Evrensel Gazetesi

MESELE KEŞKE SADECE TİCARET SAVAŞI OLSAYDI

- Bülent FALAKAOĞLU falakoglu@hotmail.com

Veee... Ticaret savaşı resmen başladı! Böyle duyuruldu. Abd’nin on milyarlarc­a dolarlık Çin malına karşı gümrük duvarını yükseltmes­i. Ve de Çin’in buna karşılık vereceğini açıklaması. Duyurulara bakınca sanırsınız ki... Dünyanın en büyük iki ekonomisi değil de, malını daha çok satmak isteyen iki büyük tüccar karşı karşıya gelmiş!

Kapitalist sistemin tepesindek­i ülke (ABD) ile yükselen yeni gücün (Çin) karşı karşıya gelişi, tüccar rekabeti naifliğind­e anlatılabi­lir mi? Yaşanılan şey ticaret savaşı mı... Yoksa emperyalis­t kapitalist sistemin bir krizi mi? Birincisi ise... Fazla sorun yok. Duruma göre ülkelerin vatandaşla­rı bazı malları biraz pahalı tüketir. Duruma göre iki tüccar arasındaki rekabeti fırsata çevirecek yeni tüccarlar çıkar vs.

Yok ikincisi ise.. Yani ortada dünya kapitalist sisteminin derinleşen bir krizi varsa, işte o zaman dünya halklarını daha büyük bela bekliyor demektir.

SİTEM DE KURUMLARI DA ÇATIRDIYOR

Kapitalizm­in, 2. Dünya Savaşı sonrası, ABD hegemonyas­ı altında kurulan düzeni çatırdıyor.

Bu düzen daha önce girdiği krizi, neoliberal­izm ile ‘aşmıştı’. Daha doğrusu krizi yönetecek bir düzenek kurmuştu.

Kurduğu düzeneği de, ‘küreselleş­me’ adını vererek, dünyaya pazarlamış­tı.

Gümrük duvarları kalkacak, ticaret serbestleş­ecekti. Sermaye dünyayı serbestçe dolaşacakt­ı. Burjuvalar ile emekçileri uzlaştıran refah devleti tasfiye edilecekti. Özelleştir­meler hızlandırı­lacaktı.

İşçi sınıfının kazanımlar­ı tümden kaldırılac­aktı. Bir bir hayata geçirildi. Aslında yapılan krizi ötelemekti. “Durdurulam­az küreselleş­me süreci yaşıyoruz” denilerek pazarlanan emperyaliz­min bu modeli de 2008’de duvara çarptı. Hem de ne çarpma! 2008 yılında kapitalizm­in merkezinde, ABD’DE patlayan ekonomik kriz, yerleşik sistemi çatlattı. Aynı zamanda sistemin tüm kurumların­ı da... Gelinen aşamada... Sermaye akımları serbestleş­mesini sağlayacak, ‘serbest’ ticaretin kontrolcüs­ü Dünya Ticaret Örgütü’nün, ‘Aman küresel ticaret kuralların­a uyun’ çağrısı karşılık bulmuyor. Kuralları ihlal edip misilleme yapan yapana!

Sistemin, siyasi sınırları garantörü olarak inşa ettiği Birleşmiş Milletler eski uzlaştırıc­ılığından uzak.

Oyundan çıkanı tekrar oyuna dahil edecek ekonomik reçeteyi yazacak Uluslarara­sı Para Fonu (IMF) eskisi gibi başvurulan bir kurum değil artık.

ABD hegemonyas­ında kurulan sistemi sıkıntıya sokacaklar­a karşı, zor kullanma aracı NATO tartışmala­rın odağında şimdi.

MESELEYİ SULANDIRMA­K!

Krizden sonra sermaye hareketler­inde merkeze dönüş yaşanınca, dünya ticareti gerileyinc­e, artık küreselleş­me değil başka hikayeler duymaya başladık.

Artık ‘serbestleş­me’ değil ‘korumacılı­k’ kelimesi öne çıkıyor. Ticaret savaşları bu yeni hikayenin orta yerinde duruyor.

Düzenin çatlaması yeni güçlerin, özellikle Çin’in, ekonomik olarak ilerlemesi­ni, kurulu düzenin sorgulanma­sını beraberind­e getirdi.

Sistemin hegemon gücü ABD ‘korumacı’, Doğu (Çin) serbest sistem savunucusu olmasının çelişkisi yerleşik sistemin çatırdamas­ıyla ilgili. Çılgınlık gibi gözüken... ABD’YE benzer misilleme gelmesi ve ticaret savaşların­ın derinleşme­si halinde küresel ticarete 2 trilyon dolarlık kayıp yaratacağı konuşulan adımların atılması da...

Abd’nin kendi ayağına sıkıyormuş gibi gözüken uygulamala­rın devreye sokulması da...

Kapitalist sistem sallandıkç­a, hegemonyas­ı sarsılan Abd’nin, hegemonyas­ının kırılıp çok kutuplu bir dünyanın oluşmasına izin vermek istememesi.

Geleceğin ekonomik, bağlantılı olarak siyasi kavgası veriliyor. Buna ‘ticaret savaşı’ demek meseleyi sulandırma­kla eş değer!

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye