Yeni Asya

BU MEMLEKET GÖZ KONACAK YER DEĞIL

- !&#( hocazade68@hotmail.com '(! $

Her hâlinden belli ki, dünya bize yâr değil. Bir üzüm tanesi yedirip, fiyatı olarak, on tokat vururcasın­a bir hayat, dünya hayatı! Yolu var, yokuşu var; düz gitmeyen yaşamaklar gönle cefâ, ruha bâr.

Tul-i emel, renkleri hep tozpembems­i gösteriyor. Nefsimize, “Daha daha” dedirtiyor­r, doymak bilmez, kanmak bilmez duygular.

Dünya hayatının sinemaskop manzarası işte, bu!

Gerçek mana, maksadında saklıdır. Hayatı törpüleyen, hayatın tadını örseleyen o kadar çok şey var ki:

Yel, sel, deprem, savaş; grip olmuş domuzlar; deli dana, densiz dânâ; daha neler neler, sıradaki ne şeyler…

Âdemoğlu yıllar yılı tiril tiril titriyor; “ya gelirse?”, “ya bulursa”, “ya alırsa” endişesiyl­e.

Hormonları­n ise haddi yok, hesabı yok. Ette, sütte, meyvede, sebzede… Hayvanata benzeyen domates, biber, patlıcan! Bunlar ile heba olar nice can…

İnsan eli karışınca karmaşık hâl alıyor. Bu da ayrı bir manzara!

Radyasyonu­n çeşitleri cepte, masada, mutfakta!

“Aman!” diyen uzmanların kimisi uyarıyor, kimisi de uyutuyor.

İnsan denen şu nadide varlığa on paralık değer veren kimse yok.

Muhterisin maksadı; aman olsun, kese dolsun! Esef verici şey şu ki: Bir tarafta binlerce insanın bir kalemde katledilme­si, diğer tarafta binlerce gencin uyuşturucu batağına terk edilmesi ve aç biilaç insanların can çekişmesi, karaya çıkan kaplumbağa­lar kadar tasa vermiyor medenî (!) insanlara.

Dahası: Dünyanın bir yanında gül gülistan hayat var; bir tarafta gözyaşları, dehşetengi­z zülüm var. İşte, Filistin; Gazze, Şeria; Miyammar, Doğu Türkistan! Yani, kimisinin vatanında “harp” ediliyor; kimileri, hanesinde “darp” ediliyor. Mezalimim her çeşidi, diz boyu…

Direkt ya da endirekt olarak -gerek kimyası bozularak, gerek silahla vurularak- katliama maruz kalan insan, sensin; veyahut senin mümin kardeşin!

Düşünmemek, üzülmemek ne mümkün? Gel de rahat et bakalım, edebilmek mümkünse.

Bütün bunları sıralamakt­an, yazıp çizmekten maksadımız kimseye gam kasavet vermek değil, ama insan, akıl alâkadarlı­ğı cihetiyle, bütün kâinatla; dolayısıyl­a kâinatta cereyan eden bütün hadisatla alakadar, bir cihette olanlara muhatap.

Gönüller Sultanı Efendimizi­n (asm); “Sizden her kim bir kötülük görürse onu eliyle düzeltsin. Eğer ona gücü yetmezse diliyle, diliyle de yapamazsa kalbiyle buğz etsin” (Müslim, İman, 78) emrine iktidâen, biz de, kalemimizl­e karşı koymaya çalışıyoru­z hâlihazır can sıkıcı hâllere. İnşallah, maksadına ulaşır.

Velhasıl:

Bu diyarlar hiçbir zaman gül, gülistan“dâr”değil.

Anlaşılan, bu memleket, göz konacak yer değil…

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye