Futbolda kupa sevinci, siyasette ayak oyunları
Dünya Kupası’nın ‘en iyi iki oyuncusu’, Türkiye’de de oldukça sempati toplayan Hırvatistan’dan çıktı. Biri futbolcu Luka Modric oldu. Diğeri futbolcu olmadığı halde ayak oyunları konusunda başarılı görünen Hırvatistan Cumhurbaşkanı Kolinda Grabar Kitarovic’ti.
Kadın olması, sempatik tavırları, çocukça sevinci, oyunculara yönelik anaç sevgisi; muzaffer mevkidaşı Fransa Cumhurbaşkanı Macron’a gösterdiği yakınlıkla... Somurtan, tehdit eden, baskılayan, döven, hapseden, yasaklayan kimi erkek başkanlardan yorulmuş olan başka ülkelerin taraftarları/futbol izleyicilerini bu kadar etkilemesi anlaşılmaz değildi.
KUPAYLA BİRLİKTE SEÇİM KAMPANYASI BAŞLADI
Ancak kendi hemşehrileri yaşananlardan o kadar da etkilenmiş değil. Hırvat Gazeteci Anja Vladisavljevic’e göre, “Bu özellikle 2019 başkanlık seçimlerine hazırlanan Grabar Kitarovic için ideal bir fırsat oldu.”
Fransa’nın ana akım gazetelerinden Le Monde’un Hırvatistan muhabirliğini de yapmış olan Vladisavljevic, bugün Balkanlar Araştırmacı Gazetecilik Ağı’na (BRIN) ait Balkan Insight’ta çalışıyor.
Vladisavljevic de Hırvatistan Milli Takımının Dünya Kupası’nda ikinci olmasını “tarihi” olarak nitelendiriyor. Ülkesinin dünya genelinde kazandığı sempatinin ve bu sempatide Cumhurbaşkanlarının oynadığı rolün de farkında: “Rusya’da ilk ortaya çıkışı Hırvatistan-rusya maçındaydı, VIP koltuklarında kendinden geçmiş bir şekilde tezahürat yapıyordu. Bu maçın ardından, futbolcuların soyunma odasına gitti ve telefonla kayıt yapılmasını istedi, her bir oyuncuyu sarılarak tebrik etti ve bu görüntü sosyal medya profillerinde yayımlandı. Kendisiyle aynı partiden, Hırvat Demokratik Birliğinden (HDZ) hükümetin diğer üyeleri de aynısını yaptılar. Bakanlar ulusal takım formalarıyla bir toplantı düzenledi. Mutluluktan uçan ülkenin üst düzey siyasetçilerinin aslında sadece durumdan faydalanmaya çalıştıkları sonucuna varmak tabii ki zor değil.”
FUTBOLDA YOLSUZLUK ŞAMPİYONLUĞU
Hırvat siyasetçilerin sempati ihtiyacı yalnızca seçimlerin yaklaşmasından kaynaklanmıyor.
Dünya Kupası, ülkede futbol sektöründeki en büyük yolsuzluğun ortaya çıktığı ve yargı tarafından cezalandırıldığı bir sürecin üzerine geldi. En büyük cezayı, Dinamo Zagreb Kulübünün Eski Başkanı Zdravko Mamic aldı. Ancak cezanın açıklanmasından bir gün önce ülkeyi terk etti. En önemlisi de Mamic, Cumhurbaşkanı Grabar Kitarovic’in yakın çevresinden.
“Hırvat futbolunun kilit isimlerinden biri olan ve yolsuzluk nedeniyle cezalandırılmış olan Mamic ile de arkadaşlık geçmişi, Cumhurbaşkanının prestijini yerle bir etmişti” diyor Gazeteci Vladisavljevic.
Hırvatistan İşçi Cephesi (Radnicka Fronta) yöneticilerinden Drazenka Kosic de, Mamic’in “Kendisi için doğum günü partisi düzenleyecek” kadar Cumhurbaşkanı Grabar Kitarovic’e yakın olduğunu söylüyor: “Mamic, iktidar partisi Hırvat Demokratik Birliği yöneticilerine de cömert yardımlarda bulunmuştu. İktidar partisi de hükmün açıklanmasından bir gün önce adaletten kaçmasına yardım etti ve Bosna’ya gitmesine izin verdi. Hırvatistan Milli Takımı, Dünya Kupası’na futbolda ortaya çıkan en büyük yolsuzluktan birkaç hafta sonra gitti.”
YOLSUZLUKTAN MAHKUM AMA KUPAYI VIP’DE İZLEDİ
Peki hangi yolsuzluklar söz konusu olanlar. Onu da yine Kosic açıklıyor: “Mamic, yolsuzluk ve zimmetine 130 milyon kuna (Hırvat para birimi, 1 dolar yaklaşık 6 kuna) geçirme nedeniyle mahkum edildi. Yüksek profilli oyuncu transferlerinde milyonlarca avroluk transfer ücretlerini kendi cebine atarak Dinamo’yu dolandırdığı ve Hırvatistan’ı da vergilerden mahrum bıraktığı ortaya çıktı. Bu transferden ikisi Luka Modric’in Tottenham Hotspur’a transferi (2008) ve Dejan Lovren’in Lyon’a transferi (2010).”
Radnicka Fronta’nın bir başka yöneticisi Zlatko Nikolic de Dünya Kupası’nın VIP tribünlerindeki bir başka ayrıntıya dikkat çekiyor: “Yine bir üst düzey futbol yöneticisi olan Damir Vrbanovic de yolsuzluktan mahkum edildi. Fakat Dünya Kupası sırasında VIP bölümünde Hırvatistan Cumhurbaşkanının yanında oturabildi. Hatta VIP koltuklarında bazıları cinayetten hüküm giymiş Hırvat elitlerini de gördük.”
Bunun nasıl böyle olduğunu ise, Türkiye’den de tanıdığımız bir durumla, yargının partileşmesiyle açıklıyor Nikolic: “Yolsuzluk skandalı, yargıç ve polislerin iktidar partisinden olduğu Hırvatistan’da normalleşmiş durumda.”
Bu durumun sonuçları da yine yabancı değil: “Bağımsızlığın ilanından bu yana milyarlarca kuna para zimmete geçirildi, eğitim ve sağlık sistemi çöküyor ve doğal kaynaklar hızla yok ediliyor.”
Nikolic, ‘sempatik’ Cumhurbaşkanı Grabar Kitarovic’in başka özelliklerine de dikkat çekiyor: “Hırvatistan’ı, Avrupa Birliği’nin en yoksul ülkesi haline getiren politikaların temsilcisi ve Hırvatistan’ın Bosna Hersek’te işlediği savaş suçlarının destekçisi.”