AB ile artık karşılıklı olarak somut ve akılcı politikalar zamanı
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) CEO’su Bahadır Kaleağası, Brüksel de Genişlemeden Sorumlu AB Komisyonu Üyesi Johannes Hahn ile görüştü. TÜSİAD açıklamasına göre, görüşmede Türkiye nin AB sürecinde fiili bir duraklama yaşanırken ilişkilerin ilerleme kaydedebileceği alanlar konuşuldu. Bu çerçevede Gümrük Birliği’nin yenilenmesi için hazırlıklara devam ederken, TÜSİAD’ın da tam üyesi olduğu Avrupa İş Dünyası Konfederasyonu BusinessEurope’un Türkiye’nin AB süreci ve Gümrük Birliği’nin kapsamının genişlemesine verdiği destek gündeme geldi. Ayrıca enerji, göçmen politikası, vize, dijital dönüşüm, sanayi 4.0 ve demokratik reformlar konularında görüş alışverişinde bulunuldu.
‘Ohal bırakılmalı, demokratik reform gündemine dönülmeli’
Daha sonra Brüksel’deki TÜSİAD AB Temsilciliği’nde Türkiye’nin AB Büyükelçisi Faruk Kaymakçı, Avrupa parlamenterleri, AB Komisyonu yetkilileri, üye ülke temsilcileri, İKV Başkanı Ayhan Zeytinoğlu ve sivil toplum temsilcilerinin de katılımı ile bir özel yuvarlak masa toplantısı düzenlendi. Türkiye’nin AB sürecini tekrardan canlandıracak somut önerilerin ele alındığı toplantıda, ekonomik kalkınma ve sosyal refah ile demokrasi ve hukuk devleti arasındaki bütünlük konusu gündemin ana konusu oldu. Bu çerçevede Türkiye’nin AB sürecinin yeniden canlanmasının her iki tarafın vatandaşları için de çok olumlu etkileri olacağı ge- nel kabul gördü.
Açıklamada görüşlerine yer verilen TÜSİAD CEO’su Bahadır Kaleağası, AB ve Türkiye’nin önce uzun yıllar her iki taraf için kazan-kazan sonra kaybet-kaybet formülünü başarı ile uyguladığını belirtti. Artık karşılıklı somut ve akılcı politikalar zamanı olduğunu aktaran Kaleağası, şunları kaydetti:
“Son dönemde tüm önde gelen AB başkentlerindeki temaslarımızda Türkiye’ye verilen önemin yeniden yükseldiğini gözlemliyoruz. Türkiye için bir an önce olağanüstü hal ortamını geride bırakarak demokratik reform gündemine geri dönmek milli menfaat gereğidir. Ayrıca sosyal politikalardan, çevre, dijital dönüşüm ve enerjiye her alanda AB sürecini iyi kullanmak vatandaşlarımızın refahı için önemlidir. Unutmayalım ki ancak AB sürecinde ilerleyen bir Türkiye, Çin’den Amerika’ya dünyanın diğer ülkeleri ile siyasal ve ekonomik ilişkilerinde çekim gücü sahibi olur ve simetrik olarak, Türkiye ne kadar dünyanın diğer bölgelerine açılırsa, o kadar Avrupa’da da etkisi artar.”