“Almanya, Türk şirketler için dünyaya açılan kapı”
Türkiye ve Almanya, en başta Almanya'daki 3 milyondan fazla Türkiye kökenli insanlar sayesinde zengin ve ortak bir mirası paylaşıyor. Bu kişiler tabi ki Alman ekonomisinin de vazgeçilmez unsurları haline geldi. Covid aşısıyla pek çok insanın hayatını kurtaran Özlem Türeci ve Uğur Şahin çiftinin başarı öyküsü bu bağlamda özel bir yere sahip. Bunun yanı sıra, yaklaşık 90.000 Türk veya Türkiye kökenli girişimci neredeyse 500.000 kişiyi istihdam etmekte ve işletmeler yılda 50 milyar Avronun üzerinde bir ciroya sahiptir.
Nasıl ki Türkiye Alman ekonomisi için cazip bir konumdaysa, Almanya da Türk şirketleri için dünya pazarlarına açılan bir kapı konumundadır. Önde gelen yabancı şirketler, Almanya'nın bir yatırım merkezi olarak sunduğu muazzam avantajlardan iştirakler veya stratejik ortaklıklar yoluyla yararlanmaktadır. Almanya, yatırımcıları basit vergi ve harç düzenlemeleriyle ve kolay izin prosedürleriyle destekliyor. Almanya'ya yatırım yapmak, küresel pazara yatırım yapmak anlamına gelir.
Türkiye'de faaliyet gösteren 8.000'den fazla Alman şirketi ile sıkı ekonomik ilişkilere sahibiz. Bu şirketler arasında birçok küçük işletmenin yanı sıra 100 yıldan daha uzun bir süredir Türkiye’de faaliyet gösteren Siemens ve Bosch gibi Alman sanayi
JÜRGEN SCHULZ
devleri de bulunmaktadır. Tabi ki ilişkilerimizin en büyük özelliği Almanya’da Türkiye kökenli 3 milyondan fazla insanın yaşıyor olması. Bununla birlikte Türkiye’de de, Almanya’da uzun süre yaşamış olan çok sayıda insan bulunuyor. Bu nedenle Türkiye ve Türklerle her zaman yakın, dostane bir ilişkimiz var.
Hukuk güvenliğini sağlamak, güvenilir çerçeve koşulları yaratmak ve hızlı hareket eden, bağımsız bir yargıyı teşvik etme gibi konuların yanı sıra muhtemelen birçok şirketin en çok ilgilendiği şey iyi eğitimli çalışanları kendine kazanabilmektir.
Yatırımcılar yatırım yapmak istedikleri ülkenin koşullarına elbette çok yakından bakarlar. Yatırım yapılacak paranın bir geyik kadar ürkek olduğu ve tehlikeyi sezdiği anda kaçtığı