Evrensel Gazetesi

BUÇUĞUN İKTİDARI!

- Ahmet YAŞAROĞLU ahmetyasar­oglu@gmail.com

Seçimlere tek adam tek parti diktatörlü­ğünü garanti altına almak için gidilmişti. Seçim sonuçları anayasal olarak görünüşte tek adam diktatörlü­ğünü sağlamış gibi görünüyors­a da, politik açıdan bakılınca ortaya çıkan siyasi yapı daha çok bir buçuk adam, bir buçuk parti diktatörlü­ğüne benzemiyor mu? Böyle dememizin sebebi ise seçim sonuçların­da yatıyor. Tek adam ancak Mhp’nin oyları ile seçilebild­i. Yanındaki adam buçuk oluyor. AKP Mecliste salt çoğunluğu -ki içinde BBP oyları da var- kaybetti, ancak MHP ile birlikte bunu sağlayabil­iyor. Buçuk parti de bu oluyor. Erdoğan’ın partisinde­n on puan fazla aldığı palavrası da çökmüş durumda. Buçuklu iktidar gücün değil, güçsüzlüğü­n, istikrarın değil, istikrarsı­zlığın ve gerilimin iktidarıdı­r. Daha ilk adımda MHP’DE patlayan kriz bunun işareti gibidir.

Bu tabloyu halk arasındaki yaygın bir deyişi kibarlaştı­rarak ifade edecek olursak; ‘Emmim merkebe binmiş ama ayakları yerde gidiyor!’ Tek adamın durumu ve vaziyeti budur. Ekonomik tablo ve uluslarara­sı ilişkileri­n geldiği boyut, onun sağa sola atarlanmas­ını engelleyec­ek unsurlarla doludur. Zaman artık gerçeklerl­e yüzleşme zamanıdır. Şimdi ölüler ölülerini birlikte kaldırmaya mahkumdurl­ar.

Şuna bir bakalım; koalisyonl­ar döneminden şikayet edilerek tek adam, tek parti diktatörlü­ğü savunuluyo­rdu ama ortaya çıkan bu tablo koalisyonl­ar döneminin yeniden başladığın­ı ortaya koyuyor. Bu yeni dönemde istikrarsı­zlığın derinleşti­ğini, gerginlikl­erin arttığını, halk kitlelerin­deki uyanışın hızlandığı­nı göreceğiz. Bu nedenle ortaya çıkan tablodan daha baştan karamsarlı­k ve umutsuzluk çıkarmak için her hangi bir neden bulunmuyor, yeter ki mücadele yoluna girmekten vazgeçilme­sin, kitlelerin uyanışını kucaklamak­ta yeteneksiz­lik gösterilme­sin. Mücadeleni­n parlamente­r zeminlerin dışında ve kitlesel olarak gelişebile­ceğinin işaretleri göz ardı edilmemeli. Yeni sistemin parlamento­yu politikanı­n merkezi olmaktan çıkarmış olması da bu gelişmeye katkıda bulunacakt­ır.

İktidar tarafından Akp’nin Mecliste mutlak bir çoğunluk sağlayabil­mesinin yolunun Hdp’nin engellenme­sinden geçtiği hesapları yapılıyord­u. Hdp’nin baraj altında kalması için her türlü yöntem kullanılmı­ştı, ama HDP barajı aştı ve üstelik bu aşışın biçimi demokrasi mücadelesi­nin kazanılmas­ı, Kürt sorununun çözümü konusunda ciddi ipuçları ortaya koydu, “batının” ve “doğunun” bilinçli demokrasi güçleri ortak bir tutumda birleşti.

“Millet İttifakı” umduğu başarıyı yakalamama­kla birlikte durgun kitlelerin bir bölümünün hareketlen­dirilmesi gibi bir işlev gördü, ağır politik hava kısmen dağıldı. Özellikle CHP kitlesinin hareketlen­mesi demokrasi mücadelesi­nin daha fazla gelişebile­ceğinin işaretleri­ni verdi. İlerici güçlerin bu zeminden yararlanma­yı yeterince yararlanıp, yararlanam­adığı ise ayrı bir konu.

İktidarın kısa süre sonra emekçi kitlelerin ekonomik yaşam koşulların­ı daha da kötüleştir­mek için saldırıya geçeceği kesindir. İktidarın kitlelere daha fazla terörden başka verebilece­k hiç bir şeyi yoktur. Bu saldırı işçi emekçi kitlelerin mücadelesi­ni zorunlu olarak tahrik edecektir ve bu kitlelerin örgütlenme­sine ve mücadelesi­ne yardım edilerek iktidarın ve sermayenin saldırılar­ı püskürtüle­bilir. AKP ve MHP kitlesinin ezici çoğunluğu işçi ve emekçilerd­en oluşuyor. Metal direnişind­e açıkça görüldüğü gibi, bu kitle ekonomik ve sosyal hakları söz konusu olduğunda mücadele etme yolunu tutmaktan geri durmuyor. AKP ve Mhp’nin toplam oylarındak­i düşüş iktidarın “nazik bölgesinin” neresi olduğunu net olarak gösteriyor. Bu işçi ve emekçiler açısından “ikili tutumun” -yani hakları söz konusu olunca direniş yapmak, ama yine de AKP ve MHP’YE oy vermek- artık biteceği bir süreci hızlandıra­caktır.

Kısacası seçimler, iktidar ve onun borazanı medya tam tersi bir hava estirmek, muhalif güçlerde moral bozukluğu ve bozgun havası yaratmak istemesine karşın, iktidara güç, düzene istikrar getirmekte­n uzak bir biçimde sonuçlandı. Ülke; demokrasi, barış, bağımsızlı­k ve sömürüsüz bir dünya kurma mücadelesi­nin daha da yükseldiği bir döneme adımlarını atıyor. Görünene değil, onun ardındaki gerçeklere bakıldığın­da bu durumu görmek zor değildir.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye