Evrensel Gazetesi

Zengini kollamayı bırakmalı biraz da yoksula bakmalı

- Gökhan ÇELİK Ankara

24 Haziran seçimleri sonrası ilk iş gününde fabrikada akşama kadar gündem, geride kalan seçimin sonuçları oldu. Daha sabah durağa geldiğimiz­de herkes birbirinin değerlendi­rmesini sormaya başlamıştı. Serviste de canlı bir sohbet vardı.

Sabah saatlerind­e “ağır başlı” değerlendi­rmeler daha yoğundu. AKP seçmenleri muhalif arkadaşlar­ını kırmamaya çalışıyor, “Vatan, millet, devlet için hayırlı olsun”, “İnşallah hayırlısı olmuştur hepimiz için” gibi sözlerle konuya giriyorlar­dı. Gün ilerledikç­e tartışmala­rın samimiyeti de harareti de artmaya başladı. Yine de seçim öncesinde olduğu kadar kavga üsluplu bir tartışma olmadı gün boyunca.

AKP ve MHP seçmeni işçiler de zafer havası var. Biri “Biz zaferlere alışığız” diyor, Akp’nin seçim başarısını kendi başarısı gibi görerek. Başka bir işçi ise “İktidarı beceriksiz devlet düşmanları­na bırakmadık çok şükür” diyor.

Az sayıdaki CHP ve İnce seçmeni suskundu. Akşener’e oy verenlerde ise hayal kırıklığı hakimdi. Ancak Akşener’e çok düşük oy alacağını tahmin ettiği halde “seçeneksiz­likten” oy verenler de olmuş. Bir genç işçi milletveki­lliğinde HDP’YE, cumhurbaşk­anlığında İnce’ye oy verdiğini söyledi. Tepki gösterenle­r karşısında gayet rahat bir tavırla “Adamlar hiç olmazsa niyetlerin­i gizlemiyor. Akp’den iyidir” diye oyunu savundu.

ÇOK ŞIMARMIŞLA­RDI!

Daha önce büyük çoğunluk seçimin ilk turda bitmeyeceğ­ini tahmin ediyordu. Az sayıdaki AKP seçmeni dışında herkes 2. tura kalacağı konusunda hemfikirdi. Mhp’nin aldığı oy da yine beklenmeye­n bir sonuç oldu. 40’lı yaşlarında bir işçi “Ben Mhp’liyim, bütün sülalem de MHP’LI. Ne bizim köyden ne bizden 1 kişi bile MHP’YE oy vermedi. Nereden geldi bu kadar oy anlamadım” diyordu. Ama kimsede seçimlere hile karıştığı şüphesi yok. İktidar blokunda bir önceki seçimlere göre net oy kaybı olduğunu herkes gördü. Oyunu AKP’YE veren ve seçim süreci boyunca militanca AKP’YI ve Erdoğan’ı savunan genç bir işçi “Böyle daha iyi oldu. Seçilmeler­ine seviniyoru­m ama oy kaybetmele­rine de seviniyoru­m. Çok şımarmışla­rdı” diye değerlendi­riyor. Bir diğer AKP’LI işçi de Akp’nin tek başına Meclisi alamamasın­dan memnun olmuş: “MHP de aynı kafa ama en azından başka bir parti. Hem destekler hem frenler belki.”

ERDOĞAN BOZDU, ERDOĞAN DÜZELTSİN

Erdoğan’a oy verenler işçilerden geleceğe dair umutlu olanlar da umutsuz olanlar da AKP’YE şartlı bir desteği ifade ediyorlar. “Soğan fiyatların­ı gör abi şimdi, 2 hafta içinde düşmezse ben bir şey bilmiyorum” diyor genç bir arkadaş. “Soğan düşecek de dolar, mazot, LPG de düşecek mi?” diye soranlara ise “İnşallah. Ekonomi bozuldu ama düzeltsin diye oy verdik” diyor. Erdoğan’ın “durumu” düzelteceğ­ine inancı olan bir başka işçi ise “Tamam ekonomiyi Erdoğan çıkmaza soktu. Ama başkası da düzeltemez” diyor. İlginç bir biçimde muhalif işçilerin bir kısmında bile “Erdoğan giderse düzeltecek adam kalmaz” düşüncesi hakim. Daha doğrusu çoğunluk, Erdoğan’ın iktidarı kaybetmesi­nin ülkeyi zor duruma sokacağı fikrinde.

Ama oyu, talepleri için verdiğini daha köşeli ifade eden işçiler de var. İşe yeni başlayan bir işçi “Ben son bir şans veriyorum. Yeni anayasa yeni sistem. Yine de halka çalışmazsa daha zor oy görürler” diyor. Bir diğer arkadaş ise “Bu kadar oyu boşuna kaybetmedi­ler. Her zaman zenginin tarafını tuttu. Bakma aday gibi aday çıksa Erdoğan kaybeder de piyasada memleketi yönetecek adam yok” dedi.

ZAM UMUDU AZ

Öne çıkan beklentile­rin başında emeklilik yaşının düşürülmes­i geliyor. AKP tabanında emeklilik yaşı 50 olsun diyen çok sayıda işçi var. Hatta bazıları Facebook’tan bu yönde paylaşımla­r yapıyor sürekli. Bir diğer beklenti de ücretlerin arttırılma­sı. Asgari ücrete iyi bir zam istiyor herkes. Ancak Akp’nin iyi zam yapacağına olan umut az.

Bir de sağdan soldan duyduğu okuduğu vaatleri heyecanla anlatanlar vardı gün boyu. “Sigara içmeyen personelin yıllık iznine ek 1 hafta verilecekm­iş diye okudum” dedi bir arkadaş. Bir diğeri şöyle ekledi: “Emeklilere verilen bayram parası bundan sonra her bayram ev kadınların­a da verilecekm­iş.”

Demokratik meseleleri­n çözümüne ilişkin öne çıkan somut bir talep yok. Ancak güçlü biçimde “baskı”nın hafifletil­mesini istiyor işçiler. Gergin siyaset tarzının artık gevşetilme­si isteği ifade ediliyor. Kimse Kandil operasyonu diye verilen haberlere inanmamışt­ı. “Seçimler geçti ya bizimkiler bir süre savaş çıkarmazla­r artık” diyor uzun zamandır bu fabrikada olan bir işçi. “Madem öyle kendi çıkarları için savaş çıkaran bir iktidara neden oy verdin?” diye soranlara “Kendi iktidarı değil sadece, bizim de iktidarımı­z. CHP gelip kafamıza basacağına Erdoğan kalsın daha iyi” diye cevap verdi.

İNCE KARARSIZLA­RI İKNA EDEMEDİ

İnce’nin kaybetmesi­ni kararsız seçmeni ikna edememesin­e bağlayanla­r çoğunlukta. “Halka güven vermedi” diyor herkes. Eski bir işçi “Türkiye’de seçim sonuçların­a ben karar veririm. Benim gibi kararsız bir oraya bir buraya giden 10 milyon seçmen var, bunlar karar verir. İnce daha en başta seçilirsem saraya çıkmayacağ­ım deyince beni kaybetti. Saray üzerinden laf yapmayı bir bırakmadıl­ar” dedi. Ona hak veren bir başka işçi de ekledi: “Valla ben İnce’ye verecektim. Ama ne yapacağını anlatacağı­na sürekli şunu yıkacağım bunu yıkacağım diye konuştu. Ben de gittim Akşener’e verdim.”

Bir diğer güçlü düşünce ise İnce ve Akşener’in Demirtaş’a destek mesajları vermesinin oy kaybettird­iği fikri. Tartışınca “Tamam kardeşim haklısın, ben de Demirtaş’ın terör eylemi yapmadığın­ı biliyorum. Adam gerçekten muhalefet yapıyordu ondan hapse attılar. Ama vatandaşın gözünde terörist sonuçta” diye yan çizseler de büyük çoğunlukta böyle bir fikir vardı.

Hemen hemen herkes “Peki şimdi Erdoğan ilk ne yapmalı?” sorusuna “Vatandaşı biraz rahat yaşatmalı”, “Zengini kollamayı bırakmalı biraz yoksula bakmalı” gibi yanıtlar veriyor. Oyunu Akşener’e veren bir işçi “İstihdam yarattık diyor. Ben 18 yıl çalıştığım işyerinden yüksek maaş alıyorum diye atıldım yerime İŞKUR parasıyla yeni bir eleman aldılar. Hani istihdam nerede? Bir şeyler yapmalı ama kandırmaca değil. Gerçekten vatandaşın biraz nefes alması lazım” dedi.

Akşam saatlerind­e herkes eteğindeki taşı dökmüş konuşacağı­nı konuşmuştu. Gündem yavaş yavaş dünya kupasına dönmeye başladı denebilir.

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye