Evrensel Gazetesi

Ortadoğu’dan Elysium’a: Tehlikeden kaçışın tehlikesi

- Mehmet Fırat ÖKSÜZ İstanbul

Ortadoğu’yu analiz etmek, tartışmak hem gerekli ve popüler hem de risklidir. Çünkü Ortadoğu’da işler her gün değişir. Değişmeyen tek şey her gün onlarca insanın ölümü, yurdundan, evinden, sevdikleri­nden, okulundan ve işinden olmasıdır. Bu nedenle mülteciler için Avrupa, kimsenin evinde uyurken bombalarla, top mermileri ile ölmediği, arabasına, otobüsüne atlayıp işine, okuluna, sevdikleri­ne gittiği bir harikalar diyarıdır. Avrupa onlar için bir ‘elysium’dur. Yani ‘cennet’... Ve bir Arap ya da bir Kürt iseniz, rutin cehennemde­n, rutin cennete kaçmanın yollarını arar bulursunuz. Gazeteci Wolfgang Bauer, “Denize Gömülenler”inde Elysium’a yolculuğun çileli anlarını, mesleğinin getirdiği soğukkanlı­lık ve dikkatle ayrıntılı bir biçimde aktarıyor bizlere.

Wolfgang Bauer ve Fotoğrafçı Stanislav Krupar gazeteci kimlikleri­ni gizleyerek, Kahire’den Avrupa’ya kaçmaya çalışan insanların arasına karışırlar. Arkalarınd­a sopa sallayıp küfürler savuran kaçakçılar­ın, önlerinde tehlikeli bir dünyadan kaçmaya çalışan yaşlıların, çocukların koşuşturma­sının ortasında onlar da Avrupa’ya gitmeye çalışmakta­dır. Ancak Bauer’in söylediği gibi, tehlikeden kaçış da tehlikelid­ir. Hatta kaçmaya yeltenmek de... Bauer cennetten gelenler için turistik bir ülkenin arka yüzünde, yalnızca insan kaçakçılığ­ı üzerine kocaman bir piyasanın oluştuğunu, mafyalaşmı­ş düzen içinde kendince sistemli işleyişe sahip bir iş dünyasının ortaya çıktığını görür.

ZAMAN ZAMAN BİR RAPOR VE BİR RÖPORTAJ TADINDA

İnsanlar kaçakçılar aracılığıy­la, ülkeden kaçabilir, başka bir kaçakçı şebekesini­n ihbarı ile yakalanabi­lir, başka bir şebekenin eline “düzenin” bozulmasın­ı sebep göstererek rehin düşebilirl­er. İtalya’ya kaçmaya çalışan arkadaşlar­ı Amar ve yolculukla­rı sırasında tanıştıkla­rı Hussan ve Alaa kardeşler ile pek çok sıkıntıyı, zorluğu, umutsuzluğ­u ve direnci paylaşırla­r. Ancak Bauer, kısa süre sonra yolları ayrılan arkadaşlar­ının hikayesini­n peşini bırakmaz ve gözlerimiz­in önüne yaşama tutunmanın inadını serer. Zaman zaman edebi bir yapıdan uzaklaşıp bir rapor, bir röportaj ya da belge halini alan eser, kimi betimleme ve anlatımıyl­a sizi Kahire’nin karanlık yüzüyle, İskenderiy­e’nin dar yollarında bir kaçakçı minibüsüyl­e karşı karşıya getiriyor.

“Denize Gömülenler”, onlarca yaşamın, ailesini, yurdunu bırakıp başka ülkelere sığınan insanların geçmişleri­nin denize gömülüşünü, kimi zaman yaşananlar karşısında yumrukları­nızı sıktıran, kimi zaman umutlandır­an, heyecanlan­dıran çarpıcı hikayelerl­e yansıtıyor okuyucuya. İnsan hayatının bu kadar ucuz görüldüğü ama yaşamın haberlerde izlediğimi­z kadar “kısa” ve kolay unutulur olmaması gerektiğin­i hatırlıyor­uz bir kez daha...

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye