YENİ KARARNAMELER REJİMİ
Yeni kararnameler rejimine geçtik, hayırlı olsun. Bu rejimde iki türlü kararname var. İlki olağanüstü hal cumhurbaşkanlığı kararnamesi diğeri cumhurbaşkanlığı kararnamesi.
Anayasa’nın 119/6-7.maddesinde düzenlenen OHAL cumhurbaşkanlığı kararnameleri kanun hükmündedir.
Diğeri ise olağan hallerde temel hak ve özgürlükler hariç her alanda tek başına cumhurbaşkanı tarafından çıkarılabilecek olan cumhurbaşkanlığı kararnameleridir. Bu noktaya nasıl geldik? 16 Nisan 2017 tarihinde halkoyuna sunulan 6771 sayılı bir kanun vardı. Anayasa’nın 70 civarında maddesinde değişiklik öngören 18 maddelik bir kanundu bu. Bilinen hükümet sistemini tümüyle değiştiriyordu. Buna ‘cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi’ diyorlardı. Bakanlar kurulu ortadan kalkıyordu. Kurul yoktu artık.
Tek karar verici vardı. Yürütme yetkileri tek kişidecumhurbaşkanındatoplanıyordu. Bakanlar ya da cumhurbaşkanı yardımcıları Meclis içinden değil cumhurbaşkanı tarafından seçilen kişiler olacaktı. Güvenoyu diye bir usul/kurumlaşma olmayacaktı.
Tek kişi millet tarafından seçilmişti ve otomatik olarak onun oluşturacağı yürütme gücü milletten güvenoyu almış kabul edilecekti.
Dolaysıyla güvenoyu müessesesine ihtiyaç yoktu. Yüksek yargı cumhurbaşkanı tarafından belirlenecekti. Partili cumhurbaşkanı tarafından!..
Ortada hükümet olmayacaktır. Başka bir ifade ile Bakanlar Kurulu diye bir kurul olmayacaktır. Tüm yetkiler cumhurbaşkanında toplanmıştır. Dolayısıyla ortak bir iradenin varlığından ve kararından da söz edilemeyecektir.
Binali Yıldırım’ın vedalarını platonik bir durum olarak yorumlamamak lazım.
Bir sisteme vedadır. Kural olarak ortak, kolektif iradeye dayalı olan siteme vedadır. Yıldırım, 600 kişiye karşılık (yasama organı) tek kişinin hakimiyetine geçişe yönelişi selamlamaktadır. Parlamenter sistem sona ermiştir.
Bakanlar siyasal bir aktör değil, başaktörün teknik işlerini yürüten tek tek kişiler konumundadır artık.
Amir- memur ilişkisi kurulmuş olmaktadır. Asttır artık bakanlar.
Meclisin yürütme organının teşkilindeki rolü sıfırdır artık..yasamanın yürütmeyi, yürütmenin program ve faaliyetini denetlemesi söz konusu olamayacaktır. Yürütme yetkisi tek başına cumhurbaşkanındadır.
‘Tek adam’ nitelemesi , tanınan yetkiler karşısında isabetli sayılabilir.
Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle ilgili hükümler Anayasa’nın pek çok maddesine serpiştirilmiştir. Bu maddeleri şöyle sıralamak mümkün: 104/17, 104/9, 106/son, 108/son, 118/6, 119/6-7, 123/3, 124/1, 137/1, 148/1, 161/7.
OHAL cumhurbaşkanlığı kararnameleri adı altında yeni türden bir KHK icat edilmiştir.başta da söylediğimiz gibi, bu Khk’ler kanun hükmündedir. Bu Khk’lerin şekil ve esas bakımından anayasaya aykırılığı iddiasıyla anayasa mahkemesine dava açılamayacaktır. Kanunla düzenlenmesi anayasada açıkça öngörülmemiş sosyal ve ekonomik haklar cumhurbaşkanlığı Khk’leri ile düzenlenebilecektir.
Bizim görüşümüze göre, insan hak ve özgürlükleri, azınlık haklarına saygı, hukukun üstünlüğü ve demokratik standartların yükseltilmesi, yaşanan sıkıntıların aşılmasındaki en etkili yoldur. Bu yoldan saparak kararnameler rejimine yönelmek yeni krizlere davetiye çıkarmaktır.