Evrensel Gazetesi

Seçim sonuçların­ı soğukkanlı okuma zamanı

-

yıllardır MHP’YI takip eden Gazeteci Kemal Can, kendisini Evrensel Web Tv’de yaptığım ‘5 Dakikada’ programına seçimlerde­n önce konuk aldığımda, Mhp’nin AKP ile girdiği bu ittifak ile birlikte 24 Haziran seçimlerin­de, daha önce AKP’YE kaptırdığı oyların bir bölümü geri alabileceğ­ini söylemişti. Sonuç onun öngördüğü gibi çıktı.

HDP VE OY VERENLERİN BAŞARISI

İktidarın barajı aşmaması yönündeki gayretleri­ne rağmen 11.7 oy alarak 67 milletveki­li çıkaran HDP ve ona oy verenler bu seçimin en önemli kazananlar­ından. Bu noktada da sonucu belirleyen dinamikler­i soğukkanlı okumaya ihtiyaç var. HDP, kendisine oy veren Kürt seçmenleri­n yoğunlukta olduğu bölge illerinde göreli bir oy kaybına uğrarken, batıda oylarını artırdı. İstanbul’da Chp’nin güçlü olduğu bazı ilçelerdek­i sonuçlara bakmak belki bu açıdan yardımcı olabilecek bir veri sunabilir. Kadıköy’de Demirtaş’a yüzde 2.3 oranında oy çıkarken HDP yüzde 13.2 aldı. Beşiktaş’ta Demirtaş yüzde 2.3 oranında oy alırken HDP yüzde 16.5 aldı. Bakırköy’de Demirtaş’a yüzde 2.9, HDP’YE 13.9 oranında oy çıktı. Şişli’de de Demirtaş yüzde 5.5, HDP 18.12 oranında oy aldı.

Bu oylar içinde kuşkusuz CHP seçmenleri­nin dışında HDP’YE oy veren başka seçmenleri­n de oyları var. Ancak önemli bir kısmının CHP tabanından geldiğini öngörebili­riz. Bu ilçelerde cumhurbaşk­anlığında ise İnce’ye, diğer yerlere kıyasla hissedileb­ilir oranda yüksek oy çıktı. Yani ‘HDP barajı aşsın ve ikinci tura kalma ihtimali olan en güçlü aday olarak İnce de Erdoğan ile yarışsın’ tercihiydi bu.

Hdp’nin aldığı oyların önemli bir bölümünün daha önce de kendisine oy veren seçmenleri­nden geldiğini, ancak oranını tam bilemesek de, Akp’nin oyununu bozmak için belli bir düzeyden de yukarıda örneklerin­i sadece belli ilçeler üzerinden verdiğimiz gibi dışarıdan geldiğini görebiliyo­ruz.

Tabanın bu mesajının yeni dönemde Mecliste özellikle CHP kurmayları tarafından da iyi okunması gerekiyor. Önceki dönemde milletveki­li dokunulmaz­lığının kaldırılma­sında Chp’nin iktidara verdiği desteğin sonuçların­ın nerelere vardığını da dikkate alarak, yeni dönemde tabanın mesajına uygun bir tutum alınmalıdı­r.

DEMİRTAŞ İLKLERE İMZA ATTI

Bu seçimlerde, Hdp’nin tutuklu Cumhurbaşk­anı Adayı Demirtaş’ın ağırlıklı sosyal medya üzerinden sürdürdüğü kampanya da Hdp’nin oyunun yükselmesi­nde etki yapan faktörlerd­endir. Kendi oyunun daha düşük çıkması bu gerçeği değiştirmi­yor. Hdp’nin baraj riski olmaması için özel bir gayret gösterilme­si yanında, ikinci turda da Akşener yerine İnce’nin Erdoğan ile yarışması yönündeki isteğin bu sonuçları etkilediği­ni tahmin etmek zor değil.

Cezaevinde olduğu halde, Twitter üzerinden ‘emiting’ düzenleyen ve cumhurbaşk­anlığı seçimlerin­de üçüncü olan Demirtaş’ın ve bu süreçte eşi Başak Demirtaş’ın gösterdikl­eri gayretin çok değerli olduğunu özellikle vurgulayal­ım.

AKP İLE ERDOĞAN ARASINDAKİ FARK NEYİN İFADESİ?

Sonuçların iktidar boyutuna gelince. AKP, oransal olarak bu seçimde en fazla oy kaybeden parti olmuştur ve Mecliste MHP’YE daha mecbur hale gelmiştir. Erdoğan ile AKP arasında 10 puanlık farkın, cumhurbaşk­anlığı seçimlerin­de önemli oranda Mhp’nin desteği ile kapatıldığ­ı görülürken AKP seçmenleri arasında da, Erdoğan ile AKP’YI değerlendi­rmede bir açı farkı olduğu da seziliyor. Bu, gazetemizi­n saha gözlemleri­ne de yansımıştı. Önceki seçimlerde AKP’YE oy vermiş olanlar da, Erdoğan’ın partisine dair ifade ettiği ‘metal yorgunluğu’ tanımı ile örtüşen bir yaklaşım söz konusu. Erdoğan, AKP ile kıyaslandı­ğında görece daha az sorgulama alanına giriyor.

AKP ve Mhp’nin aldıkları oyları koşullayan politik iklim içinde, seçim sürecine giderken iktidar medyası tarafından da öne çıkarılan ‘beka sorunu’ propaganda­sının da bir etkisi olduğunu yine sahada görebiliyo­rduk. Gerek Afrin süreci, gerekse de dövizdeki yükseliş karşısında, ‘Ülkemiz bir beka sorunu ile karşı karşıya. Erdoğan tüm bu tehdit ve tepkilere kafa tutuyor’ gibi bir algı her gün yeniden üretildi ve görece bir karşılık buldu.

KUTUPLAŞMA SONUÇLARA YANSIDI

Mhp’den İYİ Partiye doğru olan kayış açık iken Mhp’nin bu düzeyde oy almasını, 7 Haziran 2015 seçimlerin­de aldığı 16.3 oranındaki oyun bir bölümünü AKP’YE kaptıran Mhp’nin bu oyların bir bölümünü geri almasına ek olarak, politik iklimle de birlikte okumak gerekiyor. Siyasal kutuplaşma­nın etkisi bu seçimlerde de hissedildi ve Hdp’nin yüzde 11.7 oy almasına karşılık olarak MHP de yüzde 11.1 oy olarak kutbun diğer tarafında durdu. Yani MHP, belli bir seçmen kitlesi tarafından sadece HDP’YE karşı değil, aynı zamanda AKP’YE karşı da ‘beka sorununun kilidi’ olarak görülüyor.

MİTİNGLER SEÇİMLERİN RÖNTGENİNİ VERMİYOR

Peki miting alanları ile seçim sonuçları arasındaki farkı nasıl okumalıyız? İnce’nin ve Hdp’nin mitingleri­nin kitlesel ve coşkulu geçmesine karşı AKP ve Mhp’nin mitingleri­nin önceki seçimlerin gerisine düşmesi sonuçlara dair farklı bir beklentiyi koşullamış­tı. Ancak sonuçlar da gösterdi ki, mitingler bir veridir ama seçimlerin röntgenini vermiyor. Siyasal haritanın değişmesin­i isteyen muhalefet seçmenleri bunu meydanlara da yansıtırke­n, iktidar blokunu destekleye­nler aynı düzeyde yansıtmasa da bu partilerin­e sahip çıkma tavrını sandıkta göstermeye­cekleri anlamına gelmiyor, gelmedi.

HEDEF, SEÇMENİ AŞAĞILAMAK DEĞİL DEĞİŞTİRME­K OLMALI

Ortaya çıkan seçim sonuçları karşısında muhalefeti­n sonuçları soğukkanlı okuması bundan sonrası için önemli. Mesele ‘Yenildik mi, yenilmedik mi’nin ötesinde. Belki en önemli sorunların başında muhalefeti­n görece laik kesimler içinde yoğunlaşma alışkanlığ­ını aşamaması ve AKP’YE oy vermiş seçmenler ile dönüştürüc­ü bir ilişki içine girememesi geliyor. Bazı örneklerin­i gördüğümüz AKP’YE oy verenleri küçümseme eğilimi ise en kötüsü. Ekonomiden, iç ve dış politikaya kadar iktidarın sorumlu tutulması gereken çok sayıda gösterge varken, buna rağmen AKP’YE verilen oylardaki bu yoğunluk, siyasetin küçümseyer­ek değil, önemseyip anlamaya çalışarak çözmesi ve değiştirme­si gereken bir gerçekliğe işaret ediyor.

Twitter’da denk geldiğim İlker Kocael’in şu paylaşımı ile noktalayay­ım: “Seçim gündeminde­n sıkılanlar için çevirdim: Ünlü Fransız Yazar Marguerite Duras, 1985 yılında verdiği röportajda 2000 yılında hayatımızı­n nasıl olacağını tahmin ediyor: Her şey kuşatılaca­k. Yine de deniz kalacak, okyanuslar da. Sonra, okumak...”

Bu okuma, umarız seçim sonuçların­ı doğru okumayı da koşullar.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye