Sezen Aksu ve pop çağı
İlk kez 1975’in yılbaşı gecesi televizyonda izleyici karşısına çıkan Sezen Aksu, seslendirdiği “Kusura Bakma” ve “Yaşanmamış Yıllar” adlı besteleriyle kısa sürede popüler müziğin önde gelen isimlerinden biri oldu. “Ağlamak Güzeldir”, “Sen Ağlama” gibi albümlerle 1980’lere damgasını vuran Aksu, 1990’larda zirvedeki yerini pekiştirdi. “Minik Serçe” adını, Hollywood’da birkaç kez çevrilen “A
Star Is Born-Bir Yıldız Doğuyor” filminin Türkçe uyarlamasına adını veren şarkısıyla kazandı.
Aksu, popüler müziğin “kült isimlerinden” biri oldu. Naim Dilmener’in “örtülü arabesk”, Murat Meriç’in ise “alternatif arabesk” diye nitelendirdiği “Firuze”, hem Sezen Aksu’nun hem de Türk popunun tarihinde ikinci bir evreyi; alaturkalı, arabeskli çağı başlatan şarkı olarak kabul edilir. Aysel Gürel ile Sezen Aksu’nun yazdığı, Atilla Özdemiroğlu’nun bestelediği 1982 çıkışlı şarkı, dönemin müzik dergileri tarafından eleştirilse de kısa sürede hit olur.
Sezen Aksu’yu “Solcuyu, sağcıyı, Türk’ü, Kürt’ü, dinciyi, laiki birleştiren bir ortak payda” olarak nitelendiren Mehmet Y. Yılmaz, şöyle anlatır sanatçıyı: “İlk plağını çıkardığı 1975 yılından beri Türkiye’de yaşayıp da Sezen’in şarkılarıyla ilgili bir anısı olmayan kaç kişi vardır acaba içimizde? Sanıyorum bu sorunun yanıtı ‘Hiç kimse’ olmalı. Kim bilir kaç âşık, sevgilisinden ayrıldıktan sonra Sezen’in şarkılarıyla gözyaşı döktü, geçip giden yıllara ağladı. Kim bilir kaç aşka tanıklık etti şarkıları? Kaç âşığın dilinde ‘bizim şarkımız’ oldu şarkıları? Sezen Aksu, benzerine çok az toplumda çok az rastlanabilecek bir sanatçı. Büyüklüğü, bestelediği, yorumladığı şarkıların neredeyse tümünün yaşamlarımıza bir şekilde dokunmuş olmasından kaynaklanıyor.”