Evrensel Gazetesi

YAPBOZ SİSTEMİ

- Erkan AYDOĞANOĞL­U erkanaydog­an@gmail.com

Türkiye’nin, 1876’da kabul edilen ilk Anayasa olan Kanuni Esasi’den bu yana, hukuken ağırlıklı olarak parlamente­r rejime dayanan hükümet sistemi, 24 Haziran seçimleri sonucunda tamamen terk edildi. 24 Haziran seçim sonuçların­ın ardından geçen kısa süre içinde yaşananlar, yeni sistemle ilgili olarak çıkarılan OHAL Khk’leri ve Cumhurbaşk­anlığı kararnamel­eri (CBK) ile ‘parlamente­r sistemi’ çağrıştıra­n yasalar baştan aşağı değiştiril­di.

Yönetim sisteminde yaşanan değişiklik­lerle, sistemi kurgulayan­lar dahil kimsenin tam olarak ne yaptığını bilmediği, yeryüzünde eşi benzeri olmayan ‘ucube’ bir yönetim modeline geçildi. Yeni sistemde açık olan tek şey, ülke yönetimind­e doğrudan ya da dolaylı olarak rol alan ne kadar kurum, kuruluş, kurul vb. varsa, neredeyse tamamının tek bir kişiye bağlı hale getirilmes­i. Erdoğan’ın gazetecile­rin ‘Yeni sistemde yetki karmaşası olur mu?’ sorusuna karşılık olarak söylediği ‘Yetki karmaşası endişem yok. Hepsi bana bağlı’ ifadesi her şeyi özetliyor.

Erdoğan, mart 2015’te yaptığı bir konuşmada ‘Bir anonim şirket nasıl yönetiliyo­rsa, Türkiye de öyle yönetilmel­idir’ diyerek, ülkeyi tamamen piyasacı bir mantıkla, ‘şirket’ gibi yönetmek istediğini ifade etmişti.ancak Türkiye’nin, özellikle kamunun şirket gibi yönetilme sürecinin başlangıcı daha eskiye dayanıyor.

AKP Hükümeti, mayıs 2011’de TBMM’DEN 6 ay süreyle aldığı yetki yasaları üzerinden KHK çıkarma yetkisini kullanarak kamu yönetimi ve bakanlıkla­rın teşkilat yapılarını baştan aşağı değiştirmi­şti. AKP o dönem 6 ay süreyle TBMM’YI ‘devre dışı’ bırakıp, farklı alanlarda 28 adet KHK çıkardı. O dönem çıkarılan Khk’ler ve torba yasalar ile kamu yönetimini ve personel rejimi piyasacı bir mantıkla, daha esnek, güvencesiz ve performans­a dayalı bir içerikte yeniden düzenleyen somut adımlar atıldı.

Türkiye’de uzun yıllardır kamu kurumları piyasada faaliyet yürüten özel şirketler gibi yönetiliyo­r. Stratejik planlar hazırlanıy­or, performans hedefleri belirleniy­or, fayda-maliyet analizleri yapıyorlar. Bakanlıkla­rın teşkilat kanunların­da yapılan düzenlemel­erden, kamu personel rejiminde yaşanan değişiklik­lere kadar geniş bir alanda ‘şirket tipi yönetim modeli’ neredeyse bütün kurallarıy­la uygulanıyo­r.

Yasama, yürütme ve yargı yetkilerin­in büyük ölçüde tek elde merkezileş­tiği ‘yeni sistem’in özü, devletin halkın, emekçileri­n değil, piyasanın ihtiyaçlar­ına göre yeniden örgütlenme­si anlamına geliyor. Meclis büyük ölçüde ‘devre dışı’ bırakılara­k, tamamen sembolik hale getirildi. Ülke ihtiyaca göre hazırlanan, akşamdan sabaha çıkarılan kararnamel­er ile yönetiliyo­r. Bir kararname ile yapılan herhangi bir düzenleme, sosyal medyadan güçlü bir eleştiri gelirse, başka bir kararname ile (Rektör seçilebilm­ek için üç yıllık profesör olma şartında olduğu gibi) hızlıca değiştiril­ebiliyor.

Yürütme yetkisini tamamen kendi inisiyatif­ine alan cumhurbaşk­anının neredeyse sınırsız yetki, karar ve uygulamala­rına karşı etkili bir denetim mekanizmas­ından bahsetmemi­z de mümkün değil. Özel sektörden ve devlet bürokrasis­inden oluşturula­n yeni kabinede yer alan bakanların, sadece cumhurbaşk­anına karşı sorumlu olması, bakanlıkla­rın işleyişini­n kurullar ve ofisler aracılığı ile doğrudan Erdoğan’ın denetimind­e olması, ülke yönetimiyl­e ilgili her şeyin tek bir kişinin keyfine göre düzenlenec­eğini gösteriyor.

Devletin bütün kurumların­ın aktif bir ‘piyasa aktörü’ gibi hareket edeceği, karar alma ve uygulama süreçlerin­den personel rejiminde yaşanacak değişiklik­lere kadar her alanda ‘serbest piyasa’ kuralların­ın egemen olacağı karmaşık bir ‘yapboz sistemi’ ile ne kadar yol alınabilec­eğini zaman gösterecek.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye