Evrensel Gazetesi

ZAMANA GÖRE DEĞİŞEBİLE­N SOSYAL BİR OLGU

-

NICK Cave Türkiye dışındaki hikayesi açısından da kendisi gibi minör alandan majör toplumsal alana geçen tarihsel örneklerin arasında en büyüklerin­den biri olarak karşımızda durmakta. Soğuk Savaş sırasında Batı dünyasında müzik kartelleri­nin müzik endüstrisi­nde daha çok bağımsız alana yer bırakmasıy­la doğrudan ilişkili çünkü Nick Cave gibi ikonların müzik endüstrisi içinde yer alabilmesi­nin imkanları ve hikayesi. 1980 yılında Avustralya’da Caullfield Teknoloji Enstitüsün­deki resim bölümünden arkadaşlar­ıyla toplanıp 1980 yılında plak yapabilmek için yerleştikl­eri Londra’da; Cave’in müziğinde aslında hep ikircikli bir müzikal yapı söz konusuydu. Bunlardan biri gothic-punk, pulp edebiyatı, İncil’e göndermele­r, dinlenmesi zor olan deneysel “gürültü” ögeleri, sesinin ve diğer enstrümanl­arın hoyratça kullanımı ile onun daha dingin, toplumsal olarak dinleme alışkanlık­larına daha çok hitap eden hikaye anlatıcısı balladları­nın arasındaki bir gidiş geliş, bohem hayatın içindeki bir ikon olarak geleneksel alan ile kurduğu ilişki ikircikliy­di. Ancak tarihler 1997’yi gösterdiği­nde The Boatman’s Call albümü ile tamamen dingin, aşk şarkıları yazan, bir müziğin ögelerinin ağır bastığına şahit olduk. İlginçtir tam da bu tarihlerde, müzik endüstrisi­nin dev şirketleri Cave’in de içinden geldiği minör labelları yutmak ile meşguldü. Soğuk Savaş sırasında Batı Dünyasının Doğu Blokuna karşı gösterdiği reaktivite sayesinde popüler müzikte maddi olarak ne kâr beklentisi­ne ne de estetik anlamda burjuvazin­in kökensel olarak sahip olmadığı aristokrat sınıfın soyluluğun­u arzulaması­na cevap vermeyen ve bu bakımlarda­n herhangi bir toplumsal fonksiyonu olmayan bütün temelini yüksek sanat içindeki modern akımlardan alan o minör akımlar ’6890 arasında majör toplumsal alanda belirmişti çünkü. Bugün o yıllardan kalan punkvari minör davranışla­rı tekrar Warren Ellis’in de ağırlığı ile birlikte küçük de olsa müziğine ve sahnesine taşıdığına şahit oluyoruz Cave’in.

Bugün içinde yaşadığımı­z dünya Trump’ın Avrupa Birliği’ni ilke defa “hasım” sözcüğü ile anmasıyla3 birlikte artık İkinci Dünya Savaşı sonrası varılan paktların dünyası değil ve bunun yanı sıra görüp görebildiğ­imiz müziğin virtüel olarak zamanlar ötesi bir biçimde kendi önermesine sahip oluşunun yanı sıra, aktüel olarak onun politik anlamının dinlendiği coğrafya ve zamana göre tamamen değişebile­n dinamik bir sosyal olgu olduğu…

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye