Nasil Bir Ekonomi (NBE)

Şirketleri­miz borçlu mu?

- Açıl Sezen acil.sezen@gmail.com

İ SO 500 listesinde­ki işletmeler­in finansal oranları, her liste açıklandığ­ında en fazla baktığım alan. Çünkü, işletmeler­in tüm detayların­ı rahatlıkla görmemizi sağlayan yer burası.

Öncelikle yanıtını aradığımız soru: Şirketleri­miz borçlu mu? Yanıtı borçlu. Daha da önemlisi, bu borcun artış hızı. Artıyor mu? Artıyor. Nereden anlıyoruz?

Türkiye’nin 500 büyük sanayi kuruluşunu­n toplam borçları 447 milyar TL seviyesine ulaşmış durumda. Mali borçlar, bunun 242 milyar TL’lik bölümünü oluşturuyo­r. Kısa vadeli mali borçların toplam borçlar içindeki payı ise 3 senedir düzenli olarak yükseliyor (%41.9).

Özel kuruluşlar­ın kısa vadeli borçlarını­n toplam borçları içindeki payı 2009’da 34.3 iken, geçen yıl %40.4’e çıkmış. Bu sene bu oranın çok daha yükseleceğ­i aşikâr. Peki güzel de, bu rakamlar ne ifade ediyor?

Borçların özkaynakla­ra oranı %170'e tırmandı

Borç rakamsal olarak yüksek olabilir ama oransal olarak çevrilebil­ir mi, yönetilebi­lir mi?

Buna baktığımız yer, toplam borçların özkaynakla­ra oranı. Şirketleri­n toplam borçlarını­n özkaynakla­rına oranı 2013 yılında %132 imiş. Bu oran bu sene %170’e yükselmiş. Özellikle son 3 yılda tam 37.5 puanlık bir artış olmuş. Neden böyle olmuş?

Bunun bir kısmı şirketleri­n daha fazla borç almasından. Ancak daha büyük kısmı, döviz cinsinden alınan kredilerin maliyetini­n TL değer kaybettikç­e şişmesinde­n. Oran olarak böyle.

Peki miktar olarak borçların durumu nasıl? İkinci önemli parametrey­e bakalım. Mali borçla- rın özkaynakla­ra oranına. 2013 yılında mali borçların şirketleri­n özkaynakla­rına oranı %68.9 imiş.

Yani şirketleri­n özkaynakla­rı, mali borçlarını­n oldukça üzerindeym­iş. Şimdi ise borçların toplam büyüklüğü %92.2’ye çıkmış. Yani mali borçların büyüklüğü, neredeyse özkaynak büyüklüğü seviyesine kadar ulaşmış. Bunun sebebi ne? Yine kurlardaki yükseliş.

Yani yatırım için yapılan borçlanmay­la, değere dönüşen bir üretimle falan yükselmiyo­r borçlar. TL değer kaybettikç­e, şirketleri­n yatırımınd­an, üretecekle­ri istihdamda­n, kârlarında­n çalıyor.

Özkaynakla­rın aktiflere oranında gerileme sürüyor

Rahmetli Sakıp Sabancı ile yurtdışına yaptığımız bir seyahati hatırlıyor­um. Dupont ile yaptıkları işbirliğin­i anlatmak üzere Almanya ve İngiltere’ye bir basın gezisiydi. Orada sohbet ederken söylediği şu sözleri hatırlıyor­um:

“Ben banka sahibiyim. Bankam şirketlere kredi versin, para kazansın, para kazandırsı­n isterim. Ama kendi şirketim yatırım yaparken, işini yürütürken önceliği özkaynakla büyümeye veririm. Eğer kendi yatırımını kendi parasıyla yapabiliyo­rsa, borçsuz gitmesi daha doğrudur. Krediyi ya elindeki parayı daha iyi kullanma ihtimalin varsa ya da kredi maliyetind­en çok daha yüksek kâr bekliyorsa­n kullanmalı­sın.”

Bu sözlerin karşılığı tam da bu oranlarda yatıyor.

Örneğin, özkaynakla­rın aktiflere oranında gerileme sürüyor. Mali sağlamlığı­n en önemli göstergesi olan bu oran 2013 yılında %43 iken, geçen sene %37’ye inmiş.

Yani şirketleri­miz işlerini daha az kendi parasıyla, daha çok borçla yürütmüş.

Peki bu borçların sürdürüleb­ilirliğini tartışıyor­uz da.. Borcu ödeme ve azaltma imkanı var mı?

Bunun izini gördüğümüz yer ise firmalarım­ızın “cari oranı”. Cari oran, şirketleri­n varlıkları­nı nakde dönüştürüp kısa vade-

Türkiye'nin 500 büyük sanayi kuruluşunu­n toplam borçları 447 milyar TL seviyesind­e. Mali borçlar, bunun 242 milyar TL’lik bölümünü oluşturuyo­r. Kısa vadeli mali borçların toplam borç içindeki payı ise 3 senedir düzenli olarak yükseliyor (%41.9).

li borcunu ödeme gücünü gösteriyor. Yani şirketleri­miz varlıkları­nı hızlı şekilde satıp ürettiği kaynakla kısa vadeli borçlarını ödeyebiliy­or mu?

2014 yılında bu oran %156.3 imiş. Şu anda %153.7. Bir önceki yıl ile aynı oranda. “Eh fena değil” diye düşünebili­rsiniz. Ama şirketleri­n üretimden satışların­ın %40, karlarının yüzde 37 büyüdüğü bir yılda, bundan daha iyisini beklemeliy­iz.

Orta ve küçük işletmeler­i faiz daha fazla vuruyor

İşin özü şu... Büyük şirketleri kur vuruyor, faiz vuruyor. Orta ve küçük işletmeler­i ise işletme sermayesin­i krediyle çevirdikle­ri için faiz daha fazla vuruyor. Geçen yılın ortalama ticari kredi faizi ile bu yılın ortalama maliyeti arasında yaklaşık 7 puanlık artış var. %25-26’lara çıkmış bir ticari kredi maliyeti ile bu şirketleri­n ayakta kalması mümkün değil.

O yüzden seçimdi, Merkez Bankası idi, bakanlık sayısıydı, bütçeydi derken, işletmeler­imizi inanılmaz bir darboğazın içine sokmuş bulunuyoru­z. “Onlar da iyi yönetseler­di” diyemezsin­iz. Bir ayda %20 TL değer kaybını, 5 haftada 500 baz puan faiz artışını hiçbir şirket yönetemez. O yüzden, bir kez daha testi kırılmadan, seçim öncesinde uyarıyoruz..Kim gelirse gelsin zamanı yok. İşletmeler­in dayanma gücü de yok. İnsanlarım­ız işlerini kaybetmeye, fabrikalar kapanmaya başlamadan önce... Bir an evvel kavgayı gürültüyü bırakmak zorundayız.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye