“detay” için muğlak aforizmalar
Mimarlık ve kuramı birbirinden uzaklaştıran hiyerarşi, kuramın sorgulama, anlama, tarif etme gayesi içeren belirsiz narinliğine karşın mimari uygulamanın edinilmiş bilgi ve pratikler bütünü olmasından ileri gelir. Mimarlıktan kurama doğru bir ilişkiden çok kuramın içinden mimarlığa doğru tersine bir ilişkilenme, mimarlığın kendi alanı dışına da taşan, daha sağlıklı kabul edilebilecek bir ilişki biçimi. Detay, mimarlığın pratiği içerisinde belli bir yetkinlik, evvelinden sonucu tahmin, tersine kurgu ile zamana ve ilgili mekâna dair bütünsel hâkimiyet içermesi gerekliliği nedeniyle bir uygulama aracı olarak bu ilişkiler kurgusunda kuramla belki de en az temasta olandır.
Detayı olmayan bir yapı olabilir mi?
Bir yapının yapı olabilmesi için sağlaması gereken asgari koşulları şimdilik bir kenara bırakarak, tahayyül edelim: Mesela hiçbir açıklığı olmayan bir küp. Maalesef köşesi/ayrıtı var. Ayrıtlardan kurtulsak ve küre olsa, bu kez ağırlığını aktaracağı bir temas olmalı ki iki “şeyin” ilişkisi; gene olmadı. Hadi yer çekimsiz ortam diyelim: Bu kez de buraya kadar ertelediğimiz malzemede, kesitte ortaya bir yapısallık çıkacak. Demek ki detayı olmayan bir yapıdan bahsedemiyoruz.
Detay tasarlanan mı yoksa çözülen mi bir şeydir? Bir mimari süreçte zamanı nereye ve kime düşer? Detay, imalata dönük bir reçete olarak mimarinin temsil aracı mıdır?
Detayın görülmesi ya da görülmemesi konu olabildiği gibi ortaya serilebilir veya kendini kapatabilir/gizleyebilir. Abartmak/abartılmak detay ile mümkündür. Nerede durulup nerede durulmayacağına detay karar verir. Bütünü etkiler. Hem de öyle bir etkiler ki bütünü, bütünleyen olabileceği gibi, parçalayan da olabilir. Parçalamasının kastı ile bütünün parçalı olmasına zemin teşkil eder ki bu da detayın kontrol alanıdır.
Detay üretilir. Hem kendisini üretir hem de bir üretim aracıdır. Bir üretim dilidir. Müşterisine, ilgilisine, tüketicisine bağlı bir gayesi, retoriği vardır. Şayet iletişime fayda sağlamazsa sessizliği ve gürültüsü içinde kaybolur.
Herhangi bir yapı detay ile mi başlar (tümevarım) detaya mı indirgenir (tümdengelim)? Fiziki dünyada detay ortaya koymanın bileşeni olarak cisimleşmeye yardım eder; yazın ve benzeri dünyalarda ise algılamaya ve algıyı yönlendirmeye. Dolayısıyla bir taraf için araç olan diğer taraf için sonuç olabilir.
Detay benzerleşebilir ve endüstriyel çoğalmalara müsaittir. Bir yapı/iş özelinde tekrar edilebilir olduğu gibi farklı “yapı”lara nüfuz da edebilir. Bir geliştirme formülü olarak özgünleşebilir. Şahsileşebilir. Ya da benzemez ama tavrı ile adresleyebilir.
Mimari için detay bir mecburiyettir. Başınıza gelendir. Kapınızı çalar. Açıp açmamak size kalmıştır. Açmadığınız kapı başınıza iş açma ihtimali taşır. Oysa işlevin arka planda kaldığı durumlarda/işlerde çoğaltmanın veya süslemenin öğesi olur.
Mimari “detay”ın yapının üretimi dahilindeki önemsiz ya da gösterilmeyen –istenmeyen- mahrem olma noktasından bugün yapının planı gibi, fotoğrafı gibi gün yüzüne çıkmış, deşifre edilmiş hâli magazinsel temsil olarak da düşünülebilir.
Detayın kendisi güzel olabilir mi, el verdiğini mi güzelleştirir? Güzel kabul edilen bir burun yüzden ayrılıp tek başına kalınca ya da şık bir tabakta yer alan havuç tabağı terk edip yalnızlaşınca biraz önce kurdukları ilişkiden farklı bir güzellik tanımına girmezler mi?
Resmin detay ile kurulması veya mânâsı içerisinde detaya/detaylara kucak açması ya da metnin detay ile kurulması, mimarinin detay kurgusundan uzak değil. Detayı ortaya seren, hassasiyet gösteren araçların, sonra terk edilecek oluşturma biçimlerinin kendi detayları da bunun bir parçası. Detayın genel ifadeyi ve/veya gerekliliği karşılaması için harekete geçeceği bir zaman var. Mimarlığın belli bir ölçeği dahilinde proje yürütücülüğünün âdeta film endüstrisindeki yapım şirketleri gibi davranması ve süreç aktörleri ve karakterlerinden oluşan bir cast ile “işin” kotarılması söz konusu. Detayı kendi bağlamından kopararak bütünün bu aktörlere yüklenmiş karakterleri, endüstriyel detaylar, tektipleşme ve buna bağlı sınırlı kombinasyonlar ile konvansiyonel çözümler; bu çözümlerin soruları ve tektipleşmiş çözümsüzlükleri özgün, yerine ve tasarımcısına ait ihtimalleri ortadan kaldırıyor.
Edebiyat, resim, fotoğraf ve çoğu zanaat kolları gibi ortaya konma süreçleri tekil, kendi gerçekliği ve amacı dahilinde ilerleyen, çözümlerini sürecinin varoluşu ile ortaya koyan diyalektik süreçler, bütünün gerek parçalarını gerekse de algısını, gayesini ortaya sermekte kıymetli bir izlek.