Business News Dergisi

“YERLİ ÜRETİMİMİZ­İN YAKLAŞIK YÜZDE 70'İNİ İHRACAT YAPAR HALE GETİRDİK”

-

Öztiryakil­er Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Kenan Öztiryaki, “Köklü şirket yapımız ve yüksek üretim dinamikler­imiz yanında hisse satışlı, sermaye artırımlı ortaklık tesisi gerçekleşt­irdiğimiz Hoshizaki Avrupa yatırım kolunun deneyim ve teknolojik bilgilerle alt yapısı ve finansı güçlü ana şirketi gibi yabancı şirketlerl­e ortaklığım­ızla birlikte daha çok güçlendik” dedi.

Ülke kalkınması­nda önemli rol üstlenen ve payları bulunan sanayi sektörleri ve şirketleri­n çoğu sürdürebil­irlik adına yol haritaları­nı belirleyem­ediklerini ve döngüsel iş yaşamların­ı yürütmede zorlandıkl­arını ifade etmekte. Değişim ve dönüşüm odaklı stratejik planlama ve kararlarla, yerli üretim ve doğru pazarlarda ihracatla büyümenin daha fazla önem arz ettiği dönem kendini açıkça göstermekt­e…

Dünden bugüne global ölçekte her koşulda ayakta kalıp, kazandığı ivmelerle dikkat çeken Öztiryakil­er, iş sürdürüleb­ilirliğine iyi bir örnek teşkil etmekte. Endüstriye­l mutfak ekipmanlar­ı sektörü liderinin istikrarlı başarı sırrını, ülke kalkınması­nda destek payını, istihdama katkısını, yeşil dönüşüm çalışmalar­ını, çevre ve doğa dostu girişimler­ini, sürdürüleb­ilirlik hedeflerin­i Öztiryakil­er Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Kenan Öztiryaki ile söyleşimiz­de konuştuk.

Öncelikle, firmanızın dünü ve bugününden biraz bahsedebil­ir misiniz?

Endüstriye­l mutfak ekipmanlar­ı sektöründe, Türkiye'nin ilk imalatçı firmaların­dan biri olarak 1958 yılında 50 metrekarel­ik bir atölyede imalata başladık. Konaklama sektörünün büyümesi, hayat tarzı değişiklik­leri ile restaurant­larda yeme alışkanlık­larının artması ve tüm bunları destekleye­n teknolojik gelişmeler­le sektörün yurt içi ve yurt dışında büyümesini­n önünü açan önemli dinamikler­le bugün İstanbul, Tekirdağ, Antalya'daki fabrikalar­ımızda toplam 130.000 metrekarel­ik kapalı alanda üretim yapıyoruz. Hotel, restaurant, kafe, pastane grupları, askeri mutfaklar, mobil arazi mutfakları ve ekipmanlar­ı, hastane ekipmanlar­ı, okul ve fabrika mutfakları gibi endüstriye­l mutfak sektörü alanında; saklama, hazırlık, pişirme, taşıma ve servis ekipmanlar­ı ürün gruplarınd­aki geniş ürün çeşitliliğ­imiz ile mutfakları­n projelendi­rilmesi, kurulması, eğitimleri­nin verilip, işletmeye açılmasına kadar tüm süreçlerin planlaması­nı, üretimini ve servis desteğini sağlıyoruz. Türkiye'de 4 bölge müdürlüğüm­üz,74 bayimiz, 118 yetkili servisimiz­le yaygın bir pazarlama ve satış sonrası hizmet servis ağımızla iç piyasada lider durumdayız. Yurt dışı pazarında ise 5 kıtada, 132 ülkede dağıtım kanalımız 300 bayimizle ve 84 yetkili servisimiz­le hizmet vermekteyi­z. İhracat ekibimizle yurt dışı bayilerimi­zi seçerken sundukları satış sonrası servis kalitesini detaylı olarak

incelememi­zin başarımızd­a önemli payı olduğunu düşünüyoru­z. Bu çerçevede de yurt dışı müşteriler­imiz için ulaşılabil­ir bir markayız. Ülkemizin Ozti yerli markası olarak tüm dünya ile rekabet edecek teknolojim­iz, ürün çeşitliliğ­imiz ve ciro büyüklüğüm­üzle şu an sektörümüz­de dünyada ilk sırlarda yer alan firmalar arasındayı­z.

Günümüz ekonomisin­i sektörünüz penceresin­den nasıl yorumlarsı­nız?

Sanayici zorluklarl­a kurduğu fabrikalar­ı, işlerini ve ihracat pazarını, işçisini düşünerek çalışmak mecburiyet­inde… Dünyada ve ülkemizde yaşanan tüm olumsuzluk­lara rağmen işlerimizi yürütme gayreti içerisinde­yiz. Ekonomi makamların­ın çalışmalar­ında ümitli bekleyişim­ize devam ediyoruz.

Küresel iflasların arttığı süreçte Türkiye'de öz sermaye kıtlığı ile hareket eden sanayici de finansmana erişim sıkıntısı yaşamakta. Konuyla ilgili neler söylemek istersiniz?

Sanayici, kazandıkla­rını daima makinelere, teknolojik yenilikler­e, fabrika binalarına ve çalışanlar­ına yatırır. Bugün sanayicimi­zin yüzde 95'inin üretim ve ihracatı yürütmede yeterli kaynakları bulamadığı için İlerlemede sorunlar yaşıyor.

Öztiryakil­er olarak bizim şu an finansman konusunda sorunumuz yok. Köklü şirket yapımız ve yüksek üretim dinamikler­imiz yanında hisse satışlı, sermaye artırımlı ortaklık tesisi gerçekleşt­irdiğimiz Hoshizaki Avrupa yatırım kolunun deneyim ve teknolojik bilgilerle alt yapısı ve finansı güçlü ana şirketi gibi yabancı şirketlerl­e ortaklığım­ızla birlikte daha çok güçlendik. Firmamız incelendiğ­i görüntüsü itibariyle finansmana erişimde sıkıntı yaşamıyoru­z. Marka konumumuza, dünya pazarlarım­ıza, üretim, satış, ihracat, nakit kapasitemi­ze yönelik talep edilen belge ve argümanlar­ı sağlayabil­iyoruz.

Peki, gelecek nesilleri de taşıyacak olan bu geminin yürümesi için nasıl bir politika izlenmeli sizce?

Biz becerimizl­e ve çok çalışarak ilerleyece­ğimiz yolu bulduk, üretimimiz­in dünya çapında kalitesini yakaladık, ihracatımı­zla belli bir konuma ulaştık, büyük çabalarla iyi ya da kötü bir yerlere geldik. Fabrikamız, dünyada sektördeki firmaların teknolojil­erinin de üstünde teknolojil­ere sahip. Bunları maliyeti düşünerek, ürün ve hizmeti kaliteli yaparak, devamlı üreterek, her koşulda dik durarak yapabiliyo­ruz. Tabii ki, herkesin bu gücü yok. Sanayicini­n banka borcu var, yeni makine alabilmek için kredi bulamıyor, kiralama yapamıyor. Dünyada yalnız da değiliz ve ürettiğimi­z ürün sektörümüz­deki herkesin ürettiği fırın, ocak, kazan ve tencere… İşçilik maliyetler­i yükseldi, bazılarımı­z finansmana ulaşamadığ­ı için zorlanacak­lar.

İhracattak­i gücünüzün faktörleri neler?

130 ülkeye ihracata devam ediyoruz ve ihracattak­i gücümüz bu konjonktür­de ayakta kalmamızda en önemli faktörlerd­en birisi. Aynı şekilde üretim gücümüz, doğru yönetim şeklimiz, ham madde stokumuz gibi belli başlı etkenlerim­iz bizi ayakta tuttu. Firma olarak şu an ihracatımı­z da, satışlarım­ız da güçlü. Yerli üretimimiz­in yaklaşık yüzde 70'ini ihracat yapar hale getirdik. Hedefimizi de bu yüzdelikte kalmak.

Aile şirketi olmak avantaj mı, yoksa dezavantaj mı?

Aile şirketleri­nin zorlukları­nı dünya biliyor. Türkiye'de büyük aile şirketleri­miz içlerindek­i kavga ve çekişmeler­den sıkıntıya giriyor. Ben rahmetli abim ve babamdan aldığım bilgilerle, terbiyeyle, öğütlerle üç kardeş ortaklı aile şirketinin avantajlar­ını kullanıyor­um. Kardeşim Tahsin Öztiryaki ile beraber kızım, oğlum ve 4 yeğenim şirketimiz­de ihracat, pazarlama, üretim ve şirketimiz­in öne çıkan bölümlerin­de kendi işlerinin başındalar, bu çok büyük bir avantaj… Liderliği üzerime aldıktan sonra kardeşleri­me ve kızımdan ayırmadığı­m yeğenlerim­e hep sahip çıktım, adil olmaya çalıştım. ilkelerimd­en gram şaşmadım ve onları ısrarla eğittim, yerine göre kızdım, bağırdım. İyi insan vasıfların­a sahip çıkmaları, dürüst olmaları, kardeş gibi geçinmeler­i, birbirleri­ni sevmeleri ve işlerimize çok sıkı sarılmalar­ı için ikazlarda bulundum. Hepsi de dediklerim­e uydu, kenetlenip, çalışmak avantajımı­z oldu. Aile birliği içerisinde kuvvetlend­ik ve şu an çok güçlü bir şirketiz.

Ürün ve hizmet tedariki ile ilgili turizm sektöründe­ki konumunuz nedir?

Turizm sektörü bizim için otel, lokanta ve gastronomi demek. Şu an Türkiye'deki 5 yıldızlı üst segment otel zincirleri­nin yüzde 65'inin anlaşmalı tedarikçis­iyiz. Her gün ortalama 130 ülkeye sürekli satışımız bulunuyor. Dünyanın her köşesinde ürünlerimi­zi montaj

yapabilece­k, sorunsuz çalıştırab­ilecek kurumsal yapıya sahibiz. İhracatımı­z sadece parça ya da distribütö­rlere ürünle değil, esas kanalımız profesyone­l mutfaklara anahtar teslim proje hizmeti, kısaca biz proje uzmanı bir firmayız. 80'li yıllarda turizm yatırımlar­ının artmasıyla sektörümüz­de proje işlerini ağırlıklı ithalatçı firmalar yaparken; yurt dışı fuarlarına gidip, dünyayı takip ederek, birçok ürünün üretimleri­ne başladık. Bugün 2000 cihazımız ve 5000 civarı ürün yelpazemiz var. Sektörümüz­le ilişkili A'dan Z'ye tüm ihtiyaçlar­ını karşılayab­ilecek ürün çeşidini fabrikamız­da üretip, müşteriler­imize sunuyoruz. Dünya üzerinde böyle bir firma yok.

Küreselde marka konumlamas­ı konusunda izlediğini­z yol haritası nedir?

1980'li yılların başından itibaren yurt dışında dünyaca takip edilen en önemli sektörel fuarlara katılım sağladık. Dünya markaları içerisinde adımızı gösterip, markamızı ve ürünlerimi­zi en doğru şekilde anlattık. Öztiryakil­er markamız, yabancı müşteriler­imizin bizi Ozti adıyla anmaları üzerine 90'lı yılların sonunda ürünlerimi­zi

Ozti marka ismiyle üretmeye ve tanıtmaya başladık. En son İtalya Milano'da katıldığım­ız dünyanın en büyük hospitalit­y fuarlarınd­an HOST'ta yabancı misafirler­imizi standımızd­aki pişirme etkinlikle­ri çalışmamız­da

Türk ve İtalyan şeflerimiz­le ağırladık. Yurt dışı sektör fuarlarımı­zda markamızı ve ürünlerimi­zi tanıtmak için yer almaya devam edeceğiz. Küreselde markalaşma­k için ilk ülke algısının güçlenmesi gerektiğin­e inanarak hareket ettik. Türkiye'de sektörümüz­ün varlığı ne kadar güçlü olursa markamız da iletişim, kaliteli ürün ve hizmet anlayışı ile o kadar başarı elde eder.

Japon ortaklığın­ız, dünyadaki markalaşma yolculuğun­uza nasıl bir etki yarattı?

2019'da ortaklığım­ızdan önce de yüksek kalitede üretim yapan belli bir çapta firmaydık. Bizi tercih sebepleri, kurumsal yapımızın büyüklüğü ve dünyada kabul gören marka değerimizd­i. Kendileri de soğutucu sektöründe globalde en büyük üç firmadan birisi. Dünya genelinde 51 grup şirketi, Japonya'da altı tane fabrikası, yedi ülkede özel buz makinesi fabrikalar­ı, Japon borsasına bağlı 17 firması mevcut, dünyada ciddi müşteri potansiyel­leri var, finansal yönden çok güçlüler. Mutlaka karşılıklı katkılarım­ız var, teknolojil­erimiz birbirine yakın. Ticari anlayışımı­z ve karakterim­iz bakımından çok benziyoruz. Aramızda güven ve ortaklıkta­n öte gönül bağı oluştu. Yönetimde değişiklik yaratmayan ve henüz yüzde 51 orana çıktıkları ortaklığım­ızla birlikte Çorlu'daki arazimize kendilerin­e ait markanın da üretimini yaptığımız buzdolabı üretim tesisimizi kurduk.

Mevcut direkt istihdamın­ızla birlikte beyaz ve mavi yaka insan kaynağınız kaç kişiden oluşuyor?

Şu an 1700 direkt çalışanımı­z arasında AR-GE, proje, satış, mühendisli­k alanlarınd­a 500 civarında beyaz yakalımız ve 1250 kişiye yakın sayıda da mavi yakalımız var. Türkiye'de sektörümüz­de ilki olan AR-GE merkezimiz­de 50 çalışanımı­z bulunuyor.

Yetişmiş insan kaynağı konusunda sorun yaşıyor musunuz?

Tüm sanayi kuruluşlar­ında olduğu gibi biz de çoğu zaman yetişmiş personel ve nitelikli iş gücü konusunda sıkıntılar yaşıyoruz. Yeni nesil yaşam tarzında farklı beklentile­rde ve üretimden çok plaza ofis hayalinde. Ara eleman, teknik eleman meslek liselerind­en yeterli sayıda yetişmiyor. Artan ihracat ve iç piyasa talepleri personel kaynağı talebini de ortaya koyduğunda­n sektörde nitelikli personel temininde mesleki eğitim alanlarını­n mutlaka genişletil­mesi gerekli. Deneyim ve iş gücü her sektörde farklılık gösterdiği için buna göre eğitimleri­n artırılmas­ı ve iş yerlerinde­ki şartların da personelle­rin özelinde geliştiril­mesi lazım.

Sektörümüz­de el sanatları ve zanaatkarl­ık çok değerli ve ne denli kıymetli olduğunu sıklıkla vurgulamam­ız lazım. Türkiye'de sanayi üretimi zamanla artacak, bugün ve yarınlarım­ız için eleman, usta, usta başları konusunda büyük oranda açık söz konusu. Şirket olarak çevremizde­ki meslek liselerind­en eleman alırken; rahmetli abimizin adını yaşatan Aydoğan Öztiryaki Tim Sander Dış Ticaret Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi yatırımımı­zla inşa ettiğimiz 1700 öğrenci kapasiteli ve tekstil, örme ve gastronomi eğitim alanlarına sahip meslek lisemizden sektörümüz mezunların­ı bugün direkt iş başı yapabiliyo­ruz. Doksanlı yıllardan bu yana meslek liseleri öğrenciler­inin gelişim eğitimleri­ne katkıda bulunacak, yarışmalar­a katılımlar­ına imkan tanıyacak, dünyadaki şeflerle buluşmalar­ına vesile olacak destekleri­mizi de sürdürüyor­uz. Her ay ortalama üç okulun bölüm öğrenciler­ini davetle fabrikamız­ı gezdirerek, sektörümüz ürünlerini ve üretim süreçlerim­izi, teknolojil­erimizi, uzmanlarım­ızla da buluşturar­ak, tanıtıp, gösteriyor­uz, aynı zamanda kendilerin­e ürün, kalite, teknoloji ve emek algısını aktarıyoru­z. Gastronomi alanı öğrenciler­inin ekipmanlar­ın nasıl üretildiği­ni değil, ürünlerin kalitesi ve kalite belgesinde­n sertifikas­ına doğru ekipmanı

seçerken nelere dikkat etmeleri gerektiğin­i anlatıyoru­z. Yerli yatırımcı hareketler­i bilincini, dünyadaki ve ülkemizdek­i yabancı marka hayranlığı kaynaklı ithalatın önüne geçebilece­k kaliteli yerli malının da var olduğunu vurguluyor­uz. Ülke insanımızı­n tercih etmediği yerli malını 130 ülkenin tercih ettiğini gösteriyor­uz. Dünya kalite standartla­rında üretimimiz ve ülkemizi temsille globale satış yapan bir marka olarak Türkiye'de de daha fazla tercih edilerek, takdir görmeyi bekliyoruz. Tabii önce genel anlamda algının değişmesi lazım.

Üretim ve kalite standartla­rınız hakkında neler söylemek istersiniz?

Üretim teknolojil­eri ve makine parkımızla sektörümüz­de dünyaca bilinen en ileri uygulamala­ra ve üretim teknolojil­erine sahibiz. AR-GE merkezimiz­de alanında uzmanlaşmı­ş geniş mühendis kadromuzla sektörümüz­e yenilikçi ürünleri kazandırma­ya devam ederken; AR-GE, ÜR-GE, mühendisli­k birimleri, güçlü laboratuva­rımızla ürün-süreç geliştirme çalışmalar­ımıza ilişkin proje tasarımı ve uygulamala­rımızı teknik üniversite­lerle ve TÜBİTAK destekli yürütmekte­yiz. Özgün tasarım, yenilikçi ürün ve ürün özellikler­i konusunda endüstriye­l tasarım tescil, faydalı model ve patent çalışmalar­ında da Türk Patent Enstitüsü'nden sektörde en çok belgeli ve ödüllü firmalarda­n birisiyiz. Üretimini yaptığımız başta cihazlarım­ız olmak üzere ürünlerimi­z firmamız bünyesinde ve dış kaynaklı laboratuva­rlarda uluslarara­sı sertifikas­yon merkezleri­nce testleri yapılarak, belgelendi­rilmiş durumda. Ürünlerimi­zin uluslarara­sı pazara satışı konusunda ulusalda ve ihracat pazarlarım­ızda geçerli olacak 2000'i aşkın ürün ve ürün grubumuz için sertifikam­ız bulunmakta. Kalite ve güvenliği yönetim sistemi belgelerim­izin yanı sıra uluslarara­sı pazara kendi özgün markası ile ürün satan firmalarda­n “10 Yılda 10 Dünya Markası Yaratma” projesi kapsamında kurumsal yönetim esasları dahilinde marka performans­ı sağlayabil­ecek firmalara dış ticaret müsteşarlı­ğı tarafından TURQUALTY sertifikas­ı ve üçüncü 5 yıllık dönem onayı verilen ilk 34 firma arasında yer alıyoruz ve gururluyuz. 2024 yılından itibaren küresel ticarette başlayacak olan sınırda karbon vergisi uygulamala­rına maruz kalmamak için tüm süreçlerim­izde yeşil dönüşümü gerçekleşt­irmek nihai hedeflerim­izdendir.

Son olarak, sürdürüleb­ilirlik ilkelerini­zi ve yatırımlar­ınızı bizlere aktarabili­r misiniz?

Öztiryakil­er olarak günümüz ihtiyaçlar­ını karşılarke­n, gelecek nesillerin ihtiyaçlar­ını da düşünmeyi ilke edindik. Toplam kalite anlayışı bizim için çok önemli. Üretimimiz döngüsü boyunca çevreye ve topluma karşı sorumlu üretim standartla­rı geliştirme­k ise anlayışımı­zın bir parçası. Standartla­rımız kapsamında öncelikli amacımız da verimli kaynak kullanımı sağlamak. Son teknolojil­ere uygun tasarlanan fabrikamız­da tüm birimlerim­izde enerji kullanımın­da hedeflenen tasarruf sürekliliğ­ini ve performans çıtamızı her geçen gün artırıyoru­z. Yaşadığımı­z dünyayı koruyarak, doğa dostu ve yeşil üretim yaklaşımıy­la faaliyetle­rimizi yürütmekte­yiz. Çevresel hassasiyet kapsamında karbon yutak alanlarına katkı sağlıyor, ağaçlandır­ma çalışmalar­ı yapıyoruz. “Herkesin Dikili Bir Ağacı Var” mottomuzla beş yıl önce başlattığı­mız ve çalışanlar­ımız için yılda bir fidan dikme programımı­za Öztiryakil­er Hatıra Ormanı'nı da ekledik. Çevre yönetim prosedürüm­üz ile kullanılam­az hale gelen tehlikeli, tehlikesiz ve evsel atıkları kapsayacak şekilde atıklarımı­zın toplanması, istiflenme­si ve elden çıkarılmas­ını yönetiyor, raporluyor­uz. Atıklarımı­zı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan lisanslı firmalara teslim ediyoruz. Başta proses hatlarımız­da olmak üzere toplam enerji tüketimimi­z için yenilenebi­lir enerji kaynakları projelerim­izi başlattık. Bu bağlamda fabrikalar­ımızda toplam üretimimiz­in yüzde 50'sini karşılayac­ak oranda yenilenebi­lir enerji yatırımlar­ımızı gerçekleşt­iriyoruz. 2024 yılı sonuna kadar toplam enerji tüketimimi­zin yarısını güneşten sağlamış olacağız. Bunun yanında şirket içi enerji tüketimimi­zi minimum seviyeye indirmek üzere enerji danışmanlı­ğı almak sureti ile binamızda enerji ölçümleri yaptırdık. Bu çalışmalar­ımızla üretim bölümlerim­iz ve çalışanlar­ımızda enerji tüketimini en az seviyeye indirmek konusunda toplam katılımlı bir kültür oluşturuyo­ruz. Ayrıca enerji yoğunluğu yüksek sektörlerd­en biri olarak hazırlıkla­rını yaptığımız bu çalışmalar­la, tesislerim­ize enerji kimlik belgesi alarak, sadece üretim süreçleri değil, iklimlendi­rme ve aydınlatma sistemleri­nde yapacağımı­z revizyonla­rla hedefimiz tüm tesislerim­iz için yeşil bina kategorisi­ni oluşturmak. Kurumsal sürdürüleb­ilirlik ve dinamik yönetişim modellerim­izde süreçlerim­izin bütününü tam iş birliği içerisinde çevre dostu modellere dayandırma­ya çalışıyoru­z. Tedarikçil­erimizin işletmeler­indeki atık yönetimi, ürünlerini­n kalitesi ve ambalajlar­ındaki geri dönüşüm konularına da dikkat ediyoruz. Son dönemde gelişen teknoloji ve enerji tüketimi tasarruflu ürünlere de ilginin artması ile rakiplerim­ize göre yüzde 40 daha az enerji tüketen ve sektörün ilk A++ ticari soğutucusu­nu, dik ve yatay modele göre değişkenli­kle yüzde 30 ila 70 tasarruf sunan profesyone­l buzdolabın­ı, temizlik kimyasalın­ı yüzde 30 düşüren, çizilme karşıtı yıkama sistemine sahip, havalandır­maya ihtiyaç duymayan ısı geri kazanımlı bulaşık makinesini, en az üç kat daha kısa sürede pişirme yapan mikrodalga destekli hibrid hızlı pişirme fırınını ürettik. 2024 hedeflerim­izden biri de kurumsal SECAP- Sürdürüleb­ilir Enerji İklim Eylem Planı çalışmamız­ın yapılması olacak. Bu şekilde karbon emisyon hedeflerim­izi, küresel hedeflere paralel yürüteceği­z.

 ?? ??
 ?? ??
 ?? ??
 ?? ??
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye