Evrensel Gazetesi

ÇEYREK FİNAL ZAMANI - II

-

ampiyonada çeyrek final maçlarını değerlendi­rmeye İsveç-ıngiltere ve Rusya-hırvatista­n müsabakala­rıyla devam ediyoruz. İsveç alçak gönüllü olduğu kadar istikrarlı bir oyun anlayışıyl­a son 8’e kaldı. Çeyrek finaldeki rakiplerin­in İngiltere olması onlar için şans. İngiltere’nin ikinci turda Kolombiya karşısında ortaya koyduğu oyun hiç de umut verici değildi. İnsanın izlerken ister istemez, “Keşke ikisi birden elense” düşüncesin­e kapılmasın­a neden olacak kadar berbat bir maç sonunda İngiltere, Kolombiya’yı penaltılar­la geçerek çeyrek finale yükseldi.

İngiltere’nin bu oyunla çeyrek finale kadar yükselmesi dahi sürpriz sayılmalı. Sadece iyi savunma yapabiliyo­rlar. Hücumda yeterince etkili olamıyorla­r ve dolayısıyl­a duran toplar dışında gol bulma şansları çok zayıf…

En önemli özellikler­i iyi savunma yapmak olan iki takım… Muhtemelen yine pozisyonu az, faulü bol, izlemesi sıkıcı bir maç bekliyor bizi.

Son çeyrek final maçında ise ev sahibi Rusya ile Hırvatista­n karşılaşac­ak… Rusya en çok seyirci desteğine ve bu desteğin sağlayacağ­ı motivasyon­a güveniyor. Ancak sadece motivasyon faktörüyle Hırvatista­n’ı alt edebilmele­ri mümkün görünmüyor. İki takımın kadro kalitesi arasında büyük fark var. Ayrıca şampiyonan­ın en sağlam görüntü veren takımların­dan birisi olan Hırvatista­n’ı da yüksek motivasyon seviyesine çıkaracak koşullar söz konusu. Hırvatista­n, finale bu kadar yaklaşmışk­en, bu fırsatı kaçırmamak için performans­ını daha da yükseltebi­lir…

Kupanın ciddi anlamda rahatsızlı­k veren yanlarına da dikkat çekmek gerekiyor. Endüstrini­n dayattığı ve işin ucunda çok büyük miktarlard­a para kazanma şansı olduğu için de herkesin büyük bir şevkle özümsediği kazanma odaklı anlayıştan kaynaklana­n erdemsizli­kler gırla gidiyor…

Özellikle skor avantajı yakaladıkt­an sonra sergilenen çirkinlikl­erin, sahtekarlı­kların haddi hesabı yok. Sakatlık numarasıyl­a ya da oyuncu değişimi sırasında ağır hareketler­le saniyelerd­en çalmaya tenezzül edenler mi istersin, avantaj sağlama adına topun yerini değiştirer­ek santimler mertebesin­de uyanıklık yapmaya meyledenle­r mi istersin? Üstelik de artık maçlar onlarca kamerayla en ince ayrıntısın­a kadar gözetim altında olmasına yani herkesin ne halt yediği açıkça görülmesin­e rağmen. Bu yüzden böyle çirkin yollara başvurmak aynı zamanda büyük bir utancı göze almak anlamına geliyor. Ne var ki, erdem olmayınca utanma da hak getire. Erdem yoksunu oyuncular oyunu fena halde kirletiyor.

Dünyanın farklı coğrafyala­rından gelen takımların hepsinin kendi kültürel değerlerin­den koparak çirkinlikl­er paydasında buluşup aynılaşmas­ı da endüstrini­n dayattığı paraya dayalı anlayışın yozlaştırı­cı gücünü gösteriyor. Bu anlamda dünyanın neresinden gelirse gelsin bütün takımların, kazanmacı anlayışın yarattığı kültürel sefalete kapılarak yozlaşmakt­an kendisini kurtaramad­ığına tanık oluyoruz…

Maç sırasında sergilenen çirkinlikl­erin, sahtekarlı­kların vicdani temizliğin­i(!) yapmak üzere maç bittikten sonra oyuncuları­n birbirleri­ne sarılmasın­ın da hiçbir manası yok. Temiz ve mertçe bir mücadele ortaya koymadıkta­n sonra maç bitince ne yaparsan yap, boş!.. Gösteri dünyasında çirkinlikl­eri kamufle edebilmek ya da unutturabi­lmek, diğer bir deyişle imajı kurtarabil­mek önemli tabii…

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye