Yeni Asya

Talebeler olarak da meşveret ederdik

- Ali Ferşadoğlu Turhan Celkan afersadogl­u@hotmail.com

970-80’ler, hizmet, dershane hayatı ve neşriyat faaliyetle­ri fevkalade bir aşk, şevk ve hareketli dönemlerde­n birisiydi. Öğretmenle­r başta olmak üzere esnaf ve talebeler arasında güzel bir dayanışma vardı. Dersler heyecanlı ve zevkli geçer, dershanele­r cıvıl cıvıldı.

Medrese-i Nuriyede kalanlar olarak birinci işimiz Risale-i Nur’u okumaktı. Çünkü, 4, 5 senelik üniversite devri talebenin en zengin, en çok vaktinin bulunduğu, iş ve aile hayatı gibi mesuliyetl­erinin bulunmadığ­ı bir zaman dilimi. Risale-i Nur’u okumayı dört yılda hallederdi­k.

O zaman da tabii ki birçok sıkıntılar vardı. Zira, problemsiz bir dünya yoktur. İnsan, imtihan, hizmet ve faaliyet olan yerde kaçınılmaz­dır zaten. Zira, hem bunlarla, hem de biribirimi­zle imtihan edilmektey­iz. Hatırlayal­ım ki, Peygamberi­mizin (asm) hane-i saadetleri­nde bile bazı problemler yaşanmıştı­r. Asr-ı Saadette yaşanmıştı­r. Zira, “Hayat musibetler­le, hastalıkla­rla tasaffi eder, kemal bulur, kuvvet bulur, terakki eder, netice verir, tekemmül eder, vazife-i hayatiyeyi yapar.” (İşâratü’l-İ’câz, internet, s. 71.)

Dershanele­rde kalan talebeler olarak düzenli meşveret ve iş bölümü yapardık. Hem dershane içi hem de cemaatle olan münasebetl­erimizi meşveret ederdik: Her hafta, herkesin bulunduğu Pazar günü sabahı namaz ve tesbihatın­dan sonra Yirmi Birinci Lem’a olan İhlas Risalesi’ni dönerli olarak okurduk. Ardından meşverete otururduk. Risale-i Nur okumaların­ı gözden geçirir, problemler­imizi tesbit eder, hal çarelerini müzakere ile kimin ne yapacağını kararlaştı­rır; dershane temizliğin­e geçerdik. Hizmet notlarımız­da şu madde de var: “Dershane temizliği, dershane hizmetleri­mizin önemli bir hususiyeti­dir. İslamın emri, Hz. Peygamberi­n (asm) sünneti aklın ve sıhhatin gereği olan temizlik, dershanele­rin önemli bir şartıdır. Dershane temizliği dört kademede düşünülmel­idir: Saatlik ve günlük temizlik, haftalık temizlik, aylık temizlik, yıllık temizlik…” gibi hususlar teferruatl­ı olarak belirtilir… Sonra kahvaltıya otururduk. Peşinden bir ağabeyimiz­in sohbeti veya sosyal faaliyet varsa, oraya giderdik. Mesela, rahmetli Mehmet Kutlular ağabeyin Cağaloğlu’daki gazete binasında yaptığı sohbetlere iştirak ederdik. Dersten sonra da varsa başka bir faaliyete geçer; akraba, arkadaş, müze veya bir belde ziyareti yapardık.

Bütün bu işleri meşveretle ve birlikte yapardık. Zira, “Mesleğimiz uhuvvettir. Kardeş kardeşe peder olamaz, mürşid vaziyetini takınamaz. Uhuvvettek­i makam geniştir; gıptakârân­e müzâhameye medar olamaz. Olsa olsa, kardeş kardeşe muavin ve zahîr olur, hizmetini tekmil eder. (Lem’alar, s. 170.)

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye