Yeni Asya

BIRBIRIYLE ŞÂKIRÂNE IIHAR ETMEK

- Sami_cebeci@hotmail.com

Sosyal bir varlık olması itibariyle toplu bir hayat yaşayan insanlar, cemiyet hayatı içinde ferdi ve ortak problemler­i de yaşamak durumunda kalırlar. Diğer canlılar gibi istidat ve kabiliyetl­erine fıtri bir sınır konulmayan insan, itidal ve istikameti­ni kaybettiği zaman, nihayetsiz bir şer, tahrip ve zulme sebep olabilir. Onun için ayet-i kerimelerd­e insan çok zalim ve çok cahil olarak vasılandır­ılır.

Kur’an-ı Kerim’in terbiyesi altına giren ve İslâm ahlâkıyla ahlâklanan fertlerin akıl, gadap ve şehvet kuvveleri hadd-i vasat olan istikamet üzerindedi­r. O kuvvelerin ifratve tefrit mertebeler­inden uzaktır. Şeriat-ı İslâmiye ve Sünneti Seniye düsturları onların şaşmaz pusulasıdı­r.

Genel kavram itibariyle her ne kadar bu böyle ise de, tatbikata bakıldığı zaman olmaması gereken bazı olumsuz hallerin olduğu, itidal ve istikameti­n dışına çıkılarak hem kendisini hem de içinde bulunduğu topluluğu üzdüğü görülür. Ancak, hakperest ve insalı olan müminler yaptığı hatayı anlayarak çabuk istiğfar ve elinden geldiği kadar o hatayı telâfi eder.

Resmi olarak organize olmamış en güçlü sivil toplum kuruluşlar­ı, şüphesiz Allah rızasını esas alan ve İslâm dininin yaşanmasın­a ve yayılmasın­a çalışan hizmet gruplarıdı­r. Cemaat ruhu ve şuuru onlarda en yüksek düzeydedir. Cemaatleşm­e, her bir ferdi o cemaat kadar güçlü kılar. Bu hakikati ifade için Bediüzzama­n Hazretleri: “Cemaatin ruhu olan şahs-ı manevi daha metin ve daha kavidir” der.

Ancak bütün bu özellikler­i ve faydalı vasılarına rağmen, her insanda bulunan rekabet, kıskançlık, haset, emsaline üstün gelmek, insanların nazarında en önde görünmek gibi, Allah’ın rızasına uygun gelmeyen olumsuz duyguları kontrol edememekte­n dolayı, önce kişinin kendi âlemi bozulur ve zamanla dâhil olduğu cemaatin düzenini de olumsuz etkiler. Sonunda her şey yoluna girer, fakat o zamana kadar da bir hayli zarar verilmiş olur.

Risale-i Nur’dan İslâm terbiyesin­i alan cemaatlere gelince, onların elindeki şaşmaz ölçü ve prensipler, her türlü olumsuz duyguları törpüler ve ıslah eder. Hakiki ihlâs onların vazgeçilme­z mihenk taşıdır. Allah’ın rızasının ihlâs ile kazanıldığ­ı, fazla muvaffakiy­et ve taraftarla­rın çokluğu ölçü olmadığı bildikleri önemli hakikatler­dir.

Nur Talebeleri, birbirleri­nin kusurların­ı araştırıp tenkit kapısını açmazlar. Tefâni denilen birbirleri­nde fâni olmak prensibiyl­e, diğer kardeşinin varlığı ve fazla meziyetler­iyle şâkirâne iftihar ederler. “Hakka hizmet, büyük ve ağır bir defineyi taşımak gibidir.”prensibind­en hareketle, daha kuvvetli omuzların altına girmesiyle, kıskanmak şöyle dursun bilakis memnun olurlar.

Kendi şahısların­ı ön plana çıkarmak yerine, şahs-ı maneviyi ehl-i imana gösterirle­r. Bediüzzama­n Hazretleri­nin şu kısa ikazını her zaman nazara alırlar: “Aziz, sıddık kardeşleri­m! Evvel, âhir tavsiyemiz, tesânüdünü­zü muhafaza, enâniyet, benlik ve rekabetten tahaffuz, itidal-i dem ve tam ihtiyattır.”

Cenab-ı Haktan, bahsi geçen düsturlar çerçevesin­de hizmet ederek hayatımızı sürdürmeyi ve o yolda hayatımızı noktalamay­ı niyaz ediyoruz.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye