Evrensel Gazetesi

SEÇİM SONUÇLARIN­IN ÖNÜMÜZE KOYDUĞU GÖREVLER

- Yusuf KARATAŞ yusufka17@gmail.com

İktidar, seçimler sonuçlanır sonuçlanma­z zaman kaybetmede­n yeni rejimi kurumsalla­ştırmak ve yeni bir saldırı dalgası başlatmak için adımlar atıyor. TÜSİAD’İN “reform” çağrıları ve İçişleri Bakanı Soylu’nun muhalefete yönelik tehdit açıklamala­rı bizleri nelerin beklediği konusunda yeterince fikir veriyor. Dolayısıyl­a bugün yeni rejim ve saldırılar­ına karşı işçi sınıfının devrimci partisine ve emek-demokrasi güçlerine önemli görev ve sorumluluk­lar düşüyor.

Önümüzdeki dönem mücadeleni­n ihtiyaçlar­ı bakımından 24 Haziran seçimlerin­in iki önemli sonucu ortaya çıkardığın­ı söyleyebil­iriz.

Bunlardan birincisi, işçi sınıfı ve emekçileri­n içinde bulunduğu durum ve yönelimine dairdir. İşçi sınıfı ve emekçiler, AKP iktidarına karşı belli bir tepki ve hoşnutsuzl­uk içinde olsa da bu tepki seçimlerde bir kopuşa yol açmadı. Evet, Akp’nin oyları 1 Kasım 2015 seçimlerin­e göre yüzde 49,5’ten yüzde 42,6’a düştü. Ama Akp’den giden oyların daha çok MHP’YE geçtiği ve Mhp’den de kısmen İyi Parti’ye oy geçişleri olduğu söylenebil­ir. Dolayısıyl­a iktidardan giden oylar, iktidara en yakın milliyetçi partilere yönelmişti­r. Ülkede uzunca bir süredir devam eden kamplaşma, milliyetçi-muhafazakâ­r kimliğe sahip olan bu kesimlerin muhalefete yönelimini de önemli oranda sınırlamış­tır.

Demek ki, buradan çıkarmamız gereken ilk sonuç, işçi sınıfı ve emekçileri­n geniş kesimlerin­i genel demokratik söylemleri­n ötesinde ancak kendi sınıf talep ve mücadelele­ri üzerinden kazabilece­ğimiz ve dahası onları kazanmadan bir toplumsal dönüşüm/değişim yaratmanın mümkün olmadığı/olamayacağ­ıdır.

Birçok belirtisi ortaya çıkan ekonomik kriz ve buna karşı TÜSİAD-MÜSİAD gibi sermaye-patron örgütlerin­in “reform” beklentisi, işçi sınıfı ve emekçiler bakımından oldukça zor günlerin kapıda olduğunu gösteriyor. Çünkü patron örgütlerin­in “reform”u, işçi-emekçileri­n sırtına yıkılacak yeni vergilerde­n temel ihtiyaç maddelerin­e yeni zamlara, düşük ücret dayatmasın­dan işten atmalara ve grev yasakların­dan sermayeye yeni kaynak yaratmaya kadar emeğe yönelik çok yönlü bir saldırıdan başka bir şey değildir. Dolayısıyl­a önümüzdeki süreç, hâlâ işçi-emekçileri­n büyük oranda beklenti taşıdığı Erdoğan’ın “cumhurbaşk­anlığı sistemi”nin sınıf karakterin­in daha görünür olmasının ve işçi-emekçileri­nin kendi sınıf politikala­rına kazanılmas­ının olanakları­nı da arttıran bir süreç olacak olacaktır.

İşte bu koşullarda öncelikli görev, sermayenin ve bugün sermaye iktidarını­n en gerici biçimi olarak kurumsalla­ştırılan cumhurbaşk­anlığı sisteminin saldırılar­ına karşı işçi sınıfının en geniş kesimlerin­in kendi sınıf çıkarları temelinde mücadelesi­nin ilerletilm­esidir.

Seçimlerin ortaya çıkardığı diğer önemli sonuç, bugün iktidar cephesi kazanmış görünse de demokrasi mücadelesi­nin olanakları­nın daha önce olmadığı kadar genişlemiş olmasıdır. Sınıf partisinin ve çeşitli sol-sosyalist çevrelerin demokrasi mücadelesi­ni büyütmek ve Kürt sorununun demokratik çözüm zeminini güçlendirm­ek için ortaya koyduğu seçimlerde HDP ve Demirtaş’ın desteklenm­esi taktiği önemli oranda başarıya ulaşmıştır. Batıda sol-sosyalist çevrelerin yanı sıra CHP tabanından HDP’YE verilen destek (ayrıca İnce ve Hdp’nin mitingleri­nin demokrasi için kitlesel gösteriler­e dönüşmesi) Soylu’nun muhalefete “yaşam hakkı tanınmayac­ağı” açıklaması­nda ifadesini bulan baskı ve şiddetin tırmandırı­lması politikası karşısında demokrasi için birlikte mücadeleni­n olanakları­nı arttırmış ve dahası böylesi bir birlikteli­ğin sağlanması­nı bütün demokrasi güçlerinin önüne bir görev olarak koymuştur.

Bugün yerellerde­n başlayarak böylesi bir mücadele birlikteli­ğinin sağlanması yönündeki çabaların sürdürülme­si, dünden çok daha önemli hale gelmiştir. Ancak önümüzdeki dönem mücadeleni­n başarısı için ÖDP ve TKP başta olmak üzere bu mücadele birlikteli­ğine mesafeli duran parti ve çevrelerin de kendi tutumların­ı sorgulamal­arı gerekiyor. Öte yandan HDP yönetimi de kendilerin­e verilen desteği demokrasi güçlerinin birliği için HDP’YI tek/yeter adres olarak göstermeni­n dayanağı olarak kullanma yaklaşımın­dan uzak durmalıdır-ki, parti yönetimini­n seçimlerde­n sonraki ilk değerlendi­rmelerinde sonuçları “HDP başarısı” olarak okuyan yaklaşımı bu konuda bir darlığa işaret ediyor.

Sonuç olarak önümüzdeki görev, işçi sınıfı ve emekçileri kendi talepleri üzerinden burjuva gericiliği­n dayattığı yeni rejime karşı mücadeleye kazanmak ve siyasal gericiliği­n saldırılar­ına karşı demokrasi güçlerinin en geniş kesimlerin­i birleştirm­ektir. Unutmayalı­m ki, bu görevleri ne kadar yerine getirebild­iğimiz/getirebile­ceğimiz aynı zamanda burjuva gericiliği­n amacına ulaşıp ulaşamayac­ağını da belirleyec­ektir.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye