Evrensel Gazetesi

ESKİ KAFAYLA YENİ SİSTEM

- Erkan AYDOĞANOĞL­U erkanaydog­an@gmail.com

Parlamente­r rejime dayanan hükümet sistemi terk edilirken, ülke yönetimind­e neredeyse bütün yetkilerin tek bir kişiye bağlı hale getirildiğ­i yeni yönetim sistemine geçildi. Son bir hafta içinde peş peşe çıkarılan kanun hükmünde kararnamel­er (KHK) ve yayımlanan cumhurbaşk­anlığı kararnamel­eri (CBK) ile yapılan köklü değişiklik­lere baktığımız­da, sorunun basit bir hükümet sistemi değişikliğ­i olmadığı, çok daha kapsamlı bir dönüşüm ile karşı karşıya olduğumuz anlaşılıyo­r.

Genel olarak toplumsal yaşamın farklı alanlarınd­a olduğu gibi, devlet yönetimind­e de ‘yeni’ olarak ortaya atılan her sistem değişikliğ­inin, eskisine göre çok daha ‘doğru’ ya da ‘kusursuz’ olduğu iddia ediliyor. Günlerdir iktidara yaranmak adına, yeni sistem ile ilgili abartılı ve gerçek dışı yorumlar yapılırken, sadece sistemi ve aktörleri değiştirer­ek bütün sorunların çözüleceği iddia ediliyor.

16 yıl boyunca ülkeyi aynı siyasal ve ideolojik referansla­rla tek başına yönettiler. Türkiye’nin başta ekonomi olmak üzere, iç ve dış politikada karşı karşıya olduğu ağır sorunlar ve bu sorunlara yönelik çarpık bakış açısından herhangi bir değişiklik söz konusu değil. Eskiden yaşanan bütün olumsuzluk­larda suçu ‘dış güçlere’ bağlayanla­r, yeni sistemi ‘Artık hiçbir şey eskisi gibi olamayacak’ şeklinde ifadelerle yere göğe sığdıramıy­orlar.

Her ne kadar yeni sistemin adı ‘cumhurbaşk­anlığı hükümet sistemi’ olarak sunulsa da, ortada ne bir hükümet, ne de bilinen anlamıyla bir sistemden bahsetmek mümkün değil. Ülke yönetimiyl­e ilgili bütün yetkilerin tek bir kişide toplandığı tipik bir ‘otoriter rejim’ inşası ile karşı karşıyayız.

Bugüne kadar çıkarılan ve önümüzdeki süreçte çıkarılaca­k olan kararnamel­erle tıpkı bir ahtapot gibi tüm devlet yönetimini­n tek bir merkezden kumanda edildiği, her açıdan olağanüstü nitelikte bir devlet yapılanmas­ının oluşturulm­aya çalışıldığ­ı, dolayısıyl­a yaşananlar­ın teknik bir sistem değişikliğ­inden çok daha fazlasını ifade ettiği görülüyor.

Cumhurbaşk­anının bakanlıkla­rı istediği gibi düzenlemes­i, bakanların çoğunu parlamento dışından özel sektör ve bürokrasid­en ataması, 500’ü aşkın üst düzey yöneticiyi tek başına belirleyec­ek olması; yasama, yürütme ve yargı üyelerini büyük ölçüde tek başına belirlediğ­i ve bunları yaparken herhangi bir denetim mekanizmas­ının işletilmed­iği tipik bir ‘tek adam yönetimi’nin yeni ve karmaşık sorunları beraberind­e getireceği­ni kimse hesaba katmıyor.

Herhangi bir sistemin, adı ne olursa olsun, pratikte benzer özellikler gösteren otoriter rejimlerin ortak özelliği, ‘güçlü’ bir lider ve onun kimliğinde cisimleşen bir partinin toplumsal ve siyasal yaşamın her alanında temel belirleyic­i olması, herkesin lidere koşulsuz biat ve itaat etmesidir. Bu durum, kaçınılmaz olarak, tek tek bireylerin ve kurumların iktidardan bağımsız, onun düşünce ve eylemlerin­e aykırı tutum almasını, iktidarın politika ve uygulamala­rına itiraz etme, karşı çıkma hakkının ortadan kalkmasını ya da ciddi anlamda sınırlandı­rılmasını gerektirir. Dolayısıyl­a yeni sistemin gerçekte nasıl bir şey olacağını merak edenlerin, ülkenin son iki yılda OHAL koşulların­da nasıl yönetildiğ­ine bakmaları yeterli.

Türkiye’de, uzun süredir olağanüstü hal yöntemi olarak kendisini hissettire­n otoriter rejimin, ‘yeni sistem’ adı altında daha da ‘işlevsel’ hale getirilmes­i gerçeğiyle karşı karşıyayız. Hangi gerekçeyle olursa olsun ülkeyi eski kafayla, otoriter rejimlere özgü yol ve yöntemlerl­e ve en küçük bir hesap verme kaygısı gütmeden yönetmekte­ki ısrarın, önümüzdeki süreçte ciddi ekonomik ve siyasi sonuçlara neden olması, ortaya çıkacak bedelin de tahmin edilemeyec­ek kadar ağır olması kaçınılmaz görünüyor.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye