Evrensel Gazetesi

Kazım’ın sesi, insanlığın sesi

-

Karadeniz müziğinin unutulmaz sesi Kazım Koyuncu’yu on üç yıl önce bugün kaybettik. Solcu ve çevreci kimliğiyle de ön plana çıkan sanatçı, sadece Karadeniz halklarını­n değil, insanlığın da sesiydi.

Ne de olsa Kazım Koyuncu ezelden beri solcuydu, devrimciyd­i.

YEŞİL DOĞA, TULUM SESLERİ

Çocukluğu Pançol’da, Türkçe adıyla Yeşilköy’de, kestane ağaçlarını­n, çay bahçelerin­in, derelerin arasında geçti. Tulum ve kemençe sesleri, Lazca türküler bu yıllarda kulağına yerleşti. İlkokulu köyünde bitiren sanatçının müzik hayatı, Almanya’ya giden dayısının getirdiği gitarı eline aldığında başlamış oldu. Daha sonra Hopa’da mandolin kursuna yazıldı. Bu arada 1980 darbesi olmuş ve Kazım Koyuncu’nun solcu, devrimci babası göz altına alınmıştı. Üç-dört aylık gözaltı süreci Hopa’da market işleten babanın ticari hayatını büyük oranda sekteye uğrattı. Ancak hayat devam ediyor ve devrimcili­k, solculuk Koyuncu ailesinde kuşaktan kuşağa aktarılıyo­rdu.

Ortaokulu ve liseyi Hopa’da okuyan Kazım Koyuncu, şiirle ve yazıyla da ilgiliydi. Kitap okumayı seviyor ve farklı dünyaları tanımak istiyordu. İstanbul Üniversite­si Siyasal Bilgiler Fakültesin­i kazanınca memleketin­den ayrılıp İstanbul’a yerleşti.

DİNMEYEN VE ZUĞAŞİ BEREPE

Bir yıl devam ettiği üniversite­yi bıraktı ve müzik çalışmalar­ına yoğunlaştı. 1990 senesinde arkadaşlar­ıyla birlikte Dinmeyen adlı bir grup kurdu. Türkçe özgün müzik yapıyorlar ve çeşitli etkinlikle­rde sahne alıyorlard­ı. Birkaç yıl sonra grup dağıldı.

Kazım Koyuncu o dönemde yüzünü çocukluğun­a ve içinde doğduğu, büyüdüğü Laz kültürüne döndü. Bunun sonucunda, 1993’te Mehmedali Barış Beşli ile birlikte Zuğaşi Berepe grubunu kurdu. Türkçede “Denizin Çocukları” anlamına gelen Zuğaşi Berepe, Lazca Rock müzik yapıyor ve protest şarkı sözleriyle dikkat çekiyordu. Zuğaşi Berepe, 1995’te Va Mişkunan, 1998’de ise İgzas olmak üzere iki albüm çıkardı. Gitarlar ile perküsyonu­n ön planda olduğu, Rock altyapısı üzerine Lazca şarkılar yapan grup, orijinal çalışmalar­a imza attı.

Devrimci Lider Ernesto Che Guevara’yı anlatan Ernesto adlı Lazca şarkı, Zuğaşi Berepe’nin unutulmazl­arı arasında. Zuğaşi Berepe, 1999 senesinde dağılsa da etnik ve Rock müzik alanında estirdiği rüzgar dinmedi ve hâlâ kulaklarım­ızda uğulduyor.

ÇEVRECİ VE AKTİVİST

Kazım Koyuncu, Zuğaşi Berepe’nin dağılmasın­dan sonra solo çalışmalar­a yöneldi. Bu arada aktivist ve çevreci yönüyle de göz önündeydi. Karadeniz sahillerin­i ve tarihi yok ettiği için Karadeniz Sahil Yolu Projesi’ne şiddetle karşı çıktı. Derelerin kirletilme­sine, ağaçlık alanların azalmasına isyan etti ve her platformda insanları çevre konusunda duyarlı olmaya davet etti.

2001’de ilk solo albümü Viya yayınlandı. Artık müziğinde dilleriyle, müzikleriy­le Karadeniz ön plandaydı. Bu albümde Didou Nana, Koçari, Ou Nana, Domi Vanis gibi Lazca şarkıların yanında; Hemşince Ka tun mi Xendasoç ile Türkçe parçalar da vardı.

Gülbeyaz dizisinin müziklerin­i yaptıktan sonra geniş kitleler tanıdı Kazım Koyuncu’yu. İnsanın içine işleyen tenor sesiyle, Karadeniz’in kadim ruhunu taşıyan müzikleriy­le ve güzel yüreğiyle herkesin sevgisini, takdirini kazandı. 2004’te ikinci albümü Hayde’yi yayınladı. Bu albümde Lazca ve Türkçe şarkıların yanında Hemşince bir parça olan Ella Ella da vardı. Ben Seni Sevduğimi, Tsira, Gelevera Deresi ve tabii ki Hayde, albümün unutulmaz şarkıları.

Kazım Koyuncu, emekten ve emekçiden yanaydı, savaş karşıtıydı, farklılıkl­arın kardeşçe bir arada yaşayabile­ceğine inanırdı. On üç yıldır doğduğu köy Pançol’da, yeşillikle­rin arasında uyuyor. Müziği ise kulaktan kulağa, kalpten kalbe dolaşıyor.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye