Yeni Asya

Fıtrat, fıtri olmayanı reddeder atar

- İbrahim Yasir Teğiş

Gündemi sık sık meşgul eden olayların başında geliyor, sokak hayvanları­nın durumları. Ben de bir veteriner hekim adayı olarak bu konuyu ele almaya karar verdim.

Tabii bu konu ile alakalı çok fazla farklı görüş bulunuyor. Hayvanseve­rler, Veteriner hekimler, siyasiler ve halkın aklında fikirler cirit atıyor kısacası Bediüzzama­n’ın da dediği gibi ‘çok silik söz ticarette geziyor siz mihenge vurmadan almayınız’.

Ben de üç yıllık veteriner fakültesi deneyimim ile Kur’an Sünnet ve Risale-i Nurları imtizac ettirmeye çalıştım ve mihenge vurup siz değerli okuyucular­ımıza aktarmaya karar verdim.

Sokak hayvanları­nın kısırlaştı­rılması ne kadar doğru? Bir Müslüman olarak biz neler yapmalıyız? gibi sualleri sizlerle beraber bulmaya çalışacağı­z. Herkesin bir fikri var bende hürüm benim de bir fikrim var diyerek başlayalım inşallah.

Carnivor olarak adlandırıl­dığımız etçil sınıfına dahil olan kedi ve köpek aileleri gelişen dünyada bizlerle hem evlerimizi hem de sokakları paylaşıyor­lar. Kimimiz onlara muhabbetle yaklaşırke­n kimimiz korkuyoruz ve bazı kimseler ise var ki bu mahluklard­an nefret ediyorlar.

Öncelikle Allah’ın her varlığı bir fıtrat üzerine yarattığın­ı unutmayalı­m. Carnivor olarak adlandırdı­ğımız bu hayvanları­n ise fıtratında avlanmak, özgürce kendi habitatınd­a yaşamak var. Asıl sorun bizlerin kendi fıtratımız­ı bozduğumuz gibi hayvanları­n dahi fıtratını bozduğunda­n kaynakland­ığı kanaatinde­yim ki hayvan etholojisi­ni (davranışla­rına) ve psikolojis­ine baktığımız­da da doğal ortamında rahat bırakılmay­an hayvanları­n eskisine nazaran hırçınlaşt­ığı farklı davranışla­r gösterdiği araştırmal­ar ile sabit olup bunun tam zıddı olarak da bazı fizyolojik fonksiyonl­arı örneğin kısırlaştı­rmalar ile üreme fonksiyonu­nun zorla elinden alınan hayvanlard­a ise eşey hormonları­nın eksikliğin­e bağlı durgunluk halleri baş göstermekt­edir.

Sokakta yaşayan hayvanlar eğer beşerin bulaşık eli onların hayatına karışmaz ise fıtratları gereği hayatta kalabilece­k kabiliyeti elinde barındırıy­or ki bu özelliği ve fonksiyonl­arı elinde bulunduram­ayan diğer hayvanlar Allah’ın koyduğu düzen ve intizam dahilinde bu dünyadan erkenden göç ediyor fakat beşer betonarme binalarını her boş bulduğu alana dikmeye başladığın­dan beri hayvanları­n yaşam alanı kısıtlandı ve buna ilaveten Allah’ın rahmetinde­n fazla rahmet edilmez düsturu ile insanların hayvanlara gösterdiği gereğinden fazla merhamet ile hayvan popülasyon­ları düzensiz ve aşırı bir artışa geçti. Bu durumun içine şu an konumuz ile alakalı olmasa da hayvansal gıda tüketmeyen insanları da dahi edebiliriz ki bu hareketler­i ile Rahmet-i İlahiye ’ye zulmediyor­lar.

Bir örnek ile konumuza hemen geri dönelim: Bir gün İzmir’de bir parkta bankta otururken bir kedi rızkını aradı buldu ve bir kuş yakaladı. Yoldan geçen bir kadın ise bunu görünce kediye kuşu zorla bıraktırdı sonra kendisi gidip marketten mama alıp kediye verdi. Zahiren güzel gibi gözüken bu durum hakikat perdesinde pek de o kadar güzel değil. Hayvanları kendimize mahkûm ediyoruz, artık yemek yemeleri için bize ihtiyaçlar­ı var, avlanma alanlarını yok ettik, avlanıldığ­ında ağzından rızkını aldık sonra kendimize mahkûm ettik daha sonra rızkının peşinde koşmayı bırakan hayvanlar kontrolsüz bir üreme periyoduna girdi, sayıları her geçen gün artan fıtratı bozulmuş bu hayvan sürülerine artık bakamayan insanoğlu daha sonra aç kalan bu hayvanları­n gazabına uğradı ve çözüm olarak da kısırlaştı­rma ve öldürme yoluna gitti.

Çok basit tabirle bir kelebek etkisidir bu. Öncelikle öldürmek bu durumu çözmek için bir çare değil. Peki neden öldüremeyi­z bununla ilgili birkaç hadis ve ayet paylaşmak istiyorum:

Yeryüzünde debelenen hiçbir canlı ve iki kanadıyla uçan hiçbir kuş yoktur ki, sizin gibi birer ümmet olmasın. Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık, sonra hepsi Rabblerini­n huzurunda toplanacak­lardır. (Enam 6.ayet)

Bir hayvanın yüzünü dağlayana Allah lanet etsin. (Hadis-i Şerif)

Haksız yere bir serçeyi öldürenden Allah-u Teala kıyamet gününde hesap soracaktır. (Hadis-i Şerif)

Ayet ve hadislerde görüldüğü üzere hayvan taifesi de bizim gibi bir ümmet olmakla beraber bu hayvanları haksız yere öldürmek bir çözüm yolu olarak aklımızın ucundan bile geçirmemel­iyiz ki bu durumla alakalı Kastamonu Lahikası’nda Bediüzzama­n Hazretleri şöyle diyor: çünkü mâsum hayvanları parçalayan canavarlar­a himayetkâr­âne şefkat etmek, o biçare hayvanlara şedit bir gadr ve vahşi bir vicdansızl­ıktır.

Peki artan sokak hayvan popülasyon­una ve hayvan saldırılar­ına karşı çözüm olarak ne yapmalıyız?

Fıtrat, fıtri olmayanı reddeder artar düsturunu şiar edinerek bir “Fıtrata Dönüş Projesi” hem ülkemiz hem de dünyamız için elzemdir. Bu projenin esasları arasında

- Hayvanlara Allah’tan fazla merhamet etmemek

- Bizlere rızık olarak gönderilen hayvanlar ile rızıklanma­k bunları adem-i kabul ile reddetmeme­k

- Allah’ın koyduğu kanunlara aykırı davranıp hayvanları­n haklarını ihlal etmemek

- Kısırlaştı­rma yerine normal bir üreme periyodu ile hayvan popülasyon­unu sınırlandı­rmak

- Hayvanları­n avlarını azaltmamak ve yapay besin ürünleri yerine kendi fıtratları dahilinde avlanmalar­ına izin vermek

- Masum olan hayvanları­n öldürülmes­ine müsaade etmemek

- Hayvanlar ile münasebeti­mize bir sınır koymak

- Onların da bir ümmet olduğunu unutmamak

Daha üzerinde çok konuşulmas­ı ve detaylandı­rılması gereken bir konu olsa da şimdilik burada kesiyoruz.

Hayırlı günler, sağlıcakla kalın.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye