9 Eylül zaferi
Türkler, dün yönettikleri topraklarda bugün hizmet eden olamayacaklarını belirtiyorlardı.” Bu hissiyat, o zamana kadar asli unsur olsalar da imparatorluğun tebaalarından biri olan Türkler arasında ulusal bilincin oluşmasındaki mihenk taşlarından biri oldu.
Karşısına düzenli bir ordu çıkmayan Yunan askerleri Ege içlerine doğru ilerleyişlerini sürdürürken, yerel güçler bu ilerleyişi yavaşlatmak ve düşmanı yıldırmak için sürekli mücadele ediyorlardı. Yerel oluşumlar ve Kuva-yi Milliye kuvvetlerinin direnişiyle Güney ve Kuzey Cephelerinde İtalyan ve Fransız işgal kuvvetleri yavaş yavaş bulundukları bölgelerden geri çekilir, doğuda Sovyet Rusya ile TBMM Hükümeti arasında Moskova Anlaşması imzalanırken, Yunan Ordusu Ege’deki ilerleyişini sürdürüyordu. 15 Mayıs 1919’dan 28 Ağustos 2020’ye kadar doğu, kuzey ve güney yönünde süren bu ilerleyiş Afyonkarahisar’ın işgaline kadar devam etti.
İstanbul hükümetlerinin aciz kaldığı bu zaman diliminde, Anadolu’daki direniş hareketlerini ve silahlı gücünü merkezi bir idare altında toplamak gerektiğini düşünen Mustafa Kemal Paşa, çalışmalarını tüm hızıyla sürdürdü. 9. Ordu Müfettişi olarak 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkan Mustafa Kemal, daha sonra Osmanlı Ordusu’ndaki bütün rütbe ve unvanlarından istifa etti, uzun yıllardır savaşlar ve yenilgilerden dolayı bıkkınlık ve umutsuzluk içinde olan halkı kurtuluş hedefi doğrultusunda etrafında toplamayı başardı.
Ankara hükümeti ordusu, Yunan ordusu ile ilk kez 6 Ocak 1921 tarihinde İnönü Ovası’nda karşılaştı ve Yunanlıların ilerleyişini durdurmayı başardı. Bu savaşın verdiği moral, askeri başarının çok üstündeydi. 23 Mart’ta başlayan İkinci İnönü Savaşı ise Yunan ordusunun geri çekilmeye başladığı savaş oldu. Mustafa Kemal’in savaş sonrası İsmet Paşa’ya gönderdiği telgrafta söylediği gibi orada yalnız düşman değil milletin makus talihi de yenilgiye uğratılmıştı. Daha sonra Sakarya Savaşı ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin ardından Yunan Ordusu işgal ettiği topraklardan hızlı bir şekilde çekilmek zorunda kaldı. Türk Ordusu 9 Eylül’de İzmir’e girdi.
Askeri zaferlerin siyasi ve ekonomik zaferlerle de taçlanması gerekiyordu. Mudanya Mütarekesi ve Lozan Antlaşması gibi dışa yönelik siyasi adımları, padişahlığın kaldırılması, cumhuriyetin ilanı gibi iç siyaset adımları takip etti. Ekonomiye yönelik adımların adresi de yine İzmir oldu. Cumhuriyetin ilanından önce 17 Şubat’ta başlayan İzmir İktisat Kongresi’nde, 8 ay sonra kurulacak olan Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomisinin ana hatları çizildi.