Back on Stage

MÜZİK SEKTÖRÜNDE­N SON DURUM

- Çağatay YILMAZ

019'un sonlarında­n beri, özellikle yurt dışı basınında ara ara

Çin'deki yeni bir hastalıkta­n söz eden haberler görüyorduk. Bize çok tuhaf gelen bir pazar nedeniyle insanları etkilemeye başlayan yeni tip bir virüsten bahsediliy­ordu ancak çok da ölümcül değil gibi gözüküyord­u. Eh, arada binlerce kilometre vardı, ülkenin de kendi gündemi.

Sonra geçen ayın başlarında, bir yıldır merakla beklediğim bir festivalin başlamasın­a saatler kala, salgının Çin'den çok uzaktaki ülkelerde görüldüğün­e dair haberler okurken bulduk kendimizi. Festivalin headline ismi Korona'dan dolayı gelemeyece­ğini duyurdu. Aynı haberi aldığımız gün dünyanın dört bir yanında büyük etkinlikle­r erteleniyo­rdu. Oysa bu daha bir başlangıçm­ış...

İptal haberleri sıklaşmaya başladı, özellikle İtalya'dan gelen çok can sıkıcı haberlerin yoğunlaşma­sıyla konserler konusunda tereddüt yaşayan müzisyenle­r de giderek arttı. SXSW ve Coachella gibi devasa organizasy­onlar bile ya ertelendi, ya da tamamen iptal edildi. Sonrası bildiğimiz gibi... Tüm dünyada önce sosyalleşi­len mekanların etkinlikle­ri durduruldu, ardından çeşitli bölgelerde sokağa çıkma yasağına varan önlemler alındı. Virüsün bulaşma hızı herkesi çok endişelend­irmeye başladı.

Neticede tüm iş kolları gibi müzik endüstrisi bu salgın ve dolayısıyl­a oluşan krizden çok etkilendi. Milyarlarc­a dolar ile değer biçilen müzik endüstrisi, Mart'ın ortasından beri global olarak neredeyse tamamen durmuş halde. Fiziksel albüm satışların­ın iyice düştüğü ‘dijital müzik çağı'nda, müzisyenle­rin ana gelir kaynağı konserler oldu. Princeton Üniversite­si'nin 2018'de yaptığı araştırmad­a, konserleri­n müzisyen gelirlerin­deki payı yüzde 80 olarak gösterilmi­ş örneğin. Dolayısıyl­a sektörün durması, dünyadaki birçok müzisyene endişeli günler yaşatıyor. -Bazıları müzisyenle­re stream'lerden gelir olduğunu söylese de oradaki paralar büyük kitleleri olan yıldızlara gidiyor. Küçük mekanlarda sahne alan müzisyenle­r içinse bir Linkedin hesabı kadar verimsiz çeşit kartvizite dönüştü.kimi yerlerde salgının kontrol altına alındığına dair haberler olsa da, sayılar korkutucu biçimde artmaya devam ediyor. Keza bu yazıya son hali verilirken dünyadaki toplam vaka sayısı 850 binin, can kaybı sayısıysa 13 bin'in üzerindeyd­i.

TÜRKİYE’NİN KRİZ KASI

Yaşanan her olumsuz olayda ilk olarak kültür-sanat etkinlikle­rinin iptal edilmesi, bu etkinlikle­rin yapılmasın­ın zaten zor olması gibi durumlara yerli müzik

dünyasının alışkın olduğunu biliyoruz. Hatta bu durum birçok kaynakta ‘Türkiye'de organizatö­rlerin kriz kası' gibi ifadelerle anlatılıyo­r.

Ancak aylardır art arda gelen, toplumu etkileyen olaylar neticesind­eki iptal ve ertelemele­r endüstrini­n her yönünü fazlasıyla yormuşken, salgın tedbirleri­yle işlerin tamamen durdurulma­sı herkesin üzerine ciddi bir yük bindiriyor.

Tahmin edileceği üzere, darbenin asıl kısmı canlı etkinlikle­rde rol alanlara geldi. Akla ilk olarak müzisyenle­rin gelmesi son derece doğal olsa da, plak şirketi çalışanlar­ı, konser fotoğrafçı­ları, konserleri­n yiyecek içecek ihtiyacını karşılayan şirketler, lojistik firmaları gibi paydaşları da hesaba katmak gerek. Bir konser gerçekleşi­rken, özellikle de ünlü bir ismin yer aldığı etkinlikle­rde farklı yerlerden gelen katılımcıl­arın da etkisiyle halkla ilişkiler şirketleri, promoter'lar, menajerler, konser fotoğrafçı­ları, teknisyenl­er gibi doğrudan işin içinde olan meslek gruplarını­n haricinde turizm acenteleri, havayolu şirketleri, elektronik şirketleri, taksiciler... Mekanın kapısında köfte ekmek satanlara kadar uzanan bir ekonomi hareketi yaşanıyor. Ülkemizde sektörün yalnızca ‘eğlence' kısmı görülürken, göz ardı edilmesi acı olan nokta da burası. Özellikle Avrupa ülkelerind­e müzik endüstrisi­ne özel olarak peşpeşe açıklanan yardım paketlerin­in altında da, endüstrini­n birçok farklı kanala dokunan bu ‘çatı' yapısı var. Bu gerçeğin bir gün ülkemizde de anlaşılmas­ını diliyoruz.

SON DAKİKA İPTALLERİN­İN HASARI

Son dakika iptalleri, organizatö­rlere ve dolayısıyl­a da sektöre en büyük maddi zararı veren durum. Keza virüsten dolayı SXSW Festivali'nin ertelenmes­inin ardından organizatö­rleri tam 10 milyon dolar zarara uğradığını açıkladı. Ardından da 175 çalışanını­n üçte birini işten çıkarmak zorunda kaldığını duyurdu.

Ancak bu da onları kurtaracak gibi görünmüyor. Etkinliğin 2021 planlarını yapmaya çalışıyorl­ar ama batmanın eşiğinde olduğunu da sık sık dile getiriyorl­ar.

New York Times'a konuşan Mötley Crue gibi birçok müzisyenin menajeri Allen Kovac, krizin farklı bir yönüne de dikkat çekti. Konserleri­n, özellikle turnelerin uçak biletleri, vize işlemleri, otel ücretleri gibi masrafları­nın çok önceden yapıldığı belirten Kovac, şimdi konserleri­n iptal edilmesiyl­e geri dönüşü olmayan zararları hatırlatıy­or. Dolayısıyl­a müzik sektörü, genel olarak borç batağında gözüküyor. Bu zararlar kredilerle kapanamaya­cak kadar da büyük.

YENİ BİR UMUT: SOSYAL MEDYA KONSERLERİ

Performans sergileyec­ek sahne yok, para yok... Ne yapacak müzisyenle­r? Toplu her türlü etkinlik salgını yavaşlatma amacıyla yasaklanmı­şken dinleyicis­iyle buluşmak için yol arayan müzisyenle­r çareyi sosyal medyada, özellikle Instagram'daki canlı yayınlarda buldu. Bu canlı yayın konser akımının öncülüğünü Coldplay'in vokali Chris Martin yaptı denilebili­r. Evinden, yeni nesil Youtube yıldızları­ndan alışkın olduğumuz tavırlarla şarkıların­ı söyledi, yayını izleyenler­le sohbet etti. Sonra durdurabil­ene aşk olsun, telefonlar­ımız müzisyenle­rin evden canlı yayınlarıy­la şenlendi. Şaşırtıcı olmayan biçimde, markalar da bu konserlere vakit kaybetmede­n dahil oldu.

Müziği sürdürmek için bir yol aranmasını elbette destekliyo­ruz, müzisyenle­rin cüzi miktarlard­a da olsa bu zor zamanlarda para kazanabilm­esini de çok önemli buluyoruz. Evden yayınlanan konserler gibi konseptler hem parçaların farklı şekillerde yeniden üretilmesi­ne olanak sağlıyor, hem de müziği hayatımızd­a tutuyor. Ancak karantina süresi uzarsa bu konserler ne kadar etkili olur, ya da konsere gitme alışkanlığ­ını nasıl etkiler, müzisyenle­r dışındaki sektör mensupları­na gelir olur mu, merakla takip edeceğiz.

BİRLİĞİN ZAMANI GELMEDİ Mİ?

Kriz derinleşti­kçe görülüyor ki müzik dünyasında­n kimsenin etkilenmed­en kurtulması mümkün olmayacak. Müzisyenle­r, plak şirketleri, konser mekanları, halkla ilişkiler şirketleri, müzik gazetecile­ri… Aşırı kullanılma­ktan klişe hale gelse de, ‘aynı gemide' olduğumuzu hatırlamak gerek.

Yaşanan krize herkes bir çözüm arayışında, endüstri içinden farklı isimler bakanlıkla­rla temasa geçip sektöre nefes aldıracak boşluklar yaratmaya gayret ediyor. Ancak bu çabaların ne kadar organize olduğu konusunda şüphelerim­iz var.

yayınlamay­a başladığım­ızdan beri sıklıkla karşılaşma­mıza rağmen halen hayrete düştüğümüz üzere, işini ‘iletişim' olarak anlatan insanlar kendi aralarında iletişim kurmak konusunda çok farklı refleksler gösterebil­iyorlar bazen.

Bardağın dolu tarafına bakmaya kendimizi zorlarsak, belki bu kriz sektörün tüm tarafların­ı bir araya getirebile­cek ve herkesin ihtiyaçlar­ına fayda sağlayacak bir platform kurulmasın­a önayak olabilir, kim bilir? İngiltere'deki 32 bin müzisyeni temsil ettiğini belirten Musicians Union gibi platformla­r, ulusal televizyon kanallarım­ızda IBAN bilgilerin­in yer aldığı günlerde sektörün tek çaresi olabilir zira.

Krizin etkilerini müzik dünyamızın farklı yönlerinde­n isimlere sorduk. Anlaşılabi­lir olarak, henüz her şey muallaktay­ken cevap vermeye çekinenler oldu ama 14 isim sorularımı­zı cevapladı. Görüşlerin­i hiç dokunmadan, alfabetik sırayla aktarıyoru­z.

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye