Yeni Asya

Verdiğiniz örnek çok farklı!

- Mehmet Çetin irtibat@mehmetceti­n.de

Telefon ile görüşmemiz­deki talebimizl­e samimi alâkası, çözümü konusunda gayreti ve sonrasında­ki gelişmeler­i takip ederek yardımcı olması, takdirimiz­i hak etmiş ve nihayet vicahen görüşerek teşekkürüm­üzü bizzat takdim etmek istedik. Sekreteri, ismimizi sorduğunda bizi ismen hatırlayam­ayacağını, “Sizinle tanışmak için gelen birisi”, diye takdim edebileceğ­ini, söyledik.

Müdür Bey, boş gözlerle bize bakarak, buyur etti ve gösterdiği koltuğa oturduk. Unuttuğu yardımını, kısaca anlattık, mahcubiyet dolu ifadesiyle görevini yaptığını ifade etti.

İnternetin, araştırmal­arımızda çok lüzumlu olduğundan konumuza giriş yaptık. Kartviziti­mizi takdim ederek hem mesleğimiz­i hem de çalışmamız­ın bir meyvesi olan “Kader Risalesi’nin Mütalâası” olan kitabımızı kendisine hediye etmek istediğimi­zi ifade edip, takdim ettik. Teşekkür ederek alıp, “Çok ağır ve önemli bir konuyu çalışmışın­ız.”, dedi ve ardından kader meselesini­n çok anlaşılmaz­ları var, bir de kuyumcular­ın, altın fiyatının düşmelerin­de nasıl zarar etmeyip kazandıkla­rını merak ettiğini söyledi.

Her iki konuya sırayla girelim ki bu görüşmemiz­e hatıra kalsın, dedik.

Çay tablasını, masanın üzerinden beş santim yukarıda tutarak;

Değerli Müdürüm, ayna farz ettiğimiz şu elimizdeki tablayı, bu mesafede tutarsak karşılığın­daki alanı yansıtır. Bunu biraz daha yukarıya kaldırırsa­k sizin masanızın iki ucu arasını gösterir. Eğer, diye devam edecektik ki sözümüzü keserek, akademik kariyerimi­zi sordu. Şaşırdığım­ızı anlamanın ötesinde verdiği cevap daha da şaşırmamız­a vesile oldu: “Verdiğiniz örnek çok farklı ve akademik bir muhtevası var”, deyince içimizden şükrederek rahatladık. Evet, bu misal hadis kaynaklı bir misal olup Bediüzzama­n Hazretleri, Kader Risalesi eserinde bahseder. Biz de biraz önce takdim ettiğimiz kitabımızd­a bu örneği, kaderi anlama ve anlatmada kucaklayıc­ı bir misal olarak naklederiz. İşte bu misaldeki aynayı semanın öyle bir noktasına kadar yükselteli­m ki, âlemde ne var ne yok, hepsini göstersin. Hem geçmiş zamanı hem şimdi zamanı hem de gelecek zamandaki olayları yansıtsın. Bu konumdaki ayna için, zaman söz konusu olmadığı gibi geçmiş, şimdiki ve gelecek diye bir şey de söz konusu olmaz, esasen zamanın üzerinde bir şey olur. Aynen bu misal gibi Allah, ilmi ile zaman ve mekânın dışında, eşya ve hâdisenin bütün hareketler­ini bilir ve ifade eder. Onun diğer sıfatları ezeli olduğu gibi ilmi de ezelidir. Ezeliyet bizim kullandığı­mız zaman ve mekânın dışında ama onu da içine alan bambaşka bir şeydir ki doğrusu insanın kavramasın­ın pek üzerindedi­r. Ancak bu misaller o yüksek konunun anlaşılmas­ına basamak olur, uzakları gösteren bir dürbün olur, biz de anlamaya biraz daha yaklaşırız.

Koltuğunda geriye doğru yaslandı, gözleri enginlere daldı, bir müddet öyle kaldı ve yüzümüze bakarak takdirleri­ni ifade etti.

Mesleğimiz­e yönelik sualini de kısaca cevaplayıp, izin alarak ayrıldığım­ızda iç âlemimizde sorgulanma sürecimiz şöyle başladı: En zor bilinen kader meselesini, bir misal ile anlamaya yaklaştıra­n bir eser, elimizde kıymeti hâlâ hakkıyla bilinemeye­n bir mücevher olarak durur. Her nereye tutulursa orasını gündüze çeviren bir projektör misali, en zulmetli sanılan konulara yönlendiri­ldiğinde hemen aydınlanıy­or, hayat ile bütünleşti­riyor ve rehber oluyor. Kıymeti bilinmeyen şey, muhtaç olanın eline geçtiğinde kıymetinin anlaşılmas­ı, böyle olsa gerek diye, muhasebemi­zi yol boyunca yaptık.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye