ABD’NİN İRAN’I BOYKOT DAYATMASI: ÇİFTE STRATEJİ
Jörg KRONAUER Junge Welt TRUMP dünyayı karar petrol vermeye zorluyor! ithaline tamamen ABD yönetimi, tüm İran’dan son vermeleri ülkelere 4 Kasım’a petrol alımını azaltmalı, uyarısını yaptı. Sözü kadar İran’dan İstisnasız 4 Kasım’da edilen ülkeler şu andan yaptırımlar uygulanacak! ise tümüyle bitirmeliydiler. itibaren liderliği bürümüş Ne türden yaptırımlar? Yapmazlarsa ne olacak? emlak kralı bunu henüz Beyaz Saray’da Trump’ın bu oturan gözünü yeni saldırganlığının açıklamadı. dünya Obama döneminde iki hedefi var. Birincisi İran’a yönelik tabii ki Tahran’daki devirme yaptırımlar devre yönetimin devrilmesi. süreci hızlandırılmak dışı bırakıldığından Japonya ve Güney isteniyor. Trump’tan şimdi boykot ve yaptırımlarla Kore, İran’dan petrol önceki dönemde ülkenin ekonomisi alımını sürdürmüşlerdi. Abd’nin müttefikleri yıkıma götürülecek. Şimdi ise dünya sarhoş olmuş kumandanı çapında İkinci hedef, Avrupa boykotla Almanya! AB ve Birliği ve onun dünya rakibin gözünde Almanya, liderliği hırsıyla kocaman bir diken. Ortadoğu’ya yönelik durumdayken Alman sanayi Abd’deki planları ile Atlantik onu zayıflatacak ötesi bir ticaretinden elde ise ABD ile bir adım atmak, zora ettiği aşırı kara bağımlı ticaret savaşına sokmak Trump için Bu plan başarılı olur girmenin maliyeti başarı. Almanya mu? Fransız oldukça yüksek. açısından tekellerin ve İngiliz cezai yaptırımlarla petrol devleri, Trump’ın zorunda karşı mayıs ayında İran’ı kaldılar ve karşıya bırakılacağını boykot etmeyen Ek olarak daha fazla kâr açıklamasının ardından Washington, getiren Abd’nin lehine tercih yapmak ile İran’ın petrol ihracatının İran’dan görüşmelere başladı. yüzde vazgeçeceklerini Askeri 20’sini ellerinde açıkladılar. açıdan ABD’YE tutan Japonya ve rağmen ona bağımlı olan iki ülkenin Güney Kore elinde boyun eğecekleri Trump’ın kararından tutan Hindistan açık. İran’ın petrol memnuniyetsizliklerine ve 10’da birine sahip ihracatının hemen Bu iki ülke gümrük Türkiye’nin Trump’ın hemen yüzde 20’sini cezalarına karşı olduklarını Ya Çin emrine uyup uymayacağı ne yapacak? Çin açıklamışlardı. ise bilinmiyor. Trump’a karşı Halk Cumhuriyeti, kaybedeceği bir İran’ın ihraç ettiği Abd’den şey yok! Pekin, petrolün yüzde ithal edilen Trump’ın gümrük 25’ini petrol, gaz cezalarına alıyor. Çin petrol tekeli ve kömürden alınan karşı 6 Temmuz’dan Sinopec de, İran’dan gümrük vergisinin itibaren bildirdi. Belki petrol getiren tankerlerin arttırılacağını açıkladı. de İran’ın tamamen hiçbir şekilde savaşın bir unsuru boykot edilmesi ABD’YE haline gelir. tartışması, bağımlı olmadığını Abd’nin Pekin’e açtığı ekonomik
ÖZELLEŞTİRMELER tekrar gündemde. İster bütçe sıkıntıları, ister Brüksel’in dayatmaları ya da devletin çerçevesini yeniden belirleme nedeninden olsun, Edouard Philippe’in yönettiği Emmanuel Macron’un hükümeti, kamu zenginlikleri ve hizmetlerinin bir kısmını özel çıkarlara devretmede kararlı. En azından devletin elinde olanlar için böyle. Fakat aynı şey yerel yönetimlerin doğrudan ya da dolaylı olarak idaresinde olanlar açısından da, gerekirse bunları zorunlu bırakarak, söylenebilir(…) Kamu gücünün düşürülmesinin birçok yolu var (…), bunların en temeli kamu şirketlerini ya da devletin, “Devlet katılımları bürosu (APE), kamu yatırım bankası (BPI) ve mevduat ve teminat kasası (CDC)” aracılığıyla borsadaki şirketlerin hisselerinden elinde bulundurduklarını satma yoludur. Geçen yazdan bu yana hükümetin tercihinin bu olduğunu (Ekonomi Bakanı) Bruno Le Maire açıkça savundu. Bakan bunları söylerken Emmanuel Macron’un programını hayata geçirdiğini belirtiyor. Fakat durum tam da öyle değil aslında. Macron adayken “Devletin azınlık oluşturduğu şirketlerdeki hisse senetlerini satma sayesinde oluşturacağı 10 milyar avro değerinde sanayi ve yenilik fonu oluşturmak istediğini” belirtmişti. Oysa ki 18 Haziran’da bakanlar kuruluna sunulan PACTE (Ekonomik Kalkınma ve Şirketlerin Transformasyonu Eylem Planı) yasa tasarısında öngörülen özelleştirmelerde her üç şirketin ikisi kapsama girmiyor. Bu yasa tasarısı devletin Paris havalimanlarında (ADP) hisselerin çoğunluğunu, Engie’de (Gaz şirketi) hisselerin üçte birini ve Fransız şans oyunlarının (FDJ) hemen hemen tümünü elinde bulundurmayı zorunlu kılan yasal engeli kaldırmayı öngörüyor.
Fakat bu ilk üç adımdan sonra başka adımlar da hızlıca gelebilir, ve üstelik bu sefer yasalarla onaylamaya bile gerek kalmaz, böylelikle hükümet 2000’li yılların başlarında Lionel Jospin Hükümetinin 31 milyar değerindeki özelleştirme planlarından sonra en kapsamlı özelleştirme planını önümüzdeki dönem gündeme getirebilir. Cumhurbaşkanının istediğine uygun olarak devletin ekonomik rolünü en asgariye indirebilmek için ekonomi bakanı Les Echos gazetesinde devletin katılımlarını sadece “savunma, sivil nükleer, büyük ulusal kamu hizmeti şirketleri (devlet demir yolları, posta, Paris Demir Yolları) gibi stratejik sektörler ve sistem açısından bir risk taşıyan şirketlerle” sınırlı tutulacağını açıkladı.
(Çeviren: Semra Çelik)
Böylelikle devletin katılım bürosu, Peugeot, Renault, Air France ve Orange gibi 81 kamu ya da yarı kamu şirketinde elde bulundurduğu 100 milyar avro hissenin bir kısmını elden çıkartacaktır. (...)
Bu özelleştirme projesi için hükümetin öne sürdüğü diğer gerekçelerden birisi ise, kısa vadede, kamu gelirlerine yeni olanaklar sunmaktır. Belirtilen 10 milyardan da öte, bu “aile mücevheratı”nın satışından elde edilen gelir devletin borçlarını ödemesine ya da devlet demir yollarının borçlarını karşılamaya yarayacak.
Hükümetin satmayı planladığı kamu mirası sadece devletin yönettikleri ile sınırlı değil, yanı sıra yerel yönetimler de bu yönde zorlanacaklar(…)
(Çeviren : Deniz Uztopal)