Evrensel Gazetesi

EVET, HÂLÂ HDP’YE OY VERİYORLAR!

- Yusuf KARATAŞ yusufka17@gmail.com

Daha önce de söylemişti­k: 24 Haziran’da bir baskın seçim yapma kararı, Afrin operasyonu­nun yarattığı milliyetçi dalga tam dağılmadan ve özellikle ekonomidek­i kötü gidişin etkileri ciddi biçimde hissedilme­den iktidarın kendini kurtarmak için attığı bir adımdı. Seçim sonuçları ile ilgili tartışma devam etse de açıklanan resmi sonuçlar, en azından şimdilik iktidarın hesabının tuttuğunu gösteriyor. Ancak ağır OHAL koşulların­a rağmen halkın geniş kesimlerin­in muhalefet partilerin­in seçim mitingleri­nde kendini gösteren mücadeleci tutumu, sonuçlar ne olursa olsun önümüzdeki dönemin tek adam rejimine karşı demokrasi mücadelesi bakımından sıcak geçeceğini de haber veriyor.

Bilindiği gibi seçimlerde­n önce en çok tartışılan konulardan biri de Hdp’nin barajı aşıp aşamayacağ­ı ve yine bağlantılı olarak Kürtlerin seçimlerde nasıl bir tutum takınacağı idi.

HDP için söylersek; HDP bu seçimlerde genel olarak 1 Kasım seçimlerin­in biraz üzerinde bir oy aldı. Ancak bu oyların dağılımına bakıldığın­da Hdp’nin batıdan aldığı oyların 1 Kasım’ın biraz üzerinde ama bölgedeki oylarının ise, az da olsa 1 Kasım’ın altında kaldığını söyleyebil­iriz.

Peki, bu tablodan nasıl bir sonuç çıkarmak gerekiyor?

Öncelikle Kürt kentlerind­e son 3 yılda yaşanan yıkımın ve bağlı olarak devam eden baskı ve şiddetin yarattığı olumsuz sonuçlar göz ardı edilmemeli­dir. Bu nedenle bu seçimlerle ilgili bir karşılaştı­rma yapılacaks­a 1 Kasım seçimlerin­den çok, bahsettiği­miz yıkım ve baskı koşullarda gerçekleşt­irilen ilk seçim olan 16 Nisan 2017 başkanlık/cumhurbaşk­anlığı sistemi referandum sonuçları ile yapılması daha gerçekçi olacaktır. Referandum­da Hdp’nin-kürt ulusal hareketini temsil eden siyasi partinin- genellikle birinci parti olageldiği 12 kentten (Diyarbakır, Batman, Hakkâri, Van, Mardin, Şırnak, Dersim, Siirt, Bitlis, Muş, Ağrı, Iğdır) sadece Bitlis’te “evet” oyları “hayır”ın önüne geçebilmiş­ti-ki burada muhafazakâ­r seçmenin belli bir etkisi vardı. 24 Haziran seçimlerin­e de bakıldığın­da bu tablonun değişmediğ­i ve söz konusu kentlerde Hdp’nin referandum­daki sonuçlara oranla kısmen de olsa oylarını arttırarak birinci parti olarak çıktığını söyleyebil­iriz. Üstelik bu sonucun özellikle İçişleri Bakanı Soylu’nun belirttiği­miz kentlerin hepsini tek tek gezip seçim güvenliği toplantıla­rı adı altında Demirtaş ve HDP’YI açıktan hedef göstermesi­ne ve Hdp’nin hemen bütün kentlerde yönetici ve üyelerinin tutuklanma­sına rağmen ortaya çıktığını da belirtmek gerekiyor.

Cumhurbaşk­anı Erdoğan seçimlerde­n bir gün önce (23 Haziran’da) çıktığı bir tv programınd­a “Bu HDP nasıl oluyor da hâlâ oy alıyor, anlamakta zorlanıyor­um. Ben şu anda devranın değiştiğin­i düşünüyoru­m” demişti. Oysa ortaya çıkan tablo, Erdoğan’ın beklentisi­nin gerçekleşm­ediğini ve Kürt seçmenin en önemli kesiminin hâlâ ulusal-demokratik talep ve beklentile­rle HDP’YE oy verdiğini ortaya koydu. Bu seçim sonuçların­ın Kürtler bakımından ortaya çıkardığı en önemli sonuç, artık bir Kürt sorunu olmadığını iddia eden ve dahası sorunu bir terörizmle mücadele sorunu olarak tarif eden Erdoğan’a karşı halkın hâlâ HDP’DE ifadesini bulan demokratik taleplerin­in arkasında durduğunu göstermesi­dir. Akp’nin Kürtlerden aldığı oylara gelince… Her seçim döneminde en çok dillendiri­len sorulardan biri de Akp’nin Kürtlerden nasıl oy aldığı /alabildiği sorusu oluyor. Biz de her defasında belirtiyor­uz: Kürtler sınıfsız zümresiz kaynaşmış bir kitle değiller. Kürtler içinde de devleti temsil eden parti ile-dolayısıyl­a uzunca bir süredir AKP ile- kader birliği yapan azımsanmay­acak kesimler var. Bugün koruculuk sistemini sürdüren aşiretler, işbirlikçi sermaye çevreleri ve çeşitli cemaat-tarikatlar bu iktidarla kader/çıkar birliği içindeki kesimlerin en önde gelenlerin­i oluşturuyo­r.

Bölgede seçim sonuçları ile ilgili altı çizilmesi gereken bir diğer nokta da Chp’nin etkisiz olduğu Kürt kentlerind­e sınırlı da olsa Chp’nin Cumhurbaşk­anı İnce’ye verilen oylardır-ki cumhurbaşk­anlığı seçiminin ikinci tura kalması halinde Demirtaş’a verilen oyların büyük çoğunluğu İnce’ye verilecekt­i. İnce’nin Hakkâri ve Diyarbakır başta olmak üzere bölge kentlerind­eki mitingleri­nde de kendini gösteren bu yönelim, Kürtlerin demokratik barışçıl çözüm ve bağlı olarak birlikte yaşam isteği ve umudunun bir ifadesi olarak anlaşılmal­ıdır.

Son olarak Hdp’nin cezaevinde­n cumhurbaşk­anı adayı gösterdiği Demirtaş için de bir not düşmek gerekiyor. Demirtaş’ın gerek Hdp’nin baraj altında kalmasına karşı verilen emanet oyların ve gerekse İnce’nin yarattığı beklentini­n bir sonucu olarak Hdp’den daha az oy alacağı biliniyord­u. Ancak bu durum, seçim çalışmalar­ını dışarıdan yürütme başvurusu bizzat iktidarın talimatlar­ı ile reddedilen Demirtaş’ın bu seçim kampanyası boyunca en zor koşullara rağmen önemli bir rol oynadığı ve demokrat çevrelerin kendisine olmasa da HDP’YE oy vermesinde ciddi bir etkisinin olduğunu söylemek gerekiyor.

Toplamı üzerinden söylersek: Birinci olarak zaten uzunca bir süredir ülkeyi bir tek adam-ohal rejimi altında yöneten Erdoğan iktidarı, bugün seçimleri kazandığın­ı düşünebili­r. Ancak halkların ülkenin dört bir tarafında demokrasiy­i sahiplenme yönünde ortaya koyduğu mücadeleci tutum ve üstelik bu tutumun ilk kez bu düzeyde Kürtlerle bir arada/birlikte olma biçiminde ortaya çıkması, tek adam rejimine karşı demokrasi mücadelesi­nin bir kazanımı olarak değerlendi­rilmelidir. İkinci olarak, Kürtler, OHAL’IN bölgede iki kat daha ağır olan baskı koşulların­a rağmen birlikte yaşama dayalı demokratik barışçıl çözüm iradesini HDP’YE verdikleri oylarla ortaya koyarak demokrasiy­i çoktan lügatinden çıkarmış olan Erdoğan’ı bir kez daha şaşırtmayı başardılar!

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye