ulus meydanı çevresindeki yapılara yönelik planlama çalışmaları
Mehmet Tunçer | Bu yazıda; 2005 yılının ortalarından itibaren Eski Ankara, Ulus Tarihi Kent Merkezi ve Ulus Meydanı çevresinde, Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlanan ve koruma amaçlı görünmesine rağmen “Koruma-ma” ağırlıklı olduğu çeşitli dava ve mahkeme kararları ile belirlenen planlama ve projelendirme çalışmaları ile açılan davalar ve mahkeme kararları (özetle) ele alınacaktır. Bu dönemde; DOCOMOMO Türkiye Ulusal Çalışma Grubu’nun da içinde aktif olarak yer aldığı, 17 sivil toplum kuruluşu bir araya gelerek “Ankaram Platformu” nu oluşturmuş, Ulus ile ilgili yapılan çalışmalarda “Ulus Girişimi” adı altında birlikte hareket etmişlerdir. Yazı kapsamında üniversiteler, TMMOB’a bağlı meslek odaları, kamu kurum ve kuruluşları (Sosyal Güvenlik Kurumu, Vakıflar Genel Müdürlüğü vd.) ve bölgedeki esnaf dernek ve odaları tarafından Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na karşı açılan davalar da ele alınacaktır. Özellikle Ulus Meydanı çevresinde yer alan ve “Ankara Tarihi Kent Merkezi Yenileme Alanı 1/5000 Ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ve 1/1000 Ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planları”nın bir alt bölgesi ilan edilen “Ulus Meydanı ve Yakın Çevresi Özel Proje Alanı”’nda yapılmak istenen yıkım kararları değerlendirilecektir. I. ulus tarihi kent merkezi koruma-ıslah planlama çalışmaları 1932 Hermann Jansen Planı’ndan günümüze kadar “Protokol Alanı” olarak ilan edilerek “koruma” altına alınan Eski Ankara, “koruma amaçlı” çalışmalar yapılamadığı ya da yetersiz yapıldığı için korunamayan, giderek yok olan geleneksel dokuları ve kültür varlıklarımızı barındırmaktadır. 1980’lerin başında1, Ankara Tarihi Kent Dokusu’nun 150 hektarlık bir kesimi Gayr-i Menkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu’nun aldığı kararla “Kentsel, Tarihsel, Doğal ve Arkeolojik Sit Alanı” ilan edilmiştir. 1986-87 Yıllarında Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin açtığı “Koruma Planlaması” yarışmaları sonucunda, “Ulus Tarihi Kent Merkezi Koruma Islah İmar Planı” hazırlanmış, “Kaleiçi Koruma Planı” ise tamamlanamamıştır. Bu çalışmalar sonucunda, Jansen Planı’ndan yaklaşık 50 yıl sonra, Ulus’un 100 hektarlık bir kısmı koruma ve sağlıklaştırma amaçlı bir plana kavuşmuştur. Bu dönemde, hazırlanan “Kamu Proje Paketleri”nde sadece biri, “Hacıbayram Meydan Düzenlemesi” uygulanabilmiştir.2 1990’ların başında belirli düzeye gelen bu çalışmalar, 1994 seçimleri sonrasında yerel yönetimin el değiştirmesi ile başka bir gidişata doğru yönlendirilmiştir. Yaklaşık 10 yıllık bir süre içinde Ulus’ta Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından koruma amaçlı bir uygulama yapılmamış; Altındağ Belediyesi’nin Hamamönü ve Samanpazarı’ndaki onarım ve yenileme çalışmaları dışında, Kaleiçi dokusu kendi kaderine terk edilmiştir. ODTÜ Proje Grubu tarafından hazırlanan “Ulus Tarihi Kent Merkezi Koruma-Islah İmar Planı” uygulamadan kaldırılmıştır. Bu tarihler “Ulus’u korumak”, “Ulus’u sağlıklaştırmak”tansa, “Ulus’u yıkıp yenileme”ye yönelik bir sürecin başlangıcı olarak kabul edilebilir.
II. ankara tarihi kent merkezi yenileme alanı ilanı
Kurtuluş Savaşı esnasında önemli tarihsel olaylara sahne olan Ankara, 1923 yılında başkent ilanı ile yeni
bir gelişme göstermiş, çağdaş ve planlı bir başkent olma yolunda ilerlemiştir. Krippler’in Ulus’ta kurtuluş, devrimler ve Cumhuriyet’in sembollerini taşıyan anıtının 1927 yılında meydana konulması ile meydan düzenlenerek önce “Hakimiyet’i Milliye” daha sonra da “Ulus” adını almıştır. Ulus, Erken Cumhuriyet Dönemi’nde (1923-1933) I. Ulusal Mimarlık Akımı’nın göstergeleri olan ve Bankalar Caddesi adıyla anılan ana aks üzerinde sıralanan İş Bankası, Ziraat Bankası, Vakıflar Bankası, PTT, Osmanlı Bankası vb. yapılarla gelişimini sürdürmüştür. 1950’li yıllardan itibaren çeşitli yangınlar ve yıkılmalarla Ulus Anıtı çevresi yarışmalarla yenilenmiş ve günümüzde modern mimarlığın öncü örneklerinden sayılan çeşitli önemli yapılar inşa edilmiştir. Ankara Büyükşehir Belediyesi, 5366 Sayılı Kanun uyarınca3, Ulus’un da içerisinde bulunduğu Ankara Tarihi Kent Merkezi’ni “Ankara Tarihi Kent Merkezi Yenileme Alanı” olarak ilan etmiştir. Yenileme Alanı Sınırı, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 15.07.2005 tarih ve 1964 sayılı kararı ile onaylanmıştır. Yenileme Alanı yaklaşık 1.300.000 m2 alanı kapsamaktadır. Yenileme Alanı Sınırı belirlenirken; 1. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Ankara Bölge Kurulu’nun 954 sayılı kararı ile uygun bulunan “Ulus Tarihi Kent Merkezi Koruma-Islah İmar Planı” ile, 2. Gene aynı Kurulun 9280 sayılı kararı ile uygun bulunan “Ankara Eski Kent Dokusunun Planlanması, Sağlıklaştırılması ve Koruması Projesi”nin Plan Onama Sınırları, “Yenileme Alanı Sınırı” olarak kabul edilmiş ve bu sınır Bakanlar Kurulu’nun 2005/9289 sayı ve 08.08.2005 tarihli kararı ile kabul edilmiştir.4 5366 Sayılı Kanun, “Uygulama Yönetmeliği”nin amaç bölümünde, “… yıpranan ve özelliğini kaybetmeye yüz tutmuş; kültür ve tabiat varlıklarını koruma kurullarınca sit alanı olarak tescil ve ilan edilen bölgeler ile bu bölgelere ait koruma alanlarının, bölgenin gelişimine uygun olarak yeniden inşa ve restore…” edilmesine ilişkin usulleri belirlemektedir. Ancak, Ulus’ta koruma planları 2005 tarihinde yürürlüğünü sürdürmesine rağmen Büyükşehir Belediyesi yürürlükteki koruma planlarını yasaya aykırı biçimde Meclis Kararı ile iptal ederek yenileme alan sınırı içerisinde koruma imar planı yapımına girişmiş; böylelikle birbirinden farklı mevzuatlara tabi olan yenileme alanları ile koruma alanları kararları birbirine karıştırılmış ve üretilen planın amaç ve hedefleri muğlaklaştırılmıştır.
III. yenileme alanı koruma planı’nda ulus meydanı ve çevresi için verilen kararlar
“Alınan kararla Ulus Atatürk Heykeli etrafındaki 100. Yıl Çarşısı, Ulus Şehir Çarşısı, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ve Anafartalar Çarşısı yıkılarak Atatürk Anıtı ile bütünleşecek kent meydanı oluşturulması planlandı. Belediye Meclisi’nde alınan diğer bir karar ile de, Anafartalar Caddesi üzerindeki Büyükşehir Belediyesi Binası (Taş Bina), Ulus Hali ve Modern Çarşı ele alınarak bu bölgenin de yıkılarak büyük bir otopark ile “Alışveriş Merkezi” oluşturulması kararı alındı.” (16.12.2004 tarihli Belediye Meclis Kararı) 5366 Sayılı Kanun’un 7. maddesine göre uluslararası anlaşmalara uyulması zorunluluğu bulunmaktadır. Ülkemizce kabul görmüş Venedik Tüzüğü (1964) İlkeleri Ulus’ta da geçerlidir: Venedik Tüzüğü Madde 1; “Tarihi anıt kavramı sadece bir mimari eseri içine almaz, bunun yanında belli bir uygarlığın, önemli bir gelişmenin, tarihi bir olayın tanıklığını yapan kentsel ya da kırsal bir yerleşmeyi de kapsar. Bu kavram yalnız büyük sanat eserlerini değil, zamanla kültürel anlam kazanmış daha basit eserleri de kapsar” şeklindedir. Dünya Kültürel ve Doğal Mirasını Koruma Konvansiyonu (1972) ve Avrupa Mimari Miras Tüzüğü (1975), Venedik Tüzüğü metinlerinde “anıt”tan “mimari miras” kavramına geçiş, genişletilmiş bir “tarihi çevre” kavramı, tarihi çevrenin evrensel değeri, korumaekonomi ve toplumsal yapı arasındaki doğru ilişkileri kurmaya çalışan “bütünleşik koruma” yaklaşımı ve bunun uygulanması için araçlar gibi önemli yeni yaklaşımlara yer verilmiştir. Buna göre, Ulus’ta bütünleşik ve entegre koruma yaklaşımının egemen olması gerekmektedir. Dünyadaki koruma yaklaşımlarına bakıldığında, korumaya karşı ilginin gittikçe arttığı ve koruma bilincinin geliştiği görülmektedir. Korumanın sadece tek yapı ölçeğinde ele alınmayıp, koruma amaçlı imar planları düzenlenerek, tarihi çevrenin korunmasına yönelik planlı bir yapılanmaya geçilmesi, halkın ilgisini de artırmıştır. Ankara Tarihi Kent Merkezi Yenileme Alanı’na ait 1/5000 Ölçekli Koruma Amaçlı Nazım ve 1/1000 Ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planları’nda; “Ulus Meydanı ve Yakın Çevresi Özel Proje Alanı”, “Bentderesi Özel Proje Alanı”, “Hacı Bayram Cami ve Meydanı Özel Proje Alanı” olarak tanımlanan, ancak koruma ya da yenileme projelerine ait mevzuata uymayan ve daha çok “kentsel dönüşüm” çerçevesinde ele alınabilecek yeni proje alanları tanımlanmıştır.5 Bu alanlarda Cumhuriyet sonrasının modern mimari örneklerinin (Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Binası-G. Beken, O. Bolak, O. Bozkurt Yarışma Projesi; Atatürk Heykeli-H. Krippel; Modern Çarşı-R. Aşkan Yarışma Projesi; Ankara Hali-R. Oerley; 100. Yıl Çarşısı-O. Dikel, S. Dikel Yarışma Projesi6) ekonomik ömürleri, maliyetleri, müelliflik hakları vb. hususlar
göz ardı edilerek, mevcut yerleşim dokusu ve bölge bütününün genel dokusu ile uyuşmayan, ulaşım olanaklarını aşırı zorlayan büyük ticaret kompleksleri önerilmiştir. 1. Yarışma yolu ile elde edilmiş olan 100. Yıl Çarşısı bu proje kapsamında yıkılarak yerine Millet Çarşısı’nın yapımı önerilmiştir. 2. Talim Terbiye Binası, Anafartalar Çarşısı, Gümrük Müsteşarlığı, Türk Telekom binalarının yıkılarak yerine Ulus İşhanı’nın yapımı önerilmiştir. 3. Modern Çarşı, Gümrük Muhafaza Müdürlüğü ve yürürlükteki Koruma Amaçlı İmar Planı’nda tescil için önerilen iki bina da yıkılarak yerine Taşhan Kapalı Çarşısı yapılmak istenmektedir. “Özellikle demiryolu’nun Ankara’ya geldiği 1892 tarihinin Ulus için önemi düşünülürse, kentin kabaca bir asırlık hafızasının silinmesi gibi bir çabayla karşı karşıya kalınmıştır.”7 Yıkılacağı söylenen bu yapılar, aslında Ankara’nın başkent olma imgesi ile özdeşleşen, Ankara halkının hafızasında yer etmiş, Ankara’da yaşayanların gündelik yaşamlarında halen kullandıkları mekânlardan oluşmakta ve oldukça önemli sayıda esnaf bu çarşılarda Ankaralılar’a hizmet etmekte ve ekonomiye katkı sağlamaktadır. 1950’li yıllardan itibaren inşa edilen yüksek yapılar nedeniyle Ankara Kalesi’nin oluşturduğu görünümü (vistayı) kaybederek, Ankara Kalesi, Hacıbayram Camii ve çevresindeki tarihi doku ile ilişkisinin koptuğu açıktır. Ulus İşhanı yüksek kitlesinin, Sümerbank Binası ile uyum yerine, Anafartalar Çarşısı ve Gümrük Müsteşarlığı Binaları ile birlikte önceki dönemin tüm yapılarını ve mekânlarını kitlesel olarak ezdiği ve dolayısıyla Ankara Kalesi ve Ulus’un İstasyon tarafından engellendiği de yazılmaktadır. Ancak, bu gerekçelerin burada 50 yıldan beri oluşmuş; modernleşmenin, modern mimarlığın temsilcileri olan ve her biri yarışma ile elde edilmiş yapıların yıkılmasına gerekçe gösterilmesi, şehircilik ilkeleri, sanat tarihi ve mimarlık tarihi açılarından doğru bulunmamıştır. Bilirkişi heyeti bu gerekçelerin ve plan kararının alanın tarihsel dokusu ve tarihsel gerçeklerle örtüşmediği düşüncesinde olduğunu belirtmektedir.8 DOCOMOMO Türkiye Ulusal Çalışma Grubu da 2005 yılında yaptığı açıklamasında; “Bir bütün olarak bu proje, Türkiye’de 1950 sonrası modern mimarlık ve kentsel tasarım uygulamalarının başarılı ve karakteristik bir örneğidir. Bu kompleksin önemli bir bölümünün yıkılması, yalnızca avlu çevresindeki çarşı bölümlerinin korunması, bu projeye ve mimarlarına karşı bir saygısızlıktır” diyerek projeye karşı çıkmıştır.9 IV. ulus çevresini içeren koruma planları’nın iptali ve gerekçeleri
1. 2007 tarihli koruma planı ve iptal gerekçeleri Ankara 10. İdare Mahkemesi, Yenileme Alanı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Müdürlüğü’nün 17.05.2007 tarih ve 25 sayılı kararı ile uygun bulunan ve Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 15.06.2007 tarih ve 1619 sayılı kararı ile, onanan “Ankara Tarihi Kent Merkezi Yenileme Alanı 1/5000 Ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı” ve “1/1000 Ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planları” ve eki Plan Notlarının yürütmesinin durdurulmasına ve iptaline karar verilmiştir.10 İlan edilen “Ankara Tarihi Kent Merkezi Yenileme Alanı” içerisinde kentsel, doğal ve arkeolojik sit alanlarının, 2863 Sayılı Kanun uyarınca gösterilmesi, bu alanların koruma alanlarının da belirlenerek yenileme alanlarının saptanması ve ilan edilmesi gerekmekteydi. Ankara Büyükşehir Belediyesi yasal koşulları dikkate almadan hazırlanmış bir krokiye dayalı olarak istediği yeri sit alanı, istediği yeri koruma alanı olarak gösterme yetkisine sahip değildir. 2863 Sayılı Kanun uyarınca, yapılması gerekli saptama ve belgeleme çalışmaları yapılmadan ve Koruma Kurulu kararı alınmadan bu alanların belirlenmesi Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından dahi yapılamaz. Belediye ancak ortaklaşa kurulabilecek bir teknik ekibe eleman katkısı yapabilir (daha önce yapıldığı gibi) ve görüşlerini bildirebilir. Tespit ve tescil (saptama ve belgeleme) çalışmaları ise sanat tarihçisi, arkeolog, şehir plancısı, peyzaj mimarı ve restorasyon uzmanı mimarlardan oluşan ekipler tarafından yapılmalıdır. Aksi takdirde, keyfi bir davranış ve subjektif kararlarla ve yenileme/dönüşüm adı altında koruma değeri olan tarihsel çevreler yok olabilir. Ayrıca, kişi mülkiyet hakkına doğrudan müdahale anlamına gelebilecek bu tür davranışların, kişilerin Anayasa Madde 35’te belirtilen özel mülkiyet haklarının çiğnenmesi anlamına geleceği iddialarına katılmamak mümkün değildir.11 Bakanlar Kurulu Kararı alınmadan önce, bilimsel ve teknik yeterlilikleri kanıtlanmış Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkililerinin alanda envanter çalışması yapmaları ve tarihsel çevreler ile onların koruma alanlarını ya da imarlı/imarsız konut, iş alanı, küçük sanayi vd. alanların saptamalarını yapmaları gereklidir. Bu saptamaların aynı zamanda Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından da incelenmesi ve değerlendirilerek karara bağlanması 2863 Sayılı Kanun’un gereğidir.12
Ülke genelinde, 5366 Sayılı Kanun kapsamında belirlenecek olan “Yenileme Alanları” içinde de “Geçiş Dönemi Koruma Esasları ve Kullanma Şartları” ya da “Koruma Amaçlı İmar Planı” olan Sit Alanları bulunabileceğinden, söz konusu alanlarda tescilli taşınmazlar dışındaki uygulamaya yönelik konuların (yeni yapılanma, plan tadilatı vb.) 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 3386 Kanun ile değişik 57. Maddesi kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususu Kültür ve Turizm Bakanlığı Hukuk Müşavirliği’nin yazısında açık olarak yer almaktadır.13 Buna göre; 1. 5366 Sayılı Kanun 1. Madde, 1. Fıkrası’na göre, Kanun, “Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurullarınca sit alanı olarak tescil ve ilan edilen bölgeler ile bu bölgelere ait koruma alanları”nda uygulanacaktır. 2. Aynı Kanunun 2. Maddesi, 4. Fıkrası uyarınca, “Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunca karara bağlanmasını müteakip” uygulamaya konacaktır. 3. 5366 Sayılı Kanun 3. Madde, 7. Fıkrası’na göre; “Yenileme Projeleri”, 2863 Sayılı Kanun uyarınca Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından onaylanır. Yenileme projelerini onaylamak üzere 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 51. Maddesi’ne göre gerektiği kadar Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu oluşturulur. Kurulca onaylanan projeler, il özel idaresi veya belediyece uygulanır. 4. Aynı Kanunun 7. Maddesi’ne göre; uluslararası hukuktan doğan yükümlülükler saklı kalacaktır. 5366 Sayılı Kanun’un yukarıda sıralanan maddelerinden anlaşılmaktadır ki; 5366 Sayılı Kanun, 2863 Sayılı Kanun hükümleri doğrultusunda “Sit Alanı ve Koruma Alanı” olarak belirlenmiş kentsel alanlarda uygulanacaktır. 5366 Sayılı Kanun, 2863 Sayılı Kanun’un uygulamasını kaldırmamakta ve istisna getirmemektedir. Dolayısı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı, Hukuk Müşavirliğinin aşağıdaki görüşü önem kazanmaktadır: “Koruma Kurulları tarafından sit alanları ile ilgili kararlarında 2863 Sayılı Kanun ve bu Kanun uyarınca çıkarılan yönetmelikler ve Yüksek Kurul İlke Kararları çerçevesinde uygulama yapılması gerekeceği düşünülmektedir.”14 Buna göre, daha önce alınmış tüm kararlara, plan onaylarına, tescil kararları, sınır değişikliği ve plan değişikliklerine ilişkin kararlara uygun davranılması kamu idaresinin sürekliliği ilkesi gereğidir.
2. bakanlar kurulu kararı ve 2014 tarihli koruma planı iptal gerekçeleri
Bakanlar Kurulu’nun 2010 yılında aldığı Ulus Tarihi Kent Merkezi’nin yenileme alanı ilan edilmesi kararına karşı, Mimarlar Odası Ankara Şubesi ile birlikte meslek odalarının açtığı davada, Danıştay 14. Daire bu talebi reddetmiştir. Ancak, bu karara itiraz edilerek ve Danıştay Dava Daireleri Genel Kurulu’nun 14. Dairesi “Yürütmeyi Durdurmayı Ret” kararını kaldırmıştır. Danıştay’ın durdurduğu Ulus Tarihi Kent Merkezi Yenileme Projesi’nin, 22 Haziran 2015 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan “Bakanlar Kurulu Kararı” ile Danıştay’ın durdurma kararı yürürlükten kaldırılmıştır.15 Nisan 2015 tarihinde Ankara Büyük Şehir Belediyesi ile Sosyal Güvenlik Kurumu arasında imzalanan bir protokolle Ulus’ta Sosyal Güvenlik Kurumu’na ait iş merkezleri ve Ulus Hali ile Büyük Şehir Belediyesi’ne ait dokuz işyeri takas edilmiştir. Takasa konu işyerlerinin yıkılmasını da kapsayan Meydan Projesi, yeraltı kavşağı, iki adet tünel, raylı toplu taşıma üniteleri ve üç katlı kavşak gibi temel değişikliklerin yanında, çevre düzenlemeleriyle çok sayıda ticari alanın inşa edilmesini öngörmektedir. Bu dönemde; 2010-2013 yıllarında hazırlanan ve 2015’te dava konusu olan “Ulus Tarihi Kent Merkezi Koruma Amaçlı İmar Planı”na da yürütmeyi durdurma ve iptal kararları verilmiştir. Bu plan aslında 2007 Planına göre doğru sınırlara, yani kentsel sit alanı sınırlarına oturtulmuş olmasına, kapsamlı bir araştıra ve rapora dayalı olmasına rağmen Ulus’u bir “Tarihi Kent Merkezi” olmaktan çok bir “Turizm ve Rant Alanı” olarak görmekteydi. 2015’in başında Ankara Büyük Şehir Belediyesi, Ulus’ta büyük bir kent merkezi yapacaklarını; Ulus Çarşısı, 100. Yıl Çarşısı ve Anafartalar Çarşısı’nın yıkılarak, yaklaşık 30 bin metrekarelik bir Ulus Meydanı yapılacağını duyurmuştu. Mevcut kent meydanı ise 2.250 m2 civarında bir alan içermektedir. Kentsel dönüşüm projesi nazım imar planı “kamu yararı” ve “yasal dayanak yoksunluğu” gerekçeleriy-
le iptal edilmiştir. Dava sonucunda Ankara 7. İdare Mahkemesi, Büyük Şehir Belediye Meclisi’nin 14 Ekim 2014 tarih ve 1871 sayılı kararı ile onaylanan Ulus Tarihi Kent Merkezi 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı’nı yeniden iptal etmiştir.16 Mahkeme, iptal gerekçesinde, nazım imar planlarının, ana kullanım kararları, plan bütünselliği, sosyal donatı dengesi, planlama teknikleri, şehircilik ilkesi ve kamu yararı gibi unsurları gözetmesi gerektiğini belirtmiştir. Dava konusu planın dayandığı Bakanlar Kurulu kararının yürürlükten kaldırıldığı ve böylece yasal dayanaktan yoksun hale geldiği karara bağlanmıştır.
3. son yıkım kararı ve gelişmeler
Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi 09.01.2018 tarihinde aldığı karar ile muhalefet partilerinin ret oyu vermesine rağmen mülkiyeti Belediye’ye ait olan ve boşaltılan Gençlik Spor Genel Müdürlüğü binası ile Gümrük Müsteşarlığı binalarının yıkımına karar vermiştir.17 Kültür ve Tabiat Varlıkları Dairesi Başkanlığı imzasıyla gelen yazılarda, kente meydan kazandırılması için, Ulus’taki ünlü Atatürk heykelinin karşısında
bulunan bu yapıların yıkımına ihtiyaç duyulduğu belirtilmiştir. Konuya ilişkin söz alan muhalefet grupları proje ile ilgili kendilerine net bilgi verilmediğini, bölgedeki esnaflara da nereye gidecekleriyle ilgili yol gösterilmediğini belirtmiştir. Muhalefet, Ulus için bir kurul kurularak proje hazırlanması, üniversiteler ve ilgili kurumlarla işbirliği yapılması önerisinde bulunmuştur.
Görüldüğü gibi, son yıllarda İtfaiye (Hergelen) Meydanı’na ölçeksiz büyük bir cami yaparak tarihi çevrede var olan önemli potansiyel bir “Kent Meydanı” alanını, bu arada İller Bankası gibi çok önemli bir mimari değeri yok eden Ankara Büyükşehir Belediyesi, Ulus’ta “Kent Meydanı” oluşturmak gibi anlamsız bir gerekçe ileri sürmektedir.
V. sonuç: ulus meydanı çevresine yönelik yıkım kararları iptal edilmeli ve buradaki mimari değerler korunmalıdır
Ankara Tarihi Kent Merkezi Yenileme Alanı 1/5000 ve 1/1000 Ölçekli Koruma Amaçlı İmar Planları’nın amacı; “Tarihi Kent Merkezi’ndeki işlevsizleşme ve çöküntü alanı olma sorunlarına planlama yaklaşımı içinde çözüm yolları geliştirmektir. Bu kapsamda, bölgenin ticari, turistik ve kültürel gelişimine uygun olarak restore ve yeniden inşa edilmesi yoluyla konut, ticaret, kültür, turizm ve sosyal donatı alanlarının ve bu amaçlara uygun yeni ulaşım kararlarının oluşturulması hedeflenmektedir” denilmesine rağmen, dava konusu edilen planların iptal gerekçelerine bakıldığında, bu amaç dışında başka amaçlar da olduğu ortaya çıkmıştır.
“Taşhan Kapalı Çarşı” alanına yapılması planlanan Ulus Merkezi İş Alanı’nda “işlevsizleşme” ve “çöküntüleşme” sorunları yaşanmadığı, aksine Ulus merkezinin kentin en canlı ve yaşayan kesimi olduğu bilinmektedir. Bu nedenle; büyük bir ekonomik kayba, kentsel bellek kaybına, çalışanların ve kiracıların işsiz kalmaları gibi büyük sosyal sorunlara neden olacağı açık olan bu “Özel Proje Alanı”nın doğru ve uygun olmadığı sonucuna varılmıştır.
Ulus’u bir kentsel dönüşüm ve yenileme bölgesi ilan eden Büyükşehir Belediyesi’nin asıl niyetinin Ulus’u korumak değil yıkıp yeniden yapmak olduğu görülmektedir. Hazırlanan planların tümü iptal edilmesine rağmen yıkım kararlarından vazgeçilmemiştir.
Alınan son kararlar Ulus için geriye dönülmesi çok zor yıkım düşünceleri içermekte; ekonomik ömrünü tamamlamamış, mimari ve anı değeri taşıyan pek çok binanın yıkılmasını öngörmektedir. İnşaat süresince turizm ve ticaret gelirlerinde yaşanacak düşüşler ve
kaybedilen işler düşünüldüğünde, proje trilyonlarca liralık ülke kaynağının israf edilmesine yol açacaktır.
“Söz konusu yapılar, dönemin ünlü mimarlarının jüri üyesi olduğu yarışmalarla elde edilmiştir. Bu özellikleri bakımından da dönemin estetik eğilimlerini, beğenilerini ortaya koymaktadır. Ulus Meydanı ve çevresindeki yapılar, sosyal ve kültürel yaşamlarda yer edinmiş kimlikleri, romanlara konu olmuş özellikleri ile sadece Ankara için değil Türkiye ölçeğinde ‘ortak kültürel miras’ olarak değerlendirilmelidir.”18
Dünyadaki koruma yaklaşımlarına bakıldığında koruma planlaması disiplinlerarası bir uzmanlık konusu olarak görülmekte ve yaşayan halkın katılımı ve katkısı önemsenmektedir. Ulus’ta ise son gelişmelere bakıldığında, yıkılmak istenen kesimlerde yaşayan ve/veya çalışanların görüş ve düşüncelerine dayalı çalışmalar yapılmadığı, bu grupların dışlandığı görülmektedir.
Tüm üniversiteler, meslek odaları ve STK’ların yanısıra DOCOMOMO Türkiye Ulusal Çalışma Grubu’nun da açıklamalarında ortaya çıkan sonuç; Ulus Meydanı çevresindeki yapıların modern mimarlık örneği olarak değer taşımakta olduğu ve korunması gerektiği yönündedir. Özellikle Anafartalar Çarşısı Füreya Koral, Seniye Fenmen, Attila Galatalı, Arif Kaptan, Cevdet Altuğ, Nuri İyem gibi değerli sanatçıların yaptığı çini duvar panoları ile bir “Modern Sanat Müzesi” olmaya aday önemli bir yapıdır.19
Son söz olarak; on yıl önce yazdığım yazıların başlığını tarihe kaydetmek amacı ile yeniden buraya alıyorum: Yıkmayın Anafartalar Çarşısı’nı, Ulus İşhanı’nı, Ankara Hali’ni... Yıkamazsınız Ulus’u!...20