'İyi müzik her sesle güzel olur'
Caz sahnesinin başarılı temsilcisi Serhan Erkol, Kuştepe Blues teklisiyle duyurusunu yaptığı yeni albüm çalışması Melt Ing Pot ile müzikseverlerin karşısına çıktı. Saksafon ustası olarak anılan Serhan Erkol ile Galata'daki müzik stüdyosunda buluşup yeni albümünü, müziğe başlama serüvenini ve caz dünyasını konuştuk.
❏ Geleneksel kalıplara bağlı kalmadan yenilikçi anlayışı benimseyerek Melt Ing
Pot adlı albümünüzü piyasaya çıkardınız. Albümün doğuş sürecini sizden dinleyelim...
2016 yılındaki Motel Atm'den sonra ikinci albüm oldu. Bu albümde caz ağırlıklı eserler yazmayıp farklı türdeki eserleri bir potada buluşturmak istedim. Arkadaşlarımla yaklaşık 1,5 yıl boyunca çaldığımız parçalar piştikten sonra kaydetmeye karar verdik. Grup olarak bir arada geçirdiğimiz zamanların bir sonucu. Bizim için hatıra albümü gibi.
❏ Caz müziğinin kalıplarına bağlı kalmamak iddialı bir girişim...
Evet, bu albümün caz albümü olması için uğraşmadım. Çünkü artık müziğe bakışım değişti. Son yıllarda cazdan biraz uzaklaştım. Daha çok elektronik, rap dinliyorum. Yola çıktığımda bunları dinlemezdim, artık daha çok hoşuma gidiyor.
❏ Geleneksel cazın devri bitti mi sizce?
Benim müziğim için geleneksel cazın devri kapandı. Yepyeni müziklere, elektronik müziğe kayıyorum. Günümüz müzisyenleri caz kültürünün yanı sıra yeni müziklere de açık olmalı. Caz müzisyenleri olarak biraz tutucuyuz. Bunu kırmak gerekiyor. Yıllar boyunca ben de kendi tutuculuğumla savaştım. Caz müzisyenlerinin olmazsa olmaz diye düşündüğü tutumları masaya yatırdım ve bundan sıyrılmak için çabaladım. İyi müzik her sesle güzel olur. Birçok sound'u denemek lazım.
❏ Yeni albümünüzde 3 türkü aranjmanı var. Türküleri belirlerken temel kriteriniz nedir?
Popüler olmamasına özen gösteriyorum. Popülerlikten ziyade, sanat kaygısı güdüyorum. Bir türküyü en sevdiğim yorumcu tarafından çalındığı haliyle, bozmadan düzenlemeye çalışıyorum. Türkünün duygusunu değiştirmemek lazım. Acıklı sözleri olan türküleri reggae olarak yapmamak lazım mesela.
❏ Son yıllarda türküleri Batı müziği formunda yorumlamak moda oldu...
Evet. Jülide Özçelik'in Cem Tuncer düzenlemeleriyle çıkardığı Jazz İstanbul Volume adlı albüm iyi bir örnek olarak bu modayı tekrar canlandırdı diyebiliriz. Daha eskilerden Tülay German, türkülerin caz yorumu için iyi bir örnek olabilir.
❏ Size 'saksafon ustası' denmesi ne hissettiriyor?
Tuhaf hissettiriyor. Saksafon çalan biriyim. Enstrümanı belli bir düzeyde çalabiliyorum ama çok iyi çalmıyorum. Çok iyi çaldığımı düşünsem çalışmama gerek yok.
❏ Müziğe başlangıcınız nasıl oldu?
Müziğe başlangıcım lise yıllarında düğünlerde gitar çalarak olmuştu. Roman müziklerine aşina olarak büyüdüm.
❏ Kuştepe Blues şarkısının ortaya çıkışında roman müziklerine yatkın olmanızın etkisi var sanırım...
Tabii. Caz saksafon eğitimi aldığım Bilgi Üniversitesi Müzik Bölümü, bir Roman mahallesi olan Kuştepe'deydi. Okula gidip gelirken kulaklarımıza mahallede yapılan düğünlerden müzikler takılıyordu. Bir gün arkadaşlarımla piyanonun başında otururken Roman havası olabilecek bir melodi aklıma geldi. Üzerine akorları da çalıp blues formatına oturttum. Akşamına tamamladım.
❏ Eserlerinizde Batı'dan Doğu'ya uzanan eşsiz müzik kültürümüzden yararlanıyorsunuz. Peki diğer müzisyenler bu zenginliğin yeterince farkında mı?
Ciddi bir zenginlik var bu topraklarda. İstanbul'da her şeyin göbeğinde yaşıyoruz. Türkiye'de Batı müziği ve Türk müziği ile ilgilenen çevreler maalesef uzun zaman birbirine sıcak bakmamış. Hatta Türk müziği de kendi içinde Halk ve sanat müziği diye kutuplaşmış. Ama hepsi Türk müziği... Sanat müziği ne? Müzik bir sanat değil mi zaten?
❏ Günümüzde gençler müziği meslek olarak seçerken hâlâ çok kararsız kalıyor. Ebeveynlerin, "Aç kalırsın" dediklerini de biliyoruz...
Müziği meslek olarak seçmek eskiden beri zor. Benim ailem de müzik yapmama karşı çıkmıştı. Meslek lisesinde elektrik bölümündeydim. Ailem elektrikçi olmamı istiyordu. Mezun olduktan sonra bir fabrikada yerim bile hazırdı. Ama ben müzikte ısrar ettim.
❏ Müzisyen olmayı arzulayan gençler ebeveynlerinin olumsuz düşüncelerine kulak asmamalı mı?
Aslında aileler haklı. Müzisyenlerin şartları çok zor. Sosyal güvencemiz, kurulu planımız yok. Bu tüm sanatçılarla ilgili bir durum. Hep günlük yaşamak zorundasın. Ama bunu göze alıyoruz. Önümüzü görmeden, risk alarak gidiyoruz.
❏ Popüler müzikte mekanın sahibi tartışmaları var. Caz müzikte mekanın sahibi var mı?
Türkiye'de caz müzikte hep bir numara olan Aydın Esen var. Kendisine mekanın sahibi diyebiliriz.
❏ Üçüncü albüm gelecek mi?
Evet en kısa zamanda üçüncü albümü kaydetmeyi planlıyorum. Tüm parçalar ve düzenlemeler hazır yakında provalara başlarız. Bir yandan da Gökhan Sürer ve Ediz Hafızoğlu ile üçlü olarak oluşturduğumuz yeni projemiz Space Walk ile elektronik dans müziği ağırlıklı parçalar üzerine çalışıyoruz. Yakında ilk teklimizi yayınlayacağız.