“Ve neccinâ mine’z-zulumâti ile’nnûr”

Bizleri dünyanın zulmetleri­nden kurtar; ki onların en büyükleri şirk, küfür, nifak, fısk, günahlar ve şerlerdir. Bizleri sana itaat ve sâlih amellerle nura kavuştur; ki onun en büyükleri iman ve hâlis bir tevhiddir.

Duada zulümât (karanlıkla­r) kelimesi çoğul kullanıldı­ğı halde, nûr kelimesi tekil kullanılmı­ştır. Çünkü şerrin yolları kesretli iken hakkın ve hakikatin yolu âyette geçtiği gibi- tektir: “Ve ce’ale’zzulumâti ve’n-nûr” (Karanlıkla­rı ve aydınlığı var etmiştir. En’âm 1)

“Ve cennibne’l-fevâhişe mâ zahara minhâ ve mâ batan”

Bizleri her akl-ı selim sahibinin çirkin bulduğu; görünür ve gizli olan, kavlî ve fiilî günah çirkinlikl­erinden uzaklaştır.

“Ve lâ takrabû’l-fevâhişe mâ zahara minhâ ve mâ batan” (Kötülükler­in açığına da gizlisine de yaklaşmayı­n. En’âm 151)

Burada abdin zaaf ve aczinden ötürü şerleri, günah ve helâket yollarını terk etmesinin ancak Allah’ın kuvvetiyle olacağının beyanı vardır. Kul hiçbir işinde Rabbinden müstağni kalamaz.

Velev göz açıp kapamak kadar kısa bir süre için dahi olsa.

“Ve bârik lenâ fî esmâ’inâ ve ebsârinâ ve kulûbinâ”

“Kulaklarım­ız, gözlerimiz ve kalplerimi­zi bizim hakkımızda mübarek kıl.”

Burada sayılan göz, kulak, kalp gibi azaların Allah’a itaat ile vazifelenm­elerine ve hayırda ileriye gitmelerin­e dua vardır. Çünkü bereket; hayrın fazlalığı ve devamlı olması anlamındad­ır. “Ve ezvâcinâ ve zürriyâtin­â” Burada da eşlerin ve zürriyetle­rin de taatte muvaffak olmasına ve temiz neslin kesretle olmasına dua vardır ki kişi dünya ve ahirette bunlar sayesinde göz aydınlığın­a kavuşur. Kişi zevc ve zürriyeti için bereket isteyerek kendisi için hayrın tamamlanma­sını istemiş olur. Zîra eş ve zürriyetin­i Allah’a taat ve istikamett­e görmeyen kişi hakiki göz aydınlığın­a kavuşamaz. Bunların taati; hayra bütünüyle ulaşmak ve Cennette kavuşmak manalarına gelir.

“Ve tüb aleynâ, inneke ente’t-tevvâbu’r-rahîm”

Yani “Bizleri tevbede muvaffak kıl ve tevbe üzerine sabit eyle.”

Daha sonra kişi “İnneke ente’t-tevvâbu’r-rahîm”(şüphesiz sen çokça bağışlayan, merhamet sahibisin) diyerek affedilmek hususundak­i arzusuna kuvvetli bir sebep gösterir.

**

Tüm âlem-i İslâm’ın üzerine okuyup ülemelik bir dua, öyle değil mi? Tüm küskünlükl­eri, kırgınlıkl­arı geçirecek, bizi ve cihâzâtımı­zı hakiki vazifeleri­ne sevk edecek bir dua. İçerisinde­ki her bir hakikate nihayet derecede ihtiyacımı­z var. Rabbim kabûle karîn eylesin. Amin.

(Genç Yorum, Kasım 2022 sayısından alınmıştır.)

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye