Kütahya, kalkınmada öncelikli bölge olma avantajından yararlanmak istiyor
Hükümetin 2005 yılında Kütahya’yı kalkınmada öncelikli bölge ilan etmesinin ardından sanayileşme alanında önemli bir dönüşüm yaşayan kent, bugün itibarıyla faaliyetlerini hızlandırmış durumda. Kütahya’ya gelen yatırımcıya birçok avantaj sunan il yönetimi, bu sayede OSB’lerdeki doluluk oranını artırıyor. Aynı zamanda yeni teşvik paketinde Dördüncü Bölge’de yer alan ilde kanaat önderleri, yeni yatırımlar alacaklarının altını çiziyor
Hakan KILIÇ & Halim ASLAN Kütahya, 2005 yılında hükümet tarafından kalkınmada öncelikli bölge ilan edildi. Hükümetin bu tasarrufu Kütahya’nın kapılarının yatırıma iyice açılmasını sağladı. Bu dönemden sonra yatırımcısına bir takım avantajlar sunan kent, artık madencilik ve tarım faaliyetlerine ilave sanayisini de geliştirmek istiyor. Kütahya aynı zamanda özelleştirme alanında Türkiye’nin en başarılı ili olma özelliğini taşıyor. Beş kamu iktisadi kuruluşu yüzde 100 başarıyla özelleştirilen Kütahya’da yatırımı kolaylaştıran bazı olanaklar bulunuyor. Bu olanaklar arasında kentin ucuz, genç ve kalifiye iş gücünün varlığı, yerel yönetimin yeni yatırımlara güçlü desteği, Kütahya’nın büyük şehirlere ve pazarlara yakınlığı, şehrin coğrafik ve lojistik olarak avantajlı bir konumda olması, hava, kara ve demiryolu ulaşımının varolması, Kütahya’nın bazı limanlara yakın olması, hammaddenin ucuz ve bol olması, enerji kaynakları yönünden zengin olması, şehirdeki özel teşebbüslerin yeni ve ortak yatırımlara açık olması dikkat çekiyor.
İlde hali hazırda iki organize sanayi bölgesi bulunuyor. Kütahya Organize Sanayi Bölgesi’nde şu an 72 parselde üretim hızla devam ediyor. Mevcut tüm parseller tahsisli durumda. Yeni yatırımlara cevap verebilmek adına 142 adet yeni parsel oluşturma kararı alındı ve kamulaştırma işlemlerine başlandı. Bu sayede bölge, 230 sanayi parseli ile yeni yatırımlara elverişli olacak. Kütahya’nın yatırım için elverişli olduğunu gösteren çalışmalardan biri de Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Genel Müdürlüğü’nün 81 ilde yatırım alanlarını tek tek ortaya çıkardığı raporda belirtiliyor. Geçtiğimiz aylarda tamamlanan raporda hangi ilde hangi sektöre yatırım yapılabileceği ayrıntılı olarak anlatılıyor.
Rapora göre Kütahya’da yatırıma elverişli sektörler arasında organik tarım, seracılık, meyve-sebze, alabalık, damızlık et ve süt sığırcılığı, arıcılık, koyun, tiftik keçisi, tavukçuluk, kaba yem ve süt ürünleri alanında önemli yatırımlar yapılabilir. Yine madencilik faaliyekleri bakımından lata, yonga levha, MDF, madencilik (ağırlıkla bor ve türevleri, manyezit, mermer, alçı, briket, antimuan, magnezyum sülfat) yatırımları yapılabilir. Ayrıca termal turizm, plastik eşya, elektrik-elektronik, gıda, konserve, unlu mamuller, plastik atık, soğuk lastik, vatka ve keçe, radyatör, kombi, elektrikli ev cihazları, çocuk bezi, kadın pedi, plastik enjeksiyon parçaları, cam mozaik, çorap, ayakkabı, tıbbi tekstil, ev tekstili, yazılım, iç çamaşırı, prefabrik yapı elemanları, makine, stropor tesisi, temizlik malzemesi, polipropilen iplik ve çuval, otel, otomotiv, seramik, cam, porselen eşya ve kimya gibi alanların yatırıma elverişli olduğu belirtiliyor.
Çini ve seramiğin başkenti Kütahya
Kentin diğer gelirlerine bakıldığında ise Kütahya’nın sembolü olan çinicilik, bölgenin en önemli sanatsal etkinliği olmasının yanı sıra bölge halkı için önemli bir geçim kaynağı. 5 bin yıl önce başlayan seramik yapımı Osmanlı dönemi sonlarına kadar gelişim göstermiş. Seramik sanatı ve 15’inci yüzyıl çiniciliği, mavibeyaz çinileriyle ilgi çekiyor. Renk ve tasarım açısından zenginlik kazanan ve ihracat malları arasında yer alan çini, bugünlerde önemli bir gelişim içinde. 500’den fazla küçük ve büyük atölyede üretilen çiniler yurtiçi ve yurtdışında birçok yapıyı süslüyor. Çinicilikte kullanılan hammaddeler ise Kütahya ve çevre bölgelerden temin ediliyor. Kütahya’da bulunan Çini Müzesi, sahip olduğu pek çok değerli çini eserin yanında, girişinde bulunan dünyanın ilk toplu iş sözleşmesi olan “Fincancılar Antlaşması” kitabesi ile de ilgi çekiyor. Ayrıca ilde el sanatları alanında da önemli işlere imza atılıyor.
Tarih ve termal turizmde iddialı
Kütahya ili hem Hitit döneminden kalma tarihi dokusu hem Osmanlı medeniyetini yaşatan bir şehir olması sebebiyle tarih turizmi açısından da önemli bir kent. Bu noktada Aizonai kalıntıları, müzeleri ve konakları Kütahya’nın gezilmesi ve görülmesi gereken değerlerinden. Bugün hala var olan en sağlam Zeus Tapınağı’nı içinde bulunduran antik şehir Tanrı Zeus’un adına yaptırılmış. Antik şehir, Kütahya yakınlarındaki Çavdarhisar ilçesinde. Aizanoi’yi diğer antik şehirlerden farklı kılan bazı özellikler var. Örneğin, dünyada bilinen ilk borsa Aizanoi antik kenti içinde. Ayrıca kent içindeki stadyum ve amfi tiyatro büyük ilgil görüyor. Antik kent içindeki Zeus Tapınağı, Roma mimarisinin olağanüstü örneklerinden biri. Turizm açısından bakıldığında, Frigya Vadisi ilde önem arz eden diğer bir yer. Yine Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Gazi ve onun nenesi Hayme Ana adına yapılmış anıtlar ve Başkumandanlık Tarihi Milli Parkı ise kentte ilgi gören tarihi alanlar arasında sayılıyor. Ayrıca sahip olduğu termal kaplıcalar sayesinde sağlık turizmine de hizmet veren tesislere sahip olan Kütahya’nın, Türkiye Turizm Strateji Belgesi’nde bulunan ‘Termal Turizm Master Planı’ kapsamında olması turizm açısından büyük avantaj sağlıyor. Zafer Havaalanı’nın faaliyete geçmesiyle Kütahya’da yerli ve yabancı turistlerin ulaşımı kolaylaşacağı için sahip olduğu değerler daha da bilinir olmaya aday.
Son olarak bir sanayi ve turizm kenti olmak için kolları sıvayan kentin tarıma dayalı gelişimi de dikkat çekiyor. Kütahya arazilerinin yüzde 34’ü tarım alanı olup, bu alanın yüzde 82’si tarla bitkileri, yüzde 13’ü de nadas alanından oluşuyor. En fazla ürün alınan bitkiler ise sırasıyla; buğday, şeker pancarı ve fiğ. İl genelinde 150 bin civarında büyükbaş, 380 bin civarında ise küçükbaş hayvan bulunuyor. Kütahya istihdamının büyük bir bölümünün tarım sektöründe çalışmasından dolayı tarım sektörü Kütahya için önem taşıyor. Tarım sektöründe karşılaşılan sorunların başında, küçük ve parçalı tarım arazilerine sahip olunması geliyor.