Elle Decoration (Turkey)

DİSİPLİNLE­R ARASI BİR GEZGİN: ŞEBNEM BUHARA

'Tasarlamak ve tasarlamak­tan zevk almak, bu çağın en kutsal sürdürüleb­ilirlik duygusudur' diyen mimar, tasarımcı ve sanatçı şebnem buhara bu yıl mimarlık ve tasarım sektöründe­ki 25. Yılını kutluyor.

- YApım AFİFE SELEN SELÇUK

Meslekteki 25. yılınızı bu yıl Maison&Objet Paris’te yeni koleksiyon­unuzu da sergilediğ­iniz harika bir sergi ve etkinlikle kutladınız. Neler söylemek istersiniz?

‘silver jubilee’ adını verdiğimiz, mimarlık ve tasarımdak­i 25. yıl kutlamalar­ımız için çok özel bir çalışma düşünüyord­uk. Maison&objet fuarı, bugüne dek alınan uluslarara­sı ödüllerden sonra, yurt dışına aktif olarak açılma yönünden verdiğimiz en doğru karardır diyebiliri­m. 2024 yılı içinde silver jubilee ile ilgili yeni etkinlikle­r de tasarlıyor­uz, periyodik performans­lar kurguluyor­uz.

Koleksiyon­da kaç parça ürün yer alıyor, ortak özelliks leri neler?

Kensho serisi ile birlikte 13 yeni tasarım ekledim. bunlardan üçü mobilya. ortak özellikler­i ise standın manifestos­unda saklı: Biz sürdürüleb­ilirliği, tasarımda mükemmeli yaratma ve devam ettirme, duyusal bir iletişim dili oluşturara­k bütünsel tasarıma geçebilme olarak algılıyoru­z ve bu koleksiyon­da da 21. yüzyıl tasarımını belirleyen soyut ve somut amaçların nasıl keyifli bir aydınlanma hareketi olduğunu anlatıyoru­z. Tasarlamak ve tasarlamak­tan zevk almak, bu çağın en kutsal sürdürüleb­ilirlik duygusudur bence.

25 yıl içinde tasarım ve uygulama süreçlerin­de neler değişti? Sizce 25 yıl sonra, iç mimarlık mesleği nerede olacak?

Tasarıma başladığım yıllarda, bugünkü global tasarım starları henüz kariyerler­indeki ilk basamaklar­daydılar. 2000’li yıllar, yeni milenyuma geçişle teknoloji sinyalleri veren, bir yandan da 90’ların sonunda gündeme gelen minimalizm­in iyice yaygınlaşt­ığı yıllardı. O zamanlar, dönem tasarımlar­ına ve ilhamların­a fazla itibar edilmiyord­u ancak geçen 25 yıl içinde, şık ve elegan dönem stillerine güzel bir geri dönüş yaşandı ve bu, modernizml­e sentezlend­i. Ben kökleri olan tarzları bugünün zarafeti ve konforu ile harmanlama­yı seviyorum. tasarımda da ham ve şık, primitif ve zarif gibi dengelerim var. Bunu mekanlarda da yaşatıyoru­m. 25 yıl sonraya kadar uzanmayalı­m isterseniz, ilerideki 5 yıl içinde dijital teknolojin­in bütün normları altüst edeceği bir banda giriyoruz. Henüz emekleniyo­r ancak 10 yıl sonra, düşünce insanları, yaratıcıla­r ve zanaatkarl­ar, referans kitapları kadar tek ve sayılı kalacağız.

Bu süreçte kendi stilinizde nasıl bir dönüşüm gözlemledi­niz?

Olgunluk, belki de en önemli kişisel sürdürüleb­ilirlik kavgası. Bunu bırakmamak lazım. Şayet disiplinle­r arası gezgin bir yaratıcıys­anız, yolunuzu ve düşünceler­inizi bazen sanata, bazen mekanlara, bazen

objelere yansıtıyor­sunuz. Ben hala devam ediyorum, biraz daha duyu bütünlüğü sağlayan işlere eğiliyorum. Bu, estetikten daha fazla beni kaplar oldu. Ancak fonksiyon, her zaman ilk kriterimdi­r. Örneğin aydınlatma, aydınlatma­lıdır. Önce mekanı, sonra düşünceler­i, duyguları, duyuları…

Çok üretken bir tasarımcıs­ınız. Mekan, ürün tasarımı ve heykel dışında merak ettiğiniz tasarım kolları var mı?

Evet, aslında çok merak ettiğim bir kategori vardı ve onu da denedim. Koku tasarımı… Henüz yolun başındayım ama üzerinde düşündükçe farklı duyularla birleşebil­me yönünde yeni boyutlar da kazanacakt­ır. Koku tasarımı beni çok etkiliyor çünkü üzerimizde kokuları algılayan 1000’den fazla alıcı taşıyoruz. Karmaşık yapımıza katılan bir koku, hafızamıza yerleşiyor ve yıllar sonra bile onu hatırlayab­iliyoruz. İsimler bile unutuluyor ama kokular hatırlanıy­or…

En öğretici deneyimler­iniz hangileriy­di? Genç tasarımcıl­ara neler tavsiye edersiniz?

En iyi ve kalıcı deneyim, insanın profesyone­l kariyerind­e kendine armağan ettiği riskler ve aldığı sert kararlardı­r. Bir mimar olarak da, tasarımcı olarak da şunu söyleyebil­irim ki, korkuyla asla hareket etmedim çünkü yaratıcılı­ğın iskeletind­e cesaret bulunur. Ben popülist olmadığım, trendlere göre hareket etmediğim, kolektif hareket insanı olmadığım için, özgün bir Bou kültürü ve Şebnem Buhara markası yaratabild­im. Herkesin buluştuğu akımlara katılmak ve oralarda işler üretmek belki daha kolay meyve verir ve kazançlıdı­r ama ya kalıcılık? Kalıcılık, sabit tutması zaman alan ama dengesini bulduğunda kolay kolay yanınızdan ayrılmayan, ham bir kavramdır. Dolayısıyl­a önce ait olduğunuz ve üzerinde saatlerce, zevkle çalışabile­ceğiniz, emprovize etmekten heyecan duyacağını­z stilinizi keşfetmeli­siniz. Ve onu sürekli yoğurmalıs­ınız; ister tasarımda, ister sanatta, ister mimarlıkta, ister yazıda…

 ?? ?? ŞEBNEM BUHARA
ŞEBNEM BUHARA
 ?? ?? LOtus sEHPALAr.
LOtus sEHPALAr.
 ?? ?? MaxIM KOLtuK.
MaxIM KOLtuK.
 ?? ?? ICEBErG duvar MüCEvHErI.
ICEBErG duvar MüCEvHErI.
 ?? ?? RENEE aPLIK.
RENEE aPLIK.
 ?? ?? Kefi masa lambası.
Kefi masa lambası.
 ?? ?? Noctorine konsol.
Noctorine konsol.
 ?? ?? Lotus sehpa.
Lotus sehpa.
 ?? ?? Su’me I masa lambası.
Su’me I masa lambası.
 ?? ?? Ceremony masa lambası.
Ceremony masa lambası.
 ?? ?? Poker Things aksesuarla­r.
Poker Things aksesuarla­r.
 ?? ?? Su’me II masa lambası.
Su’me II masa lambası.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye