Kent, 2023 hedefleri için önem arz ediyor
Eskişehir’in ülkemizin 2023 hedefleri için önem arz ettiği bir gerçektir. Hedeflere ulaşmak için büyük düşünmek zorunda olduğu gerçeğinden hareketle, Eskişehir’in ekonomik büyümede tüm Türkiye’ye örnek olacak bir model yaratması gerekiyor. Bunun için en temel öncelik, şehrin güçlü yönlerini ortaya koymaktır
Dünyada 2012 yılı ne yazık ki zorlukların yaşandığı bir yıl olarak kayda geçti. Batılı ekonomilerin yaşadıkları krizler, Kuzey Afrika ve Ortadoğu bölgesinde yaşanan istikrarsızlıklar, uluslararası ekonomi kuruluşlarına duyulan güvenin zedelenmesi gibi birçok problem, yıkılmaz denen ekonomilerde ağır tahribata neden oldu. Bu ortamda ülkemiz, istikrarlı bir yönetim anlayışının sonucu olarak bölgesi için ekonomik anlamda bir örnek teşkil etmeyi başardı. Bu nedenle ülkemiz için dünyanın aksine gelişen bir tablonun söz konusu olduğundan bahsetmenin mümkün olduğunu düşünüyorum.
Şüphesiz ki Türkiye’nin geçtiğimiz yıl yakaladığı ekonomik büyümeyi bu yıl, 2013 ve hatta 2014 yılında yakalamak, dünya ve Avrupa’da yaşanan ekonomik ve sosyal çalkantıların olduğu bir ortamda pek mümkün gözükmüyor. Ancak Avrupa ve dünya ekonomisindeki birçok ülkede yaşanan ekonomik daralmaya rağmen, uluslararası ekonomi kuruluşları tarafından Türkiye’nin gelecek yıl yüzde 3.5 büyüyeceği öngörülüyor. Öte yandan 2013 yılında yine tüm enerjimizi ekonomiye odaklamalıyız. 2023 hedefleri doğrultusunda yapısal reformlara ve mali disipline bağlı kalmalıyız. Ancak Türk iş dünyasının da yaşadığı sıkıntılar da yeni yılda sonlandırılmalıdır. Örneğin, 1 Ocak 2013’ten itibaren 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamında işyerleri, tek çalışanı olsa bile işyeri hekimi ve işyeri güvenliği uzmanı istihdam etmek zorunda kalacak. Çek Yasası, iş insanlarımızı mağdur etmeye devam ediyor. Merkez Bankası tarafından bankalara duyurulan kar- şılıksız çek sayısı, 2012 yılı Ekim ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 43.6 artışla 78 bin 433 adede yükseldi. Öte yandan 1 Temmuz’dan itibaren ticari hayatımızda köklü değişiklikler yapan Borçlar Kanunu’nun, “Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir” şartının, iş ve aile hayatımızdaki sıkıntıları sürmektedir. Bu sıkıntıların 2013 yılından itibaren giderilmesi, Türk ekonomisinin hızının kesilmemesi açısından önem taşımaktadır.
Eskişehir için dönüşüm zamanı
Yaşanan küresel belirsizlik ortamının Eskişehir için bir hazırlık fırsatı yarattığı kanısındayım. 2012 yılında geleceğe ilişkin hayallerine hazırlanan bir Eskişehir gördük. Kurumlarımız kendilerini geliştiriyor, yeni projelere imza atıyorlar. 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti programıyla Eskişehir değer yaratma çabasını gözler önüne serdi. Şehrimizin ihracatına baktığımızda da iyimser bir tabloyla karşılaşıyoruz. Henüz 2012 yılı son çeyreğine girerken 2011 yılı ihracat rakamına ulaşıldı. Bu durum, Eskişehir’in potansiyellerini ortaya koyması bakımından önemlidir. Tarih öncesi çağlardan bu yana yolların ve medeniyetlerin kesişme noktası olan Eskişehir, bu vasfını güçlendirerek devam ettiriyor. Hızlı tren projesinin merkezinde bulunan şehrimiz, canlanan turizm potansiyeliyle anlamlı fırsatlar yaratıyor. Eskişehir’in 2013 yılında ülkemizin 2023 hedefleri için önem arz ettiği bir gerçek. Ülkemizin, hedeflerine ulaşmak için büyük düşünmek zorunda olduğu gerçeğinden hareketle, Eskişehir’in bugüne dek olduğu gibi ekonomik büyüme anlamında tüm Türkiye’ye örnek olacak bir model yaratması gerekiyor. Bunun için en temel öncelik, şehrin güçlü yönlerini ortaya koymaktır. İki üniversitesi ve genç nüfusuyla Eskişehir, ekonomik büyüme için ihtiyaç duyduğu yenilikçilik kapasitesine sahiptir. Bu kapasiteyi kullanabilmek için girişimcilerimizin üniversitelerden daha çok daha fazla faydalanması gerektiğini düşünüyorum. Buna paralel olarak tıpkı Avrupa ve ABD’de olduğu gibi, berrak bir gelecek öngörüsüyle genç nüfusumuzdan çok daha üst seviyede istifade etmemiz bir gerekliliktir. Eskişehir’in sahip olduğu bir diğer önemli avantaj olan ileri teknoloji sanayi alt yapısı, hedeflerimiz için çok önemli bir önceliktir. Bu nedenle bu avantajı iyi kullanmalı, Ar-Ge konusuna gereken önemi addetmeliyiz. Üretmenin değil yeni değerler yaratmanın ekonomik girdi sağladığı gerçeğinden hareketle yenilik odaklı bir üretim anlayışını benimsememiz gerekiyor. Hizmet sektörümüz de benzer şekilde Eskişehir’in duruşunda önemli bir yer teşkil etmektedir.
Türk Dünyası Kültür Başkenti programı büyük bir fırsat
Şehrimiz ekonomisinin yarıdan fazlasını oluşturan hizmet sektörümüz, hem insan gücünden hem de şehrimizin sahip olduğu vizyondan daha fazla pay almalıdır. Yenilik odaklı üretim anlayışının doğal sonucu olan markalaşma, hem Eskişehir’in, hem de Eskişehirli markaların küresel pazarda sahip olacakları kalite algısına paha biçilemez bir katkı sağlayacak ve uzun vadede ciddi sıçramalara araç olacaktır. Bu yüzden marka ve patent konusunda titiz davranmamız gerektiğini düşünüyorum. 2013 yılında Eskişehir, sınırları aşan bir projeye ev sahipliği yapacaktır. Türk Dünyası Kültür Başkenti programı Eskişehir için büyük bir fırsattır ve en üst düzeyde değerlendirilmelidir. Özellikle turizm potansiyellerinin ortaya konulması bakımından büyük bir araç olarak gördüğüm bu projenin benimsenmesi büyük önem arz etmektedir. Yine 2013 yılının son çeyreğinde İstanbul-Eskişehir arasındaki yüksek hızlı tren projesi de tamamlanacak. Böylece Eskişehir’in yaklaşık iki yıl kapalı olan İstanbul demiryolu bağlantısı yeniden açılacak. Elbette ki bu gelişmeler Eskişehir’in turizm sektöründeki atılımlarına da güç katacak.