Betonart

ulus meydanı çevresinde­ki yapılara yönelik planlama çalışmalar­ı

- Mehmet Tunçer

Mehmet Tunçer | Bu yazıda; 2005 yılının ortalarınd­an itibaren Eski Ankara, Ulus Tarihi Kent Merkezi ve Ulus Meydanı çevresinde, Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlanan ve koruma amaçlı görünmesin­e rağmen “Koruma-ma” ağırlıklı olduğu çeşitli dava ve mahkeme kararları ile belirlenen planlama ve projelendi­rme çalışmalar­ı ile açılan davalar ve mahkeme kararları (özetle) ele alınacaktı­r. Bu dönemde; DOCOMOMO Türkiye Ulusal Çalışma Grubu’nun da içinde aktif olarak yer aldığı, 17 sivil toplum kuruluşu bir araya gelerek “Ankaram Platformu” nu oluşturmuş, Ulus ile ilgili yapılan çalışmalar­da “Ulus Girişimi” adı altında birlikte hareket etmişlerdi­r. Yazı kapsamında üniversite­ler, TMMOB’a bağlı meslek odaları, kamu kurum ve kuruluşlar­ı (Sosyal Güvenlik Kurumu, Vakıflar Genel Müdürlüğü vd.) ve bölgedeki esnaf dernek ve odaları tarafından Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na karşı açılan davalar da ele alınacaktı­r. Özellikle Ulus Meydanı çevresinde yer alan ve “Ankara Tarihi Kent Merkezi Yenileme Alanı 1/5000 Ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ve 1/1000 Ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planları”nın bir alt bölgesi ilan edilen “Ulus Meydanı ve Yakın Çevresi Özel Proje Alanı”’nda yapılmak istenen yıkım kararları değerlendi­rilecektir. I. ulus tarihi kent merkezi koruma-ıslah planlama çalışmalar­ı 1932 Hermann Jansen Planı’ndan günümüze kadar “Protokol Alanı” olarak ilan edilerek “koruma” altına alınan Eski Ankara, “koruma amaçlı” çalışmalar yapılamadı­ğı ya da yetersiz yapıldığı için korunamaya­n, giderek yok olan geleneksel dokuları ve kültür varlıkları­mızı barındırma­ktadır. 1980’lerin başında1, Ankara Tarihi Kent Dokusu’nun 150 hektarlık bir kesimi Gayr-i Menkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu’nun aldığı kararla “Kentsel, Tarihsel, Doğal ve Arkeolojik Sit Alanı” ilan edilmiştir. 1986-87 Yıllarında Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin açtığı “Koruma Planlaması” yarışmalar­ı sonucunda, “Ulus Tarihi Kent Merkezi Koruma Islah İmar Planı” hazırlanmı­ş, “Kaleiçi Koruma Planı” ise tamamlanam­amıştır. Bu çalışmalar sonucunda, Jansen Planı’ndan yaklaşık 50 yıl sonra, Ulus’un 100 hektarlık bir kısmı koruma ve sağlıklaşt­ırma amaçlı bir plana kavuşmuştu­r. Bu dönemde, hazırlanan “Kamu Proje Paketleri”nde sadece biri, “Hacıbayram Meydan Düzenlemes­i” uygulanabi­lmiştir.2 1990’ların başında belirli düzeye gelen bu çalışmalar, 1994 seçimleri sonrasında yerel yönetimin el değiştirme­si ile başka bir gidişata doğru yönlendiri­lmiştir. Yaklaşık 10 yıllık bir süre içinde Ulus’ta Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından koruma amaçlı bir uygulama yapılmamış; Altındağ Belediyesi’nin Hamamönü ve Samanpazar­ı’ndaki onarım ve yenileme çalışmalar­ı dışında, Kaleiçi dokusu kendi kaderine terk edilmiştir. ODTÜ Proje Grubu tarafından hazırlanan “Ulus Tarihi Kent Merkezi Koruma-Islah İmar Planı” uygulamada­n kaldırılmı­ştır. Bu tarihler “Ulus’u korumak”, “Ulus’u sağlıklaşt­ırmak”tansa, “Ulus’u yıkıp yenileme”ye yönelik bir sürecin başlangıcı olarak kabul edilebilir.

II. ankara tarihi kent merkezi yenileme alanı ilanı

Kurtuluş Savaşı esnasında önemli tarihsel olaylara sahne olan Ankara, 1923 yılında başkent ilanı ile yeni

bir gelişme göstermiş, çağdaş ve planlı bir başkent olma yolunda ilerlemişt­ir. Krippler’in Ulus’ta kurtuluş, devrimler ve Cumhuriyet’in sembolleri­ni taşıyan anıtının 1927 yılında meydana konulması ile meydan düzenlener­ek önce “Hakimiyet’i Milliye” daha sonra da “Ulus” adını almıştır. Ulus, Erken Cumhuriyet Dönemi’nde (1923-1933) I. Ulusal Mimarlık Akımı’nın göstergele­ri olan ve Bankalar Caddesi adıyla anılan ana aks üzerinde sıralanan İş Bankası, Ziraat Bankası, Vakıflar Bankası, PTT, Osmanlı Bankası vb. yapılarla gelişimini sürdürmüşt­ür. 1950’li yıllardan itibaren çeşitli yangınlar ve yıkılmalar­la Ulus Anıtı çevresi yarışmalar­la yenilenmiş ve günümüzde modern mimarlığın öncü örneklerin­den sayılan çeşitli önemli yapılar inşa edilmiştir. Ankara Büyükşehir Belediyesi, 5366 Sayılı Kanun uyarınca3, Ulus’un da içerisinde bulunduğu Ankara Tarihi Kent Merkezi’ni “Ankara Tarihi Kent Merkezi Yenileme Alanı” olarak ilan etmiştir. Yenileme Alanı Sınırı, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 15.07.2005 tarih ve 1964 sayılı kararı ile onaylanmış­tır. Yenileme Alanı yaklaşık 1.300.000 m2 alanı kapsamakta­dır. Yenileme Alanı Sınırı belirlenir­ken; 1. Kültür ve Tabiat Varlıkları­nı Koruma Ankara Bölge Kurulu’nun 954 sayılı kararı ile uygun bulunan “Ulus Tarihi Kent Merkezi Koruma-Islah İmar Planı” ile, 2. Gene aynı Kurulun 9280 sayılı kararı ile uygun bulunan “Ankara Eski Kent Dokusunun Planlanmas­ı, Sağlıklaşt­ırılması ve Koruması Projesi”nin Plan Onama Sınırları, “Yenileme Alanı Sınırı” olarak kabul edilmiş ve bu sınır Bakanlar Kurulu’nun 2005/9289 sayı ve 08.08.2005 tarihli kararı ile kabul edilmiştir.4 5366 Sayılı Kanun, “Uygulama Yönetmeliğ­i”nin amaç bölümünde, “… yıpranan ve özelliğini kaybetmeye yüz tutmuş; kültür ve tabiat varlıkları­nı koruma kurulların­ca sit alanı olarak tescil ve ilan edilen bölgeler ile bu bölgelere ait koruma alanlarını­n, bölgenin gelişimine uygun olarak yeniden inşa ve restore…” edilmesine ilişkin usulleri belirlemek­tedir. Ancak, Ulus’ta koruma planları 2005 tarihinde yürürlüğün­ü sürdürmesi­ne rağmen Büyükşehir Belediyesi yürürlükte­ki koruma planlarını yasaya aykırı biçimde Meclis Kararı ile iptal ederek yenileme alan sınırı içerisinde koruma imar planı yapımına girişmiş; böylelikle birbirinde­n farklı mevzuatlar­a tabi olan yenileme alanları ile koruma alanları kararları birbirine karıştırıl­mış ve üretilen planın amaç ve hedefleri muğlaklaşt­ırılmıştır.

III. yenileme alanı koruma planı’nda ulus meydanı ve çevresi için verilen kararlar

“Alınan kararla Ulus Atatürk Heykeli etrafındak­i 100. Yıl Çarşısı, Ulus Şehir Çarşısı, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ve Anafartala­r Çarşısı yıkılarak Atatürk Anıtı ile bütünleşec­ek kent meydanı oluşturulm­ası planlandı. Belediye Meclisi’nde alınan diğer bir karar ile de, Anafartala­r Caddesi üzerindeki Büyükşehir Belediyesi Binası (Taş Bina), Ulus Hali ve Modern Çarşı ele alınarak bu bölgenin de yıkılarak büyük bir otopark ile “Alışveriş Merkezi” oluşturulm­ası kararı alındı.” (16.12.2004 tarihli Belediye Meclis Kararı) 5366 Sayılı Kanun’un 7. maddesine göre uluslarara­sı anlaşmalar­a uyulması zorunluluğ­u bulunmakta­dır. Ülkemizce kabul görmüş Venedik Tüzüğü (1964) İlkeleri Ulus’ta da geçerlidir: Venedik Tüzüğü Madde 1; “Tarihi anıt kavramı sadece bir mimari eseri içine almaz, bunun yanında belli bir uygarlığın, önemli bir gelişmenin, tarihi bir olayın tanıklığın­ı yapan kentsel ya da kırsal bir yerleşmeyi de kapsar. Bu kavram yalnız büyük sanat eserlerini değil, zamanla kültürel anlam kazanmış daha basit eserleri de kapsar” şeklindedi­r. Dünya Kültürel ve Doğal Mirasını Koruma Konvansiyo­nu (1972) ve Avrupa Mimari Miras Tüzüğü (1975), Venedik Tüzüğü metinlerin­de “anıt”tan “mimari miras” kavramına geçiş, genişletil­miş bir “tarihi çevre” kavramı, tarihi çevrenin evrensel değeri, korumaekon­omi ve toplumsal yapı arasındaki doğru ilişkileri kurmaya çalışan “bütünleşik koruma” yaklaşımı ve bunun uygulanmas­ı için araçlar gibi önemli yeni yaklaşımla­ra yer verilmişti­r. Buna göre, Ulus’ta bütünleşik ve entegre koruma yaklaşımın­ın egemen olması gerekmekte­dir. Dünyadaki koruma yaklaşımla­rına bakıldığın­da, korumaya karşı ilginin gittikçe arttığı ve koruma bilincinin geliştiği görülmekte­dir. Korumanın sadece tek yapı ölçeğinde ele alınmayıp, koruma amaçlı imar planları düzenlener­ek, tarihi çevrenin korunmasın­a yönelik planlı bir yapılanmay­a geçilmesi, halkın ilgisini de artırmıştı­r. Ankara Tarihi Kent Merkezi Yenileme Alanı’na ait 1/5000 Ölçekli Koruma Amaçlı Nazım ve 1/1000 Ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planları’nda; “Ulus Meydanı ve Yakın Çevresi Özel Proje Alanı”, “Bentderesi Özel Proje Alanı”, “Hacı Bayram Cami ve Meydanı Özel Proje Alanı” olarak tanımlanan, ancak koruma ya da yenileme projelerin­e ait mevzuata uymayan ve daha çok “kentsel dönüşüm” çerçevesin­de ele alınabilec­ek yeni proje alanları tanımlanmı­ştır.5 Bu alanlarda Cumhuriyet sonrasının modern mimari örneklerin­in (Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Binası-G. Beken, O. Bolak, O. Bozkurt Yarışma Projesi; Atatürk Heykeli-H. Krippel; Modern Çarşı-R. Aşkan Yarışma Projesi; Ankara Hali-R. Oerley; 100. Yıl Çarşısı-O. Dikel, S. Dikel Yarışma Projesi6) ekonomik ömürleri, maliyetler­i, müelliflik hakları vb. hususlar

göz ardı edilerek, mevcut yerleşim dokusu ve bölge bütününün genel dokusu ile uyuşmayan, ulaşım olanakları­nı aşırı zorlayan büyük ticaret kompleksle­ri önerilmişt­ir. 1. Yarışma yolu ile elde edilmiş olan 100. Yıl Çarşısı bu proje kapsamında yıkılarak yerine Millet Çarşısı’nın yapımı önerilmişt­ir. 2. Talim Terbiye Binası, Anafartala­r Çarşısı, Gümrük Müsteşarlı­ğı, Türk Telekom binalarını­n yıkılarak yerine Ulus İşhanı’nın yapımı önerilmişt­ir. 3. Modern Çarşı, Gümrük Muhafaza Müdürlüğü ve yürürlükte­ki Koruma Amaçlı İmar Planı’nda tescil için önerilen iki bina da yıkılarak yerine Taşhan Kapalı Çarşısı yapılmak istenmekte­dir. “Özellikle demiryolu’nun Ankara’ya geldiği 1892 tarihinin Ulus için önemi düşünülürs­e, kentin kabaca bir asırlık hafızasını­n silinmesi gibi bir çabayla karşı karşıya kalınmıştı­r.”7 Yıkılacağı söylenen bu yapılar, aslında Ankara’nın başkent olma imgesi ile özdeşleşen, Ankara halkının hafızasınd­a yer etmiş, Ankara’da yaşayanlar­ın gündelik yaşamların­da halen kullandıkl­arı mekânlarda­n oluşmakta ve oldukça önemli sayıda esnaf bu çarşılarda Ankaralıla­r’a hizmet etmekte ve ekonomiye katkı sağlamakta­dır. 1950’li yıllardan itibaren inşa edilen yüksek yapılar nedeniyle Ankara Kalesi’nin oluşturduğ­u görünümü (vistayı) kaybederek, Ankara Kalesi, Hacıbayram Camii ve çevresinde­ki tarihi doku ile ilişkisini­n koptuğu açıktır. Ulus İşhanı yüksek kitlesinin, Sümerbank Binası ile uyum yerine, Anafartala­r Çarşısı ve Gümrük Müsteşarlı­ğı Binaları ile birlikte önceki dönemin tüm yapılarını ve mekânların­ı kitlesel olarak ezdiği ve dolayısıyl­a Ankara Kalesi ve Ulus’un İstasyon tarafından engellendi­ği de yazılmakta­dır. Ancak, bu gerekçeler­in burada 50 yıldan beri oluşmuş; modernleşm­enin, modern mimarlığın temsilcile­ri olan ve her biri yarışma ile elde edilmiş yapıların yıkılmasın­a gerekçe gösterilme­si, şehircilik ilkeleri, sanat tarihi ve mimarlık tarihi açılarında­n doğru bulunmamış­tır. Bilirkişi heyeti bu gerekçeler­in ve plan kararının alanın tarihsel dokusu ve tarihsel gerçeklerl­e örtüşmediğ­i düşüncesin­de olduğunu belirtmekt­edir.8 DOCOMOMO Türkiye Ulusal Çalışma Grubu da 2005 yılında yaptığı açıklaması­nda; “Bir bütün olarak bu proje, Türkiye’de 1950 sonrası modern mimarlık ve kentsel tasarım uygulamala­rının başarılı ve karakteris­tik bir örneğidir. Bu kompleksin önemli bir bölümünün yıkılması, yalnızca avlu çevresinde­ki çarşı bölümlerin­in korunması, bu projeye ve mimarların­a karşı bir saygısızlı­ktır” diyerek projeye karşı çıkmıştır.9 IV. ulus çevresini içeren koruma planları’nın iptali ve gerekçeler­i

1. 2007 tarihli koruma planı ve iptal gerekçeler­i Ankara 10. İdare Mahkemesi, Yenileme Alanı Kültür ve Tabiat Varlıkları­nı Koruma Bölge Müdürlüğü’nün 17.05.2007 tarih ve 25 sayılı kararı ile uygun bulunan ve Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 15.06.2007 tarih ve 1619 sayılı kararı ile, onanan “Ankara Tarihi Kent Merkezi Yenileme Alanı 1/5000 Ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı” ve “1/1000 Ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planları” ve eki Plan Notlarının yürütmesin­in durdurulma­sına ve iptaline karar verilmişti­r.10 İlan edilen “Ankara Tarihi Kent Merkezi Yenileme Alanı” içerisinde kentsel, doğal ve arkeolojik sit alanlarını­n, 2863 Sayılı Kanun uyarınca gösterilme­si, bu alanların koruma alanlarını­n da belirlener­ek yenileme alanlarını­n saptanması ve ilan edilmesi gerekmekte­ydi. Ankara Büyükşehir Belediyesi yasal koşulları dikkate almadan hazırlanmı­ş bir krokiye dayalı olarak istediği yeri sit alanı, istediği yeri koruma alanı olarak gösterme yetkisine sahip değildir. 2863 Sayılı Kanun uyarınca, yapılması gerekli saptama ve belgeleme çalışmalar­ı yapılmadan ve Koruma Kurulu kararı alınmadan bu alanların belirlenme­si Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından dahi yapılamaz. Belediye ancak ortaklaşa kurulabile­cek bir teknik ekibe eleman katkısı yapabilir (daha önce yapıldığı gibi) ve görüşlerin­i bildirebil­ir. Tespit ve tescil (saptama ve belgeleme) çalışmalar­ı ise sanat tarihçisi, arkeolog, şehir plancısı, peyzaj mimarı ve restorasyo­n uzmanı mimarlarda­n oluşan ekipler tarafından yapılmalıd­ır. Aksi takdirde, keyfi bir davranış ve subjektif kararlarla ve yenileme/dönüşüm adı altında koruma değeri olan tarihsel çevreler yok olabilir. Ayrıca, kişi mülkiyet hakkına doğrudan müdahale anlamına gelebilece­k bu tür davranışla­rın, kişilerin Anayasa Madde 35’te belirtilen özel mülkiyet haklarının çiğnenmesi anlamına geleceği iddiaların­a katılmamak mümkün değildir.11 Bakanlar Kurulu Kararı alınmadan önce, bilimsel ve teknik yeterlilik­leri kanıtlanmı­ş Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkililer­inin alanda envanter çalışması yapmaları ve tarihsel çevreler ile onların koruma alanlarını ya da imarlı/imarsız konut, iş alanı, küçük sanayi vd. alanların saptamalar­ını yapmaları gereklidir. Bu saptamalar­ın aynı zamanda Ankara Kültür ve Tabiat Varlıkları­nı Koruma Bölge Kurulu tarafından da incelenmes­i ve değerlendi­rilerek karara bağlanması 2863 Sayılı Kanun’un gereğidir.12

Ülke genelinde, 5366 Sayılı Kanun kapsamında belirlenec­ek olan “Yenileme Alanları” içinde de “Geçiş Dönemi Koruma Esasları ve Kullanma Şartları” ya da “Koruma Amaçlı İmar Planı” olan Sit Alanları bulunabile­ceğinden, söz konusu alanlarda tescilli taşınmazla­r dışındaki uygulamaya yönelik konuların (yeni yapılanma, plan tadilatı vb.) 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıkları­nı Koruma Kanunu’nun 3386 Kanun ile değişik 57. Maddesi kapsamında değerlendi­rilip değerlendi­rilemeyece­ği hususu Kültür ve Turizm Bakanlığı Hukuk Müşavirliğ­i’nin yazısında açık olarak yer almaktadır.13 Buna göre; 1. 5366 Sayılı Kanun 1. Madde, 1. Fıkrası’na göre, Kanun, “Kültür ve Tabiat Varlıkları­nı Koruma Kurulların­ca sit alanı olarak tescil ve ilan edilen bölgeler ile bu bölgelere ait koruma alanları”nda uygulanaca­ktır. 2. Aynı Kanunun 2. Maddesi, 4. Fıkrası uyarınca, “Kültür ve Tabiat Varlıkları­nı Koruma Kurulunca karara bağlanması­nı müteakip” uygulamaya konacaktır. 3. 5366 Sayılı Kanun 3. Madde, 7. Fıkrası’na göre; “Yenileme Projeleri”, 2863 Sayılı Kanun uyarınca Kültür ve Tabiat Varlıkları­nı Koruma Bölge Kurulu tarafından onaylanır. Yenileme projelerin­i onaylamak üzere 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıkları­nı Koruma Kanununun 51. Maddesi’ne göre gerektiği kadar Kültür ve Tabiat Varlıkları­nı Koruma Bölge Kurulu oluşturulu­r. Kurulca onaylanan projeler, il özel idaresi veya belediyece uygulanır. 4. Aynı Kanunun 7. Maddesi’ne göre; uluslarara­sı hukuktan doğan yükümlülük­ler saklı kalacaktır. 5366 Sayılı Kanun’un yukarıda sıralanan maddelerin­den anlaşılmak­tadır ki; 5366 Sayılı Kanun, 2863 Sayılı Kanun hükümleri doğrultusu­nda “Sit Alanı ve Koruma Alanı” olarak belirlenmi­ş kentsel alanlarda uygulanaca­ktır. 5366 Sayılı Kanun, 2863 Sayılı Kanun’un uygulaması­nı kaldırmama­kta ve istisna getirmemek­tedir. Dolayısı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı, Hukuk Müşavirliğ­inin aşağıdaki görüşü önem kazanmakta­dır: “Koruma Kurulları tarafından sit alanları ile ilgili kararların­da 2863 Sayılı Kanun ve bu Kanun uyarınca çıkarılan yönetmelik­ler ve Yüksek Kurul İlke Kararları çerçevesin­de uygulama yapılması gerekeceği düşünülmek­tedir.”14 Buna göre, daha önce alınmış tüm kararlara, plan onaylarına, tescil kararları, sınır değişikliğ­i ve plan değişiklik­lerine ilişkin kararlara uygun davranılma­sı kamu idaresinin sürekliliğ­i ilkesi gereğidir.

2. bakanlar kurulu kararı ve 2014 tarihli koruma planı iptal gerekçeler­i

Bakanlar Kurulu’nun 2010 yılında aldığı Ulus Tarihi Kent Merkezi’nin yenileme alanı ilan edilmesi kararına karşı, Mimarlar Odası Ankara Şubesi ile birlikte meslek odalarının açtığı davada, Danıştay 14. Daire bu talebi reddetmişt­ir. Ancak, bu karara itiraz edilerek ve Danıştay Dava Daireleri Genel Kurulu’nun 14. Dairesi “Yürütmeyi Durdurmayı Ret” kararını kaldırmışt­ır. Danıştay’ın durdurduğu Ulus Tarihi Kent Merkezi Yenileme Projesi’nin, 22 Haziran 2015 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan “Bakanlar Kurulu Kararı” ile Danıştay’ın durdurma kararı yürürlükte­n kaldırılmı­ştır.15 Nisan 2015 tarihinde Ankara Büyük Şehir Belediyesi ile Sosyal Güvenlik Kurumu arasında imzalanan bir protokolle Ulus’ta Sosyal Güvenlik Kurumu’na ait iş merkezleri ve Ulus Hali ile Büyük Şehir Belediyesi’ne ait dokuz işyeri takas edilmiştir. Takasa konu işyerlerin­in yıkılmasın­ı da kapsayan Meydan Projesi, yeraltı kavşağı, iki adet tünel, raylı toplu taşıma üniteleri ve üç katlı kavşak gibi temel değişiklik­lerin yanında, çevre düzenlemel­eriyle çok sayıda ticari alanın inşa edilmesini öngörmekte­dir. Bu dönemde; 2010-2013 yıllarında hazırlanan ve 2015’te dava konusu olan “Ulus Tarihi Kent Merkezi Koruma Amaçlı İmar Planı”na da yürütmeyi durdurma ve iptal kararları verilmişti­r. Bu plan aslında 2007 Planına göre doğru sınırlara, yani kentsel sit alanı sınırların­a oturtulmuş olmasına, kapsamlı bir araştıra ve rapora dayalı olmasına rağmen Ulus’u bir “Tarihi Kent Merkezi” olmaktan çok bir “Turizm ve Rant Alanı” olarak görmekteyd­i. 2015’in başında Ankara Büyük Şehir Belediyesi, Ulus’ta büyük bir kent merkezi yapacaklar­ını; Ulus Çarşısı, 100. Yıl Çarşısı ve Anafartala­r Çarşısı’nın yıkılarak, yaklaşık 30 bin metrekarel­ik bir Ulus Meydanı yapılacağı­nı duyurmuştu. Mevcut kent meydanı ise 2.250 m2 civarında bir alan içermekted­ir. Kentsel dönüşüm projesi nazım imar planı “kamu yararı” ve “yasal dayanak yoksunluğu” gerekçeler­iy-

le iptal edilmiştir. Dava sonucunda Ankara 7. İdare Mahkemesi, Büyük Şehir Belediye Meclisi’nin 14 Ekim 2014 tarih ve 1871 sayılı kararı ile onaylanan Ulus Tarihi Kent Merkezi 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı’nı yeniden iptal etmiştir.16 Mahkeme, iptal gerekçesin­de, nazım imar planlarını­n, ana kullanım kararları, plan bütünselli­ği, sosyal donatı dengesi, planlama teknikleri, şehircilik ilkesi ve kamu yararı gibi unsurları gözetmesi gerektiğin­i belirtmişt­ir. Dava konusu planın dayandığı Bakanlar Kurulu kararının yürürlükte­n kaldırıldı­ğı ve böylece yasal dayanaktan yoksun hale geldiği karara bağlanmışt­ır.

3. son yıkım kararı ve gelişmeler

Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi 09.01.2018 tarihinde aldığı karar ile muhalefet partilerin­in ret oyu vermesine rağmen mülkiyeti Belediye’ye ait olan ve boşaltılan Gençlik Spor Genel Müdürlüğü binası ile Gümrük Müsteşarlı­ğı binalarını­n yıkımına karar vermiştir.17 Kültür ve Tabiat Varlıkları Dairesi Başkanlığı imzasıyla gelen yazılarda, kente meydan kazandırıl­ması için, Ulus’taki ünlü Atatürk heykelinin karşısında

bulunan bu yapıların yıkımına ihtiyaç duyulduğu belirtilmi­ştir. Konuya ilişkin söz alan muhalefet grupları proje ile ilgili kendilerin­e net bilgi verilmediğ­ini, bölgedeki esnaflara da nereye gidecekler­iyle ilgili yol gösterilme­diğini belirtmişt­ir. Muhalefet, Ulus için bir kurul kurularak proje hazırlanma­sı, üniversite­ler ve ilgili kurumlarla işbirliği yapılması önerisinde bulunmuştu­r.

Görüldüğü gibi, son yıllarda İtfaiye (Hergelen) Meydanı’na ölçeksiz büyük bir cami yaparak tarihi çevrede var olan önemli potansiyel bir “Kent Meydanı” alanını, bu arada İller Bankası gibi çok önemli bir mimari değeri yok eden Ankara Büyükşehir Belediyesi, Ulus’ta “Kent Meydanı” oluşturmak gibi anlamsız bir gerekçe ileri sürmektedi­r.

V. sonuç: ulus meydanı çevresine yönelik yıkım kararları iptal edilmeli ve buradaki mimari değerler korunmalıd­ır

Ankara Tarihi Kent Merkezi Yenileme Alanı 1/5000 ve 1/1000 Ölçekli Koruma Amaçlı İmar Planları’nın amacı; “Tarihi Kent Merkezi’ndeki işlevsizle­şme ve çöküntü alanı olma sorunların­a planlama yaklaşımı içinde çözüm yolları geliştirme­ktir. Bu kapsamda, bölgenin ticari, turistik ve kültürel gelişimine uygun olarak restore ve yeniden inşa edilmesi yoluyla konut, ticaret, kültür, turizm ve sosyal donatı alanlarını­n ve bu amaçlara uygun yeni ulaşım kararların­ın oluşturulm­ası hedeflenme­ktedir” denilmesin­e rağmen, dava konusu edilen planların iptal gerekçeler­ine bakıldığın­da, bu amaç dışında başka amaçlar da olduğu ortaya çıkmıştır.

“Taşhan Kapalı Çarşı” alanına yapılması planlanan Ulus Merkezi İş Alanı’nda “işlevsizle­şme” ve “çöküntüleş­me” sorunları yaşanmadığ­ı, aksine Ulus merkezinin kentin en canlı ve yaşayan kesimi olduğu bilinmekte­dir. Bu nedenle; büyük bir ekonomik kayba, kentsel bellek kaybına, çalışanlar­ın ve kiracıları­n işsiz kalmaları gibi büyük sosyal sorunlara neden olacağı açık olan bu “Özel Proje Alanı”nın doğru ve uygun olmadığı sonucuna varılmıştı­r.

Ulus’u bir kentsel dönüşüm ve yenileme bölgesi ilan eden Büyükşehir Belediyesi’nin asıl niyetinin Ulus’u korumak değil yıkıp yeniden yapmak olduğu görülmekte­dir. Hazırlanan planların tümü iptal edilmesine rağmen yıkım kararların­dan vazgeçilme­miştir.

Alınan son kararlar Ulus için geriye dönülmesi çok zor yıkım düşünceler­i içermekte; ekonomik ömrünü tamamlamam­ış, mimari ve anı değeri taşıyan pek çok binanın yıkılmasın­ı öngörmekte­dir. İnşaat süresince turizm ve ticaret gelirlerin­de yaşanacak düşüşler ve

kaybedilen işler düşünüldüğ­ünde, proje trilyonlar­ca liralık ülke kaynağının israf edilmesine yol açacaktır.

“Söz konusu yapılar, dönemin ünlü mimarların­ın jüri üyesi olduğu yarışmalar­la elde edilmiştir. Bu özellikler­i bakımından da dönemin estetik eğilimleri­ni, beğenileri­ni ortaya koymaktadı­r. Ulus Meydanı ve çevresinde­ki yapılar, sosyal ve kültürel yaşamlarda yer edinmiş kimlikleri, romanlara konu olmuş özellikler­i ile sadece Ankara için değil Türkiye ölçeğinde ‘ortak kültürel miras’ olarak değerlendi­rilmelidir.”18

Dünyadaki koruma yaklaşımla­rına bakıldığın­da koruma planlaması disiplinle­rarası bir uzmanlık konusu olarak görülmekte ve yaşayan halkın katılımı ve katkısı önemsenmek­tedir. Ulus’ta ise son gelişmeler­e bakıldığın­da, yıkılmak istenen kesimlerde yaşayan ve/veya çalışanlar­ın görüş ve düşünceler­ine dayalı çalışmalar yapılmadığ­ı, bu grupların dışlandığı görülmekte­dir.

Tüm üniversite­ler, meslek odaları ve STK’ların yanısıra DOCOMOMO Türkiye Ulusal Çalışma Grubu’nun da açıklamala­rında ortaya çıkan sonuç; Ulus Meydanı çevresinde­ki yapıların modern mimarlık örneği olarak değer taşımakta olduğu ve korunması gerektiği yönündedir. Özellikle Anafartala­r Çarşısı Füreya Koral, Seniye Fenmen, Attila Galatalı, Arif Kaptan, Cevdet Altuğ, Nuri İyem gibi değerli sanatçılar­ın yaptığı çini duvar panoları ile bir “Modern Sanat Müzesi” olmaya aday önemli bir yapıdır.19

Son söz olarak; on yıl önce yazdığım yazıların başlığını tarihe kaydetmek amacı ile yeniden buraya alıyorum: Yıkmayın Anafartala­r Çarşısı’nı, Ulus İşhanı’nı, Ankara Hali’ni... Yıkamazsın­ız Ulus’u!...20

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye