Gazete kağıdından heykeller
İZMİR’DEKI Çiğli Halk Eğitim Merkezinde usta öğreticilik yapan Gülcelal Yılmaz (72) kursiyerleriyle birlikte gazete atıklarından heykeller tasarlıyor. Heykel yapmak için polyester ya da plastik malzemeden hazırlanan kalıpları kullandıklarını söyleyen Yılmaz, “Islak kağıtlar ile parça parça kalıbın üzerini kaplıyorum. Daha sonra tutkal sürerek kalınlaştırıyorum. Kalıptan ayırdıktan sonra içine gazete dolduruyorum. Tamamı geri dönüşüm malzemeleri kullanılarak hazırlanmış bir eser çıkıyor ortaya. Her figürün bir kalıbı yok. Bazen de yaratıcılığımızı kullanarak heykel tasarlıyoruz” dedi.
‘HEPİMİZ ASLINDA BİR ÇÖPÇÜYÜZ’
Her dönemde en az 20’şer öğrencisi bulunduğunu ve talebin giderek arttığını belirten Yılmaz, eser sayısının giderek arttığını söyledi. Evini bir müzeye benzeten Yılmaz, yaklaşık 100 heykeli bulunduğunu ve satmaya kıyamadığını dile getirdi: “Ben bir heykeli ortalama 1 haftada bitiriyorum. Ama kursiyerler haftada bir iki gün çalışarak en az 3 ay zaman ayırıyor. Hepimiz aslında bir çöpçüyüz. Örneğin bir cam kavanozu ya da deterjan plastiğini asla çöpe atmam. O kavanoz benim için bir gece lambası, deterjan kutusu ise bir Noel Baba olabilir. İnsanlar gazeteyi okuduktan sonra çöpe atarlar ama ben çöpün yanından geçerken işe yarayan bir şey bulur muyum diye bakıyorum.”
‘BURASI BİR TERAPİ MERKEZİ’
Kağıt heykel sanatıyla 1.5 yıl önce tanıştığını aktaran Süheyla Akar, eskiden kapalı bir ortamda 1 saatten fazla oturamadığını söyleyerek “Buraya gelmeden önce, sıkılırsam çıkarım, diye pazarlık yaparak başladım. Olur dedikleri için geldim. Ama daha sonra şaşkınlıkla gazetelerin nasıl bu hale gelebildiğini izledim. İşin içine bir girdim öğlen olunca yemek yemeği unuttum. Panik atağımı yendim. Bir oturuyorum akşama kadar keyifle çalışıp bütün stresimi atıyorum. Burası benim için bir terapi merkezi” dedi.
‘ESERİ GÖRÜNCE HAZ YAŞIYORUM’
Tutkal ve kağıda hayat verdiği için çok mutlu olduğunu anlatan Ayşe Sağlam ise şunları söyledi: “Emekli olduktan sonra bu işe başladım. Çevremden gazete topluyorum. Havlu kağıt ve tuvalet kağıdı içindeki rulolar, simit ekmek kağıdı gibi bütün atık malzemeleri burada kullanıyorum. Su bazlı boyaları cüzi miktardaki paralarla temin ediyorum. Ortaya çıkan eseri görünce büyük bir haz yaşıyorum. Zenci kız heykelleri yaptım, hepsinin bir adı var” (İzmir/dha)