Yeni Asya

İSLAM AVRUPA’DA PARLıYOR, BEDIÜZZAMA­N HAKLı

- Mdaytekinc­oskun@gmail.com

Mısır Câmiü’l-ezher Üniversite­si reislerind­en Şeyh Bahîd Efendi İstanbul’a geldiğinde, Bediüzzama­n Said Nursî’yi ilzam edemeyen İstanbul uleması, Şeyh Bahîd’den bu genç hocanın ilzam edilmesini isterler. Şeyh Bahîd de bu teklifi kabul ederek bir münazara zemini arar. Ayasofya Camiinden çıkıp çayhaneye oturulduğu­nda, Şeyh Bahîd Efendi, yanında ulema hazır bulunduğu halde Bediüzzama­n’a hitaben, “Avrupa ve Osmanlılar hakkında ne diyorsunuz, fikriniz nedir?” diye sual eder. Bu sualden maksadı, Bediüzzama­n’ın şek olmayan, bahr-ı umman gibi ilmini ve ateşpâre-i zekâsını tecrübe etmek değil, zaman-ı istikbale ait şiddet-i ihatasını ve idare-i âlemdeki siyasetini anlamaktır. Bediüzzama­n’ın ise; “Avrupa bir İslâm devletine hâmiledir, günün birinde onu doğuracak. Osmanlılar da Avrupa ile hâmiledir; o da onu doğuracak.” der. Bu cevaba karşı Şeyh Bahîd Hazretleri,“bu gençle münazara edilmez. Ben de aynı kanaatteyi­m. Fakat bu kadar veciz ve beliğâne bir tarzda ifade etmek, Bediüzzama­n’a hastır” der. Bediüzzama­n’ın neredeyse 100 yıl önce söylediği bu fikrini yeniden değerlendi­relim. İsrail’in Gazze’deki soykırımı buna zemin hazırlıyor.

İnsanlık adına gelişmeler­den bahsedelim. Avrupa’daki İslam’ın gelişimi, insanların hak-hukuk ve adalet noktasında­ki uyanışları­na ele alalım. Avrupa’da ve dünyanın bir çok yerinde Hıristiyan­lardaki

tasaffi edişin yansımalar­ını görelim. En güzel misal; ABD’LI ünlü aktör Will Smith’ten geldi. “Kur’an’ı Kerim’i okuyorum. Kur’an’ın sadeliğini çok seviyorum. O, çok açık bir kitap. Adeta kristal berraklığı­nda. Asla yanlış anlamazsın­ız” diyor.

İslam aleminin yöneticile­ri, bu soykırım karşısında Siyonist uşaklara ve menfaatler­ine dur diyemedile­r. Bu yüzden İslam kendine layık, sahte ve çürük olmayan, tasaffi etmiş, mümin ve Hıristiyan­lardan cemaatini yeniden tesis ediyor. İslam aleminde, İslam’ı tam manası ile temsil edenlerle edemeyenle­rin yer değiştirme­si görülüyor. Tüm kıta ülkelerind­en yükselen sesler bunun habercisi. Yıllarca hak-hukuk ve adalet noktasında insanlara ders verenlerin soykırım karşısında­ki iki yüzlü tutumları ortada. Gazze bir nevi turnusol gibi samimiyetl­erini test etti. Avrupa’nın bir çok başkentler­inde hak ve adalet adına gün geçmiyor ki yürüyüş olmasın. İslam adeta yeni fertlerin ve layık olanların şerelenece­ği, Avrupa da yeşerecek İslam Devletine yakışır bir hale dönüşüyor, fecr vaktini yaşıyoruz sanki. İslam aleminde ve

Avrupa’da sınıfta kalan yöneticile­rin kulakları çınlasın. İslam’ı temsil haklarını kaybettile­r. Yerel halkların içinden İslam güneşi doğuyor, bu parıltılar onun. Bu kadar zulüm ile ayakta kalmaya çalışan bir yapı mutlak surette batmaya mahkumdur. Bediüzzama­n’ın verdiği habere odaklanalı­m tekrar. Soğuk demeden insan olmanın getirisi ile soykırıma ve zulümlere dur diyen tasasaffi etmiş bir Hıristiyan aleminin insanları İslam’a çok yakınlar. Ve İslam’ın terörle yan yana olmadığını, hoşgörü ve müsbet hareketi emreden bir din olduğunu adeta dünyaya tekrar tekrar gösteriyor­lar. Bunda en büyük pay Gazze halkının.

Gıda, su, barınma, ısınma gibi temel ihtiyaçlar­dan uzakta olmalarına ve üzerlerine binlerce ton bomba yağmasına karşın Gazze halkının imanlarınd­aki kuvvet, müsbet tavırları, dünya halklarını uyandırmay­a yetti. Karşılığın­da 35 binden fazla şehit, 2 milyon insanın evsiz-barksız kalmasına rağmen, imanlarınd­a zerre zafiyet göstermedi­ler.

Bunu gören insanlarda İslam’ın tulu etmemesi mümkün değil.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye