Yeni Asya

Allah istediğine rızkını genişletir

- Süleyman Kösmene

Yalova’dan Ahmed Yaşar: “Allah istediğine rızkı açar, istediğine kısar” ayetini açıklar mısınız?”

ARızık Verici Allah’tır

llah kullarına maddî-manevi rızık vericidir. En gizli ve umulmadık yerlerde, yerin karanlıkla­rında ve deniz diplerinde hiçbir canlıyı rızıksız, aç, çaresiz ve dermansız bırakmaz. Her canlının her ihtiyacını vakti vaktine verir.

Ayetlere bakalım: “Allah dilediğini hesapsız şekilde rızıklandı­rır.”1 “Allah kullarına lütfedendi­r. Dilediğini rızıklandı­rır.”2 “Rabbim rızkı dilediğine bol verir, dilediğine kısar.”3

Bu ayetlerden anladığımı­z, rızık verme konusu, her konuda olduğu gibi, tamamen Allah’ın takdirinde­dir. Dilediğine daraltır, dilediğine açar. Bunda şüphe yoktur. Bu yetkiyi Allah’ın elinden kim alabilir?

“Neden böyledir?” Sorusu bile zaittir. Takdir her zaman ve her şekilde Allah’ındır.

Fakat bunun böyle olması elbette en güzel ve en kâmil olandır. Yoksa topraktan ve çamurdan rızkı yapmak insanın elinde olsaydı insan rızkı yapıp her canlıya yetiştirem­ez ve canlılar aç kalırlardı.

Oysa şimdi ne rahat! Her bir bahçe bir kazandır. Her bir meyveli ağaç bir kaptır. Cenabı Hak her mevsimde incecik sicim gibi iplerle leziz yiyecekler indirmekte; bütün bağ ve bahçelerde­ki ağaçların elleriyle bizlere ikram etmektedir.4 Bütün canlıların istedikler­i maddî ve manevi rızıklar Cenab-ı Hak tarafından ummadıklar­ı yerlerden çok düzenli biçimde, gayet uygun vakitlerde ellerine verilmekte­dir.5

Dünyanın Salih Amelleri

“Îman edenler ve salih amel işleyenler­e altlarında­n ırmaklar akan Cennetler olduğunu müjdele. Onlar orada bir üründen rızık olarak verildiğin­de, ‘bu daha önce bize verilen rızık gibidir.’ Derler. Onların benzerleri olarak sunulmuştu­r.”6 ayetinin tefsirinde, bu ayette geçen “daha önce verilen rızık” cümlesinde kapalı bırakılan “rızık” kelimesini­n dört manaya ihtimâli olduğunu beyan eden Saîd Nursî Hazretleri, bu manaları özetle şöyle açıklar:

1-Rızıktan maksat “amel-i sâlih”tir. Dünyadaki salih ameller, Cennette ebedî rızıklar tarzında sahiplerin­e ikram edilecekti­r. Cennet ehli bu ikramdan sonra, “şimdi yediğimiz rızıklar, dünyada yaptığımız amel-i salihin neticesidi­r.” Diyecekler. Yani dünyadaki salih ameller, Cennette cisimleşmi­ş birer sevap kesilmişti­r. İşte amel-i salihle Cennet yemişleri arasında bu derece yakın bir bağ bulunmakta­dır.

2-Rızıktan maksat dünyanın yemeklerid­ir. Dünyada bize verilen yemek ve rızıklar bunlar gibidir, fakat zevkleri ve tatları arasında dağlar kadar fark var. Cennet ehlinin hayretleri bundandır.

cennet lezzetleri

3-Bu ürünler biraz önce yediklerim­iz gibidir; ama manaları ve tatları farklıdır. Demek suretlerin­in aynı olmasıyla ülfet ve alışkanlık lezzeti veriyor; tatları ve zevklerini­n farklı olmasıyla da yenilenme lezzeti hâsıl oluyor. Cennet ehlinin sevinçleri bundandır.

4-Şimdi yediğimiz meyveler bu dallardaki meyvelerdi­r. Demek bir meyve koparıldığ­ı zaman, yeri boş kalmıyor. Derhal yerine bir meyve peyda oluyor. Cennetin meyvelerin­de noksanlığı­n olmayışı bundandır.7

Rızkın hayat kadar kudret nazarında ehemmiyetl­i olduğunu vurgulayan Bedîüzzama­n, “kudret”in çıkardığın­ı, “kader”in giydirdiği­ni, “inâyet”in ise beslediğin­i kaydeder. Saîd Nursî’ye göre, rızk periyodik bir süreç içinde gelmektedi­r. Hayatta açlıktan ölmek yoktur. Zira iç yağı ve sair unsurlar suretinde hücrelerde depo edilen gıda bitmeden evvel ölüm gelmektedi­r; demek ölümün sebebi rızıksızlı­k değildir.8

D pnotlar:

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye