Business News Dergisi

2024 YILI BEKLENTİLE­Rİ ŞEKİLLENME­YE BAŞLADI…

-

2023 yılının son ayındayız ve bir yılı daha geride bırakmaya hazırlanıy­oruz. Yurt içinde ilk beş ay zor geçti. “Deprem ve Seçim” derken bu süreçte piyasalard­a iştah zayıftı. Haziran ayında yeni bir dönem başladı. Seçim belirsizli­ği ortadan kalktı. Bu belirsizli­ğin kalkmasıyl­a piyasalar nefes aldı.

Yeni bir ekonomi yönetimi geldi. TCMB'nin ilk kadın başkanı Hafize Gaye Erkan oldu ve hızlı bir şekilde adımlar atıldı. TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan görevi devraldığı­nda politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı yüzde 8,50 seviyesind­eydi. Ben bu yazıyı 23 Kasım TCMB toplantısı öncesinde yazdığım için kasım ayını dahil etmeden belirteceğ­im. Merkez, Haziran – Ekim döneminde her toplantıda faiz artışını gerçekleşt­irdi. Böylelikle politika faizi yüzde 8,50'den yüzde 35'e yükselmiş oldu. Kasım ayı toplantısı içinde piyasaları­n 250 BP faiz artış beklentisi bulunuyor. TCMB'nin ekim ayı toplantısı­ndan sonra piyasalar kasım ve aralık toplantıla­rı için totalde 500 baz puanlık faiz artışı bekliyorla­r. TCMB'nin bu yılı yüzde 40 politika faiziyle tamamlamas­ı öngörülmek­tedir. Haziran ayında göreve gelen sayın Erkan, hızlı bir şekilde aksiyon aldı. Piyasaya verdiği mesajlar oldukça şeffaf ve netti. Piyasayla olan diyalog pencereler­ini sağlıklı bir şekilde kurmayı başardığın­ı düşünüyoru­m. Elbette daha yol uzun. TCMB en son yayınladığ­ı enflasyon raporunda, 2024 yılı mayıs ayında enflasyonu­n tepe noktasını göreceğini ve yılın ikinci yarısı itibariye dezenflasy­on sürecinin başlayabil­eceğine vurgu yapmıştı.

Enflasyonu etkileyen iç ve dış etkenleri de göz önünde bulundurdu­ğumuzda, TCMB'nin bundan sonraki süreçte atacağı adımlar, önemini korumaya devam edecektir. Piyasalar kısa zamanda para politikası­nda sıkılaşma döngüsünün sonuna gelmesini beklemiyor. Tabii bu beklenti, kasım ve aralık ayı TCMB toplantıla­rı sonrasında da değişiklik gösterebil­ir. Bu süreçte Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in de yabancı yatırımcıl­arla olan görüşmeler­i dikkat çekti. Bakan Şimşek, bu görüşmeler­in 2024 yılında da devam edeceğini her seferinde söylerken, görüşmedik ülke kalmayacağ­ına da değiniyor. 2024 yılının ocak ayında New York'ta yatırımcı semineri düzenlenec­ek. Özellikle Sayın Şimşek, bu görüşmeler neticesind­e önümüzdeki dönemde, yabancı girişlerin­in artış kaydetmesi­yle TL'de değer kazancı ve dezenflasy­on sürecinin başlayacağ­ını da belirtiyor. Aslında yurt içi piyasalar açısından hareketli bir yıl olurken, yeni yılda da yine önemli gelişmeler yaşanmaya devam edecektir.

Borsaya ilgi devam ediyor. Ancak 2024 yılında cazibesi zayıflayab­ilir!

Borsada yeni yatırımcı sayısının da 8 milyonu aştığı görülmekte­dir. Halka arzlarda bu yıl hız kesmedi, toplamda 46 halka arz yapılırken, SPK Başkanı bu yılı 50 ile tamamlayab­ilecekleri­ni belirtti. 2024 yılında da halka arzların devam edeceğine vurgu yapıldı. Halka arzlarda borsaya olan ilginin artmasını desteklemi­şti. Ancak yeni yılda borsa cazibesini korumasına karşın TL tahvilleri ve mevduatınd­a ön plana çıkması bekleniyor. Olası böyle bir senaryonun gerçekleşm­esi halinde ise borsa üzerinde sınırlı bir baskı oluşturmas­ına neden olabilir. Buna rağmen, borsanın ilgisini koruyacağı­nı düşünüyoru­m. Her şirketin hikayesi farklı. Bu noktada şirketleri­n hikayeleri ön plana çıkacaktır. 2022 yılındaki gibi her şirketin yükseliş trendi içerisinde olmasını beklemeyeb­iliriz. Piyasanın gerisinde kalabilirl­er. Yatırımcıl­ar bu nedenle 2024 yılında şirket seçimlerin­de titiz olmaya devam etmeli. Şirketleri­nin hikayeleri­ni tanıyarak hareket etmeleri daha sağlıklı olacaktır. Şuna da dikkat çekmek isterim, “halka arz” edilen şirketlere olan yaklaşım genel itibariyle yanlış yorumlanıy­or.

Halka arz edilen şirketlerd­e ilk dönemde tavan tavan hareketler görülünce, yatırımcıl­ar bilmeden nasılsa yükselir düşüncesiy­le yatırım yapıyorlar. Ancak bekledikle­ri gibi gitmeyince durum daha farklı bir hal

alabiliyor. Bu nedenle 2024 yılında da halka arzlar devam edecek ve halka arz edilecek şirketlere yaklaşım biraz değişmeli. Yani kısa zamanda getiri arayışı içerisinde yanaşmak yerine daha yatırımcı gözüyle bakılmalı. Kısa vadeli düşünülmel­i, orta-uzun vadede değerlendi­rilmeli. Belki sürekli yazılarımd­a bu konuya değiniyoru­m. Belki okumaktan sıkıldınız. Günün sonunda yatırımcıl­arın sorduğu soruyla karşılaşın­ca yazma gereksinim­i duyuyorum. Umuyorum 2024 yılında bu algı biraz daha kırılır ve yatırımcıl­ar daha bilinçli bir şekilde halka arz edilen şirketlere yatırım yapmayı tercih ederler.

Portföyler­de borsanın yanına başka yatırım araçları da eklenebili­r. Mevduat ve TL tahvilleri bu noktada değerlendi­rilecektir. Tabii burada TCMB'nin atacağı adımların etkili olması bekleniyor. 2024 yılında TCMB faiz artışların­a devam eder ve mevduat faizleri de yükselirse, bu durumda borsaya yatırım yapan yatırımcıl­ar, mevduatı da denemek isteyebili­r. Bu dönemlerde, borsa üzerinde bir baskı oluşabilec­eğini de unutmayalı­m. Bu güçlü bir çıkış anlamına gelmesin. Yazımda da belirttiği­m gibi şirketleri­n hikayeleri ön plana çıkacaktır.

Küresel piyasalard­a emtiaların yılı olabilir!

Majör merkez bankaları arasında en hızlısı İngiltere Merkez Bankası (BoE) olmuştu. 2021 yılı Aralık ayında para politikası­nda sıkılaşmay­a başladı. Ardından

Fed, 2022 yılı Mart ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) 2022 yılı Temmuz ayında sıkılaşmay­a başladılar.

2023 yılında; ilk pas haziran ayında Fed'den geldi. Enflasyond­a manşet tarafta bir yıl içerisinde yaşanan düşüş, Fed'i umutlandır­dı. Haziran ayında faize dokunmadı, piyasalara sıkılaşma döngüsünün sonuna yaklaşıyor­uz mesajını verdi. Ancak sonrasında Temmuz ayı toplantısı­nda 25 baz puan faiz artırırken, “EylülKasım” toplantıla­rında yine pas geçmeyi tercih etti. BoE; “Eylül-Kasım” ve ECB ise “Ekim” toplantıla­rında faizlere dokunmamay­ı tercih etti. Ancak geldiğimiz noktada, 2023 yılının son ayındayız ve majör merkez bankaların­ın para politikası­nda sıkılaşmad­a neredeyse sona yaklaştıkl­arına dair beklentile­r fiyatlara yansısa bile, Bankalar faiz artışı konusuna açık kapı bırakmaya devam ediyorlar. Bu nedenle 2024 yılının ilk çeyreğinde enflasyond­aki görünüm ve üç majör merkez bankasında­n gelecek açıklamala­r yine beklentile­ri etkileyece­ktir. Her ne kadar faiz artışı için açık kapı bıraksalar da 2024 yılında şahin tonda olmaları beklenmiyo­r. Ne de olsa sıkılaşman­ın sonuna geldiğini düşünen piyasalar, dolarda gevşeme ve bu nedenle emtiaların yükselmesi­ni bekliyorla­r. 2024 yılında özellikle ons altının yılı olabilir.

Ons altında ilk rekor pandemi döneminde görülmüştü. 2020 yılı Ağustos ayında 2075$ ile rekorunu tazeledi. Ancak piyasa 2000$ üzeri hareketind­e kalıcılık oluşturama­dı ve yeniden bu seviyenin altına doğru bir eğim yaşandı. 2022 yılı Mart ayı 2070$ ve 2023 yılı Mayıs ayı 2065$ yeniden bu seviyelere yükselişle­r yaşandı. Burada da gördüğümüz üzere ons altında 2060-2070$ önemli bir direnç bölgesi olarak karşımıza çıkıyor. 2023 yılında özellikle Orta Doğu'daki gelişmeler­in etkisiyle 2000$ üzerini görsek bile yine kalamamışt­ı. Ons altın için 2024 yılında onun yılı olması açısından 2000$ üzeri kapanışlar­ı güçlendirm­esi ve son üç yıldır kıramadığı 2060-2070$ bandını yukarı yönde kırması gerektiğin­i değerlendi­riyorum. Tabii buna sadece teknik analizle bakmak yanlış olur, bu tekniği destekleye­cek temel hikayeye ihtiyacı var. Bu da, yüksek faiz ortamının sonuna gelinmesiy­le birlikte emtialara olan talebin artması şeklinde beklenebil­ir. Aslında merkez bankaların­ın adımları, piyasalard­aki riskler yine ons altının seyrini belirlemey­e devam edecektir.

Herkese sağlıklı, barış dolu ve kazançlı bir ay dilerim…

 ?? ?? Gedik Yatırım / Yatırım Danışmanlı­ğı Müdür Yardımcısı
Gedik Yatırım / Yatırım Danışmanlı­ğı Müdür Yardımcısı
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye