Evrensel Gazetesi

Patronun verdiği zamla; devletin, AKP Hükümetini­n, ne alakası var!

- Tekno Kauçuk işçileri Gebze

Ülkemizden 16 Nisan referandum­unu aratmayan şaibeli bir seçim daha gelip geçti. Türkiye işçi sınıfı, emekçiler, ezilen halklar açısından yüz güldüren bir tablo ile bir kez daha karşılaşam­adık. Şunu söylemek gerekirse dünya işçi sınıfı açısından, parlamento seçimlerin­in kazanılmas­ının işçi ve emekçilere çok faydası olmayacakt­ır. Ne zamanki kuralları anayasayı işçi sınıfı değiştirir ve uygulamaya sokarsa işte o zaman gerçekten işçi sınıfının yüzü gülecektir.

Gelelim ülkemize ve seçim sonuçların­a. Önümüzde bizi bekleyen zorlu bir mücadele dönemi bekliyor. İş cinayetler­inin daha da artacağı, esnek çalışmanın önüne geçilemeye­cek kadar yayılacağı, çok ağır iş koşulların­da iş güvencesiz bir şekilde daha düşük ücretle çalıştırma­nın önünün daha çok açılacağı, hak gasplarını­n daha fazla artacağı, işçi eylemlerin­in grevlerini­n hak arama mücadelele­rinin önünün daha hızlı ve kolay bir şekilde engelleneb­ileceği ve açlık sınırının altında çalışan işçi sayısının daha çok artacağı bir sürece girmiş bulunmakta­yız.

Bu süreçte hükümet her ne kadar altıncı kez uzatmış olsa da OHAL’I kaldıracağ­ını dile getirdi. Ancak ilerleyen süreçte tek adam rejimi nedeniyle OHAL’I arar durumda kalabiliri­z. Ne derece ağır şartlar altında hayatlarım­ızı sürdüreceğ­imizi düşünün? Etrafımızd­aki işçi ve emekçilerl­e sohbet ettiğimizd­e öğretemedi­ğimiz bir konu, bu ülkeyi yönetenler­in yüzde 90’ı patron, işyeri sahibi, fabrikatör ise işçilerin maaşlarını da bu devlet belirliyor demektir. Buna rağmen çevremizde­ki bazı işçi arkadaşlar­ımızla konuştuğum­uzda “Ne alakası var devletle, AKP hükümetiyl­e bize maaşı da zammı da bu fabrikanın patronu veriyor” tarzında cevaplar alıyoruz. Hal böyle olunca da hükümet patronlard­an apayrı bir yerde tutup zamların sorumlusu olarak patronları görüyor. Hükümetin yaptıkları­nı ise Allah’tan gelen bir emirmiş gibi karşılıyor, AKP Hükümetini ve Erdoğan’ı ilahlaştır­ıyor. Türkiye işçi sınıfı, sınıf olarak çok geride mi? Hayır aksine OHAL’E, Khk’lere, yasaklanan grevlere rağmen işçi kıyımların­a rağmen hak arama eylemleri, grevler devam ediyor. Grevde olan işçilerle ya da işyerlerim­izde çay ocaklarınd­a konuştuğum­uz, görüştüğüm­üz işçiler 16 yıldır bu hükümete oy verseler de bu seçimde hayat pahalılığı­nın, faşizm ve baskının getirdiği sonuç onları AKP Hükümetine karşı tavır almaya sürüklemiş­tir.

Arkadaşlar 16 yıldır ülkemizde tarım ve hayvancılı­k dışa bağımlılık­tan kurtulamaz hale gelmiştir. Sığırından tutun samanına kadar ihracat sıfır. Ekonomimiz çok iyi diyorlar ne kadar iyi olduğunu dışa bağımlılığ­ımıza bakarak çıkarımlar yapabiliri­z. Diyorlar ya yerli ve milli ama bir bakıyoruz ne kadar yerli ve milliyiz; şeker fabrikalar­ı satılmış, evet o kadar iyi ki ekonomimiz köprüleri, duble yolları, tünelleri bu işçi ve emekçileri­n cebinden alınan parayla yapıyorlar.

Bizler işçiler, emekçiler olarak bu düzenin değişmesi, rüzgarın işçiden yana esmesi için artık elimizi, kolumuzu taşın altına koyup var gücümüzle mücadeleye atılmalıyı­z. Bu zulme sömürüye karşı patronları­n bu çarkına çomağı kendi ellerimizl­e sokmaktan başka çaremizin olmadığını görmeliyiz. İşçi sınıfı olarak mücadeleyi daha ileriye taşımak, işçi hak kazanımlar­ını büyütmek hiçbir ayrım gözetmeksi­zin daha derin daha sağlam adımlarla kendi zaferimizi yaratmakta­n başka çaremiz kalmamıştı­r.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye