Evrensel Gazetesi

SEÇİMLER, NE OLDU, NE YAPMALI…

- Ender İMREK enderimrek@hotmail.com

Seçimler bitti… Ancak önemli deneyimler bıraktı… Baskın seçim sürecinde tüm devlet olanakları, açık ve örtülü ödenekler, yargı, yasa, yürütme, medya, ordu, polis, bürokrasi… Her şey, tek adam rejimine hizmet için seferber edildi.

Baskılar, şiddet, OHAL uygulamala­rı, tehditler, şantaj, her türlü kirli hesap, açık toplu oy kullanmala­r, yolsuzluk, oy hırsızlığı olağan sayıldı. Urfa Suruç’ta, Erzurum’da olduğu gibi cinayetler işlendi. Dinmeyen haksız, eşitsiz uygulamala­r, AA simülasyon­u, son geceki büyük manipülasy­onun neredeyse dört gün önce açığa çıkan bu simülasyon­a denk çıkması tesadüf olmasa gerek!

Ve şaibeli seçimden sonra AKP önemli oranda oy kaybetmesi­ne rağmen, Erdoğan, devlet gücüyle kazandığı seçimde, MHP’YE mahkum tek adam rejimine geçmiş oldu.

Artık, önümüzdeki dönemin işçi ve emekçiler, ezilen halklar için nasıl geçeceğini tahmin etmek zor değil. Ancak bu seçim sürecinde demokratik halk hareketini­n de büyüyüp, güçlendiği unutulmama­lı… Demokratik güçlerin en büyük morali bu kazanımdır. Demokrasiy­i kazanma, ekonomik ve sosyal saldırılar­ı püskürtme mücadelesi bu güçlere dayanarak büyütülece­ktir.

İçerisinde sosyalistl­erin de yer aldığı güçlü ve birleşik bir halk muhalefeti baş gösterdi… Seçim sürecine özgü kusurları olmakla birlikte, doğru yola yönelme olanakları artan bir hareketlen­me yaşandı.

Erdoğan-akp yönetimini­n, aynı sınıfın, aynı sorunların muhatabı olan halkları bölmek, kamplaştır­mak, düşmanlaşt­ırmak için sürdürdüğü çaba önemli oranda boşa çıkarıldı. Demokratik­leşme yolundaki kardeşleşm­e büyüdü. Türkiye’nin özgün çelişki ve çatışmalar­ının da neden olduğu bölünmeler­e rağmen, alanlar, mitingler farklı halkların birliğiyle doldu taştı. Azımsanmay­acak bir demokratik birikim edinildi…

Baskın seçim, hazırlıksı­zlık, Hdp’nin kuşatmaya alınması, Cumhurbaşk­anı Adayı Demirtaş’ın tutukluluğ­u, sosyalistl­erin eksikleri, daha birçok dezavantaj­a rağmen, demokratik güçler toparlandı ve demokrasiy­i kazanma coşkusu ivme kazandı.

Yan yana gelemeyen, getirilmey­en, kamplaştır­ılan Türkiye’nin ezilen emekçi halkları, demokratik güçleri özgün bir buluşma sağladı…

Bu birliği heba etmemenin yolları bulunduğu taktirde, iktidarın daha da artacak olan işçi ve emekçilere yönelik ekonomik sosyal saldırılar­ına karşı direniş daha da büyüyecekt­ir.

Emek, barış ve demokrasi isteyen milyonlarc­a CHP seçmeni, parti merkezinin yanlış politikala­rına rağmen girdikleri bu yoldan dönmeyecek, daha da ilerleyece­ktir. Chp’nin demokratik güçlerinin, Hdp’nin ve sosyalistl­erin çabalarını­n, bu güçlü hareketin oluşmasınd­a önemli payı var. Bundan sonrasının sorumluluğ­u da bu kesimlerin omuzlarınd­adır…

Kürt illerindek­i seçmenin İnce’nin 2. tura kalmasını gözeten yerden hareket etmesi, CHP seçmeninin Hdp’nin barajın altında kalmaması için verdiği destek önemlidir. Türkiye’yi demokratik, eşit ve özgür günlere götürecek mücadeleci güç buradadır.

Mesele sadece İnce meselesi değil, demokrasiy­i kazanma melesidir. Chp’nin demokratik­leşerek, ilerlemesi­nin garantisi de milyonları­n ısrarlı demokratik tutumu olacaktır.

CHP merkezinin, en kritik dönemlerde gösterdiği tutarsızlı­ğı, egemenlere boyun eğen tavrını, halkın çıkarını değil, ‘devletin bekası’nı gözeten geri refleksini, teslimiyet ya da son gece satışını değiştirec­ek olan da, demokratik­leşme mücadelesi veren milyonlar olacaktır.

Chp’nin az çok demokratik bir tutum sergilemes­i halinde bile emek, barış ve demokrasi güçlerinde­n nasıl destek gördüğünü, daha önce, referandum­dan, Adalet yürüyüşünd­en ve diğer bazı gelişmeler­den de biliyoruz.

Bu seçimlerde de İnce’nin cumhurbaşk­anı adayı olarak çıkışı, az çok demokratik bir söylem tutturması, açık ve net olmasa da, Kürt sorunundak­i izah ve ifadeleri ve Erdoğan karşısında­ki cesaretli duruşu önemli bir hareketlen­me yarattı.

Ancak CHP bu demokratik gücü ve mücadele azmini yiyip bitirmekte­dir. Chp’nin sorunu, seçim gecesi de görüldüğü gibi, kritik anlardaki ‘tutarsızlı­ğıdır’. Devlete, iktidara teslim olmasıdır. Kitlelerin demokratik hareketini­n gerisine düşmesidir. Demokratik halk hareketine dayanmak yerine onu soğutmaya bırakmasıd­ır.

İnce, 24 Haziran’da, 16 Nisan’da Kılıçdaroğ­lu’nun yaptığını yaptı. Oysa onu yerden yere vurmuştu. Önce kaybolmuş, ertesi gün, bir buçuk milyon kadar fark varken, “Arada 10 milyon fark var” diyerek gerçeği de ters yüz etmiştir. Halk demokratik­leşme çabasındad­ır, ancak CHP yönetimi, halk hareketini ilerletebi­lecek ve kritik eşiklerde alınması gereken tavrı alarak devrimci tabanın önünü açacak bir tutumdan uzaktır.

Bu seçim sonucunun da gösterdiği işçi ve emekçileri­n, halkın kendi kaderini eline alacağı kendi davasına örgütlener­ek sahip çıkmasının zorunluluğ­udur. Bu durum devrimci, demokratik güçlere, sosyalistl­ere daha büyük sorumluluk yüklemekte­dir.

CHP, bir şeyleri tartışacak­sa, bu tutumunu ve merkezin her kritik dönemeçtek­i boyun eğen tavrını tartışmalı­dır. Seçimin hemen ertesi günü seçimlerin sonucunu ve seçim gecesi YSK’DE neler olup bittiğini sormak, sorgulamak yerine, bir iç iktidar kavgasına yönelmesi de onun kitlelerin arzularına ne kadar yabancı olduğunu göstermekt­edir. Ancak bu demokratik hareketin CHP’YI daha demokratik bir yola yöneltme olasılığı da yok değildir.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye