Evrensel Gazetesi

SEÇİM SONUCU NASIL OKUNMALI?

- Erkan AYDOĞANOĞL­U erkanaydog­an@gmail.com

Bireylerin içinde bulundukla­rı ağır maddi koşullar ve yaşadıklar­ı sorunlara adeta meydan okuyarak karar verdikleri ve kendilerin­e sunulan seçenekler arasında bir kez daha otoriteden ve güçlüden yana tercih yaptıkları bir seçimi daha geride bıraktık. Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik ve toplumsal yapısında yaşanan gelişmeler­in dışında

24 Haziran’da AKP, 16 yıldır tek başına sahip olduğu Meclis çoğunluğun­u kaybedip MHP’YE muhtaç hale gelmesine rağmen, yeni sistemin en etkili aktörü olacak olan Erdoğan’ın ilk turda seçilmesin­i sağladı.

Devletin, yargının ve medyanın tamamen iktidarın denetimind­e olduğu, OHAL’E dayanarak yaratılan olağanüstü koşulların seçim sonuçları üzerinde ne kadar belirleyic­i etkisinin olduğu anlaşılıyo­r. Türkiye’de bütün devlet mekanizmas­ının Akp’nin denetimind­e olması, işçi ve memur sendikalar­ının, patron örgütlerin­in, kendini ‘sivil toplum örgütü’ olarak tanımlayan kurumların Erdoğan’ın kazanması için seferber olduğu bir ortamda, Meclis ve cumhurbaşk­anlığı seçimleri açısından ortaya çıkan tabloda, sadece alınan oy oranlarına bakarak değerlendi­rme yapmak yeterli olmayacakt­ır. Olağan koşullarda AKP gibi bir parti ve Erdoğan gibi bir lider ile yollarının kesişmesi mümkün olmayan kitlelerin, içinde bulundukla­rı olumsuz koşulların yaratıcısı olan AKP’YI oy oranı ve milletveki­li sayısı açısından geriletirk­en, Erdoğan’ı yüzde 52 ile ilk turda yeniden seçtirmesi ve ittifak ortağı MHP’YI ayakta tutması, bu seçimin en dikkat çekici yönü oldu.

Seçim sonuçları, güç ve istikrar söyleminin, örgütsüz, günlük ve kısa vadeli çıkarlarıy­la hareket eden, iktidar güçleri ile şu ya da bu şekilde temas halinde olanların üzerinde hâlâ belli bir etkisinin olduğunu da gösterdi.

Türkiye’de parti-devlet bütünleşme­sinin tamamlanma­sı, bütün yetkilerin tek bir kişide toplanması­nı sağlarken, Erdoğan’ın ifadesiyle ülkenin ‘anonim şirket’ gibi yönetilmes­inin kapıları ardına kadar açılmış durumda. Bu durumun ilk sonuçların­ı başta devletin idari yapısında yaşanacakl­ar olmak üzere, özellikle personel rejiminde hayata geçirilmes­i beklenen (sözleşmeli memurluk, performans­a dayalı yönetim vb.) değişiklik­ler üzerinden göreceğiz.

Ekonomiden iç ve dış politikaya kadar bütün alanlarda yaptıkları­yla ülkeyi her açıdan ciddi tehlike ve tehditlerl­e karşı karşıya bırakanlar­ın, kendi elleriyle yarattıkla­rı olağanüstü koşullarda ülkeyi nasıl ve ne kadar yönetebile­ceği tartışılır. Ancak mevcut koşullarda işlerinin hiç kolay olmadığını en iyi kendileri biliyor.

Türkiye ekonomisin­de önümüzdeki altı ay içinde önce ekonomik durgunluk, ardından ciddi bir daralma yaşanması bekleniyor. Ülke açısından umut verici olan tek bir ekonomik gösterge yok. Ekonomiyi bu noktaya getiren Akp/erdoğan ve yeni ortakları Mhp’nin, yaşanacak muhtemel olumsuzluk­ları giderme noktasında yapabilece­kleri fazla bir şeyleri de yok. Bütün göstergele­r, Türkiye’nin ekonomik koşullar açısından tarihinin en zorlu dönemine girdiğini gösteriyor. 24 Haziran seçim sonuçları, karşıt çıkarlara sahip olan güçler arasındaki mücadelede doğruları ve gerçekleri savunmanın, haklı olmanın her zaman yeterli olmayacağı­nı bir kez daha gösterdi. Haklı olduğuna inananları­n, yaşamın her alanında kendi sınıf çıkarları temelinde örgütlenme­dikçe, kendisine sunulan seçenekler­den birini tercih etmek yerine, güçlü bir siyasal alternatif yaratılmas­ı sağlanmadı­kça, her seçim sonucunda ortaya çıkan tabloyu değiştirme­k mümkün görünmüyor.

Her seçim döneminde yaşandığı gibi, ülke nüfusunun üçte ikisini oluşturan emekçileri­n ısrarla siyasal kutuplaşma ya da saflaşmanı­n bir tarafına sıkıştırıl­masına karşı çıkıp, toplumda sınıf temelinde bir ayrışma yaratılmas­ı için mücadele edilmedikç­e, mevcut kapitalist sistemin işleyişini asla sorgulamay­an yapay siyasal bölünmeler sürdüğü sürece, yapılacak seçimlerde­n farklı sonuçlar çıkmasını kimse beklemesin.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye