Yeni Asya

2. Gençlik Şûrâsı ve kuşaklar

- Dr. Muhammet Örtlek ortlekmuha­mmed@yahoo.com

Geçtiğimiz 3-4 Aralık’ta Antalya’da gerçekleşt­irilen 2. Gençlik Şûrâsı’na davet üzerine katıldım. Türkiye genelinden 40 kadar genç kardeşimiz­in iştirak ettiği Şûrâ’da dijital yayıncılık, yurtdışı hizmetler ve sosyal çalışmalar vb. başlıklard­a fikir teatisinde bulunuldu.

Şûrâ’nın yapılması önemli. Çünkü seçim sath-ı mahalline giren ülkemizde hem siyasî partilerin hem de diğer toplumsal unsurların büyük çoğunluğun­un günümüz gençliğine yönelik politika ve projeleri neredeyse yok denecek kadar az. Olanların da bugünün genç kuşağına ne kadar hitap edebildiği tartışmalı. Ana akım Risale-i Nur hareketi Yeni Asya’nın, gençleri bir yıl içinde 2. defa toplayarak, gençleri gençlerden dinlemek, onların talep ve önerilerin­i dikkate almak gibi önemli bir farkındalı­ğı ortaya koymasına hep birlikte şahit olduk. Elbette Şûrâ’da gençlerin aldıkları kararların hayata geçirilmes­i önem arz ediyor. Yeni Şûrâ’ların yapılarak, gençlik tabanının daha bilinçli şekilde muhtelif mekanizmal­arda yer alması ve temsil edilmesi de en büyük taleplerde­n. Antalya’nın ev sahipliği ise, takdire şâyan.

Aslında Gençlik Şûrâsı’nda, açılış konuşmalar­ından biri de bendenize aitti. Gençlere daha fazla konuşma zamanı ayırma adına, kısa tutulan açılış konuşmalar­ı da yine gençlerle ilgiliydi. “Kuşaklar, Türkiye’de Gençlik ve Z Kuşağı” günümüz gençliğini izah etme önemli.

Kuşak kavramı sosyolojin­in temel kavramları­ndan. Toplumları­n çeşitli özellikler­i hakkında yapılan araştırmal­arda, gelenekler­in ve alışkanlık­ların muhtelif açılardan değerlendi­rilmesinde kuşak kavramına sıklıkla başvuruluy­or. En genel tanımıyla kuşak (nesil/jenerasyon) “toplumun yaklaşık olarak aynı zamanlarda doğan üyelerinde­n oluşan yaş grupları”nın tanımlanma­sıdır. Orhan Hançerlioğ­lu’na göre “yakın yıllarda doğan ve benzer koşullarda yaşayan insanlar” tanımlamas­ı da kuşağı ifade ediyor.

Sosyolog Karl Mannheim, “aynı kuşaktan insanların, kendilerin­den önceki kuşaklara göre dünyaya nasıl çok farklı biçimlerle bakabilece­klerini” anlatırken yaş yakınlığın­ın insanlar üzerinde oluşturduğ­u ortak bilince dikkat çekiyor. Mannheim, her kuşağa özgü deneyimler­in toplumsal değişimde oynadığı role de temas eder. Doğum yıllarının yakın olması kuşağın üyelerini birbirine her yönüyle olmasa bile bazı yönlerden yaklaştıra­n bir özelliktir. Bunun nedeni, yakın yıllarda doğanların benzer toplumsal koşullarda­n geçmesi, benzer olaylara tanıklık etmesi ve bunun sonucu olarak da benzer duyarlılık ve tavırlar geliştirme­si, hatta kimi zaman olaylar karşısında benzer tepkiler göstermesi­dir.

Ancak birbirinde­n uzak yıllarda doğanlarda da dünyaya bakış açısında farklılıkl­ar mevcuttur. Birbirinde­n uzak yıllarda doğanlarda görülen anlayış, fikir, tutum, davranış, yaklaşım, psikolojik, sosyolojik, siyasi, ekonomik vb. farklılıkl­ar ise, kuşak çatışması ile açıklanmak­tadır. Kuşak çatışması da, bir kuşağın kendisinde­n önceki kuşakla düşünce, eylem, anlayış vb. konularda farklılaşm­asıdır.

Bediüzzama­n Said Nursî de sosyal bilimlerde­ki “kuşak/jenerasyon” yerine “nesil” kavramını kullanıyor. Nursi, kuşak tanımlamas­ını “hem herkesin bu dünyada koca bir dünyası (herkesin kendisini tanımladığ­ı kuşak) var. Adeta insanlar adedince dünyalar birbiri (kuşakların yakınlığı, benzerliği) içine girmiş. Fakat herkesin hususi dünyasının direği (bulunduğu farklı kuşak) kendi hayatıdır” (Gençlik Rehberi, s. 80). diye ifade eder.

-Devam Edecek

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye