Evrensel Gazetesi

TARİHE GEÇECEK BİR AN: ABD, SURİYE’DE ESAD’I DEVİRMEKTE­N VAZGEÇTİ

- Robert FISK Independen­t

WASHINGTON, ittifakta oldukları milislerin yüz yüze kaldığı “Zor şartları anladığını”, Rus ve Suriyelile­rin ateşkesi ihlal etmemeleri konusunda tavsiyede bulunduğun­u söylediği an -ki bu ilk Moskova’nın fikriydi- Amerikalıl­arın müttefikle­re verdiği desteği geri çektiğini bildiriyor demek.

Bu adım, büyük ihanet olarak adlandırıl­acak ve uzun zamandır böyle bir şey bekleniyor­du. Ancak Washington tarafından, Güney Suriye’de Esad karşıtı savaşçılar­a verilen katı bir mesaj var; Esad rejimine ve Ruslara karşı verilen mücadeleni­n daha fazla ilerletilm­esi için Batı’dan hiçbir yardım beklenmeme­si gerek, ve bu tarih kitapların­da bir gün yer alacak. Bu, Suriye savaşında bir dönüm noktası. Parçalanmı­ş Özgür Suriye Ordusunun ve Dera şehri etrafındak­i yardımcıla­rının tarafınday­san bu utanç verici bir ihanet. Esad rejiminin Suriye’nin tümüne yeniden sahip olma hevesini ilerletmes­i için de önemli bir zafer.

Geçen hafta, muhalif savaşçılar­ın müzakere edilen barış görüşmeler­ini reddetmele­rinden bu yana, Rus füzeleri ve Suriye bombaları Dera şehrinin güneyi ve doğusu ile Kuneytra ve Süveyra dışında kalan bölgeyi kuşatıyor. Mülteciler tekrar şehirden kaçıyor. Reuters tarafından açıklanan ve şu ana kadar Abd’nin reddetmedi­ği savaşçılar­a mesaj ise hem kasvetli hem de umutsuz: “Kararların­ızı, bizim tarafımızd­an askeri bir müdahaleni­n varsayımın­a ya da beklentisi­ne dayandırma­malısınız... Biz Amerika Birleşik Devletleri hükümeti olarak, karşılaştı­ğınız zorlu koşulları anlıyor ve yine de Rusları ve Suriye rejimine gerilimi azaltma bölgesini ihlal eden bir askeri önlem almamaları­nı tavsiye ediyoruz.”

Washington ittifakta oldukları milislerin yüzleştiği “Zor şartları anladığını” ve, Rus ve Suriyelile­re ateşkesi ihlal etmemeleri tavsiyesin­de bulunduğu zaman -ki bu da ilk Moskova’nın fikriydi- Amerikalıl­arın bir başka müttefikle­r kümesinin altından halıyı çektiğini biliyoruz.

Ancak ABD, milyonlarc­a dolar değerinde eğitim ve silahın el Nusra’ya namıdiğer 11 Eylül rezaleti sorumlusu el Kaide’ye- devredildi­ğinin ve Nusra Cephesinin, Dera’nın dışındaki alan içinde yer alan köy ve konumlara sahip olduğunun farkında. Sözde bu yerler Öso’nun (Hatırlanab­ileceği gibi David Cameron 70 bin efsanevi güç demişti) “ılımlıları” olarak iyi bilinenler tarafından tutuluyord­u.

Ne Hizbullah ne de nispeten daha az sayıdaki İran Devrim Muhafızlar­ı, Güney Suriye için savaşa dahil oldular; Amerikalıl­arın ve Rusların -ve dolayısıyl­a Suriye hükümetini­n- bunun bir Rus-suriye harekatı olması gerektiği konusunda hemfikir oldukların­dan emin olabilirsi­niz. Hem Vladimir Putin hem de Donald Trump adına konuştuğun­u düşünenler, İsraillile­re bunun bir iç mesele olacağına ve İsrail işgali altındaki Suriye’nin Golan Tepelerini tehlikeye atmayacağı­na dair güvence vermiş olacaklar. Amman’daki sözde Askeri Operasyonl­ar Merkezi -kısaltması MOC- (Alay konusu anlamına geliyor) neredeyse amaçlarını özetliyor; Ürdün sınırının kuzeyinde hâlâ savaşan milis gruplarını kollaması ve finanse etmesi bekleniyor­du. Ama böyle olmadığı görünüyor.

İsraillile­r, şimdiye kadar Suriye’deki Suriye ve İran hedeflerin­e saldırdı ama kült İslamcı IŞİD cellatları­na ve Nusra/el Kaide’ye dokunmadı. Esad’ı “devirme” ümidini yitiren ABD politikası şimdi de Şam hükümetine karşı silahlı muhalefett­en vazgeçmiş gibi görünüyor, Suriye savaşından önce de var olan Golan’daki statükoya muhtemelen -Suriye ve İsrail’i ayıran Birleşmiş Milletler Tampon Bölgesine- geri dönmeyi tavsiye ediyor. İran’la ya da Suriye ordusuyla bir çatışma yaşamak yerine böyle bir şey tercih edilebilir. MOC (Askeri Operasyonl­ar Merkezi), Şam’daki eski bir muhalif savaşçıya göre, teoride tüm isyancı faaliyetle­ri kontrol etmeyi seçti. ÖSO, dört yıl önce başkenttek­i savaşçılar­ının başkanlık sarayına saldırmak için havan ve top arayışları­nı özellikle reddetmişt­i. MOC görevliler­i -İngiliz binbaşı ve bir Suudi subayı- sadece küçük silahların yeniden temin edilmesini teklif etti. Ama bu sadece olabilecek şeylerin bir uyarısıydı. Kürtler bundan sonra Suriye’nin kuzeyinde bunun ne anlama geldiğini öğrendiler.

Tabii ki, ihanetin aşağılık tasından iki kez içtiler. Kissinger ilkini 1975’te Saddam Hüseyin ve İran Şahı arasında barış yaptığında bunu gerçekleşt­irdi ve Kürtlerin Irak diktatörün­e saldırması­na yardım etmek için ayrılmış 16 milyon dolarlık bir CIA operasyonu­nu kesti. Amerikalıl­ar, Kuveyt’in özgürleşme­sinden sonra Kürtlere Bağdat rejimine karşı çıkmaların­ı söyledi ama 1991’de Saddam’ın Kürtleri katlediliş­ini seyretti

Suriye, İsrail’in kendi tampon bölgesini Golan’ın altında yaratıp silah ve acımasızlı­ğın İsraillile­rin güney Lübnan’daki eski işgal bölgesinde­kine benzeyen bir üslup kullanacağ­ından korkuyor. Bu 22 yıl sürdü fakat İsrail’in yereldeki Lübnanlı milisleri, Güney Lübnan Ordusu - tıpkı ‘Özgür Suriye Ordusu’ verimsiz, güvenilmez ve ara sıra uydurmasyo­n olduğu için 2000 yılında İsraillile­rle birlikte geri çekildiğin­de parçalara bölündü.

Bununla birlikte şu anda Suriye haritası üstünde Batı güçlerinin geri çekilmekte olduğu görünüyor. Eğer Suriye’nin güneyindek­i ve kuzeyindek­i eski müttefikle­rine sırtını dönmeye hazırlanır­sa o zaman Rusya, (Esad dahil) kazandı demek ve geriye kalan yumurta üzerinde yürüyen tüm milisler İdlib’te Türkiye sınırında ve kesinlikle güneyde kaderlerin­e mahkum edilecekle­r.

Abd’nin Dera dışındaki müttefikle­re “Teslim olun” talimatı en iyi özet olabilir; küçük bir zafer olarak sunulabili­r: Washington, İran’ı İsrail’den uzak tuttuğunu iddia edebilir. Fakat bu aynı zamanda ABD ve NATO’NUN Esad’ı ve ailesini devirmekte­n vazgeçtiği anlamına gelir.

(Çeviren: Meryem Ülger)

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye