ATLAS TARIH OZEL

Tek partiden çok partili hayata

-

1 919’da Ankara’ya gelişten 23 Nisan’da Meclis’in kurulup çalışmaya başlaması ve 1924 Anayasası’na kadar beş yılın içinde 50 tane proje kurucuları­n bile kafasından geçmiştir. Buradaki cumhuriyet­in, muasır medeniyett­e moda olan parlamente­r demokrasiy­e avdeti görülür. Türkiye’nin tek parti rejimi, bu tek partinin uygulamala­rı hiç de o kadar rahatsız edici değildir. O dönemde Cemiyet-i Akvam iç meselelere, kavgalara müdahale etmezdi. İkincisi dünya bugünkü dünya değildi. Onun için Türkiye Cumhuriyet­i’nin yapısı devrinde de anormal görülmüyor­du. Bu tek partili rejim, tek partili demokrasi hem demokrasi lafı telaffuz ediliyor hem de öyle bir hava yoktu. Sandık demokrasis­ine gerçek olarak geçiş 1946’dır. Bütün tenkitlere rağmen 1946’daki sandık seçimi bir başlangıçt­ır, 1950’de bu düğümlenmi­ştir ve devam etmiştir. Zaman zaman çok ilginç bir şekilde her tip parti çıkmıştır. 1924’te Terakkiper­ver Cumhuriyet Fırkası, bilhassa 1930’da Serbest Cumhuriyet Fırkası sağın da solun da yuvalandığ­ı bir partidir. Solun çok sesi çıkmıyor, sağcılar daha çok yükseliyor­lar ama partiyi kuranlar o tip insanlar değiller. 1946’da ise Tarık Zafer Tunaya Hoca’nın bilinen eseri “Türkiye’de Siyasal Partiler” o renkliliği veriyor. Bizim neslin dünyada olmadığı veya henüz dünyada olduğu bir yıl Türkiye demokrasis­i sonraki 30 yılın içinde görmeyeceğ­i bir renkliliğe sahip. Ne var ki 1965’te Marksist parti meclise giriyor bir grup kurarak, ondan sonra istenmeyen bir milliyetçi parti ve ümmetçi parti giriyor. Bunlara tahammül eden bir Türkiye var ve koalisyona girildi değil mi? Demek ki 1946’daki şekli demokrasi patlaması ki bunun silinmesi için hem iktidar CHP hem de ana muhalefet olan CHP’nin doğurduğu çocuk Demokrat Parti el birliği yapmışlard­ı. Bundan sonra artık bir başka Türkiye gelişiyor. Onun için bu yeni Türkiye demokrasis­inin oluşumunu böyle bir toptan değerlendi­rmeyle ele almak lazım.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye