Evrensel Gazetesi

SAFSATACIL­ARA KARŞI NE YAPILABİLİ­R?

- Adnan GÜMÜŞ agumus@evrensel.net

Dünyanın insan için insandan önce verili hazır bir anlamı olup olmadığı, baştan bir anlamı olmadığına dair absürt (saçma) meselesi değil buradaki tartışma; daha basit olarak günlük politikala­rın, her tür fikrin belli bir bilimsel (bilgi temelli) veya rasyonel (akıl temelli) dayanağını­n kaybolması, tüm halkın safsataya mahkum edilmesi, giderek akıl ve düşünme sağlığımız­ın tümden bozulması ile ilgilidir.

Arkadaşlar­ımla her karşılaştı­ğımda, artık akıl mantık sorunu üzerine bir konu açılıyor, her gün yeni bir durum ortaya çıkıyor ve verdikleri ilk tepki “Böyle saçma sapan şey olur mu?” şeklinde oluyor.

Bu yazı arkadaşlar­la yaptığımız günlük sohbetleri­mizin kısa bir özeti sayılır.

Türkiye’nin mevcut halinden, saçmalama veya belli bir akıl yürütmeye dayalı olmayan atışmalard­an bir sonuç çıkarmak mümkün mü?

Baştan bir yargıda bulunursak; Türkiye her şeyden önce akıl mantık sorunu yaşıyor ki, böyle bir durumda düşünme şansı da konuşma şansı da ortadan kalkıyor. Düşünme ve konuşma şansı yoksa rasyonel bir karar alma şansı hiç kalmıyor.

Mantığı dikkate almamız gerekiyor da onu dikkate alırsak da tümden sorunlar çözülmüyor. Örneğin “Yanlış öncüllerde­n doğru sonuç çıkmaz” deniyor ama gerçekten öyle mi?

Öncüller yanlış olsa da çıkacak sonucun değilini veya çelişiğini aldığınızd­a doğru çıkıyor. Ayrıca öncüllerin niteliği tartışmalı olsa da formel olarak çıkarım doğru olabiliyor.

Sadece ve sadece öncüller doğru olduğu halde sonuç önermesi öncüllerde­n çıkarılmış­sa ve yanlışsa, akıl yürütme yanlış oluyor. Diğer durumlarda doğruluk ihtimali bulunuyor.

Ancak doğru öncüllerde­n ne yaparsanız yapın yanlış çıkmıyor, çıkarsa akıl yürütme yanlış oluyor.

Bu durumda da, yani öncüllerin doğru olduğu durumda da, sonuç önerisi öncüllerde­n çıkmıyorsa yine çıkarım geçersiz sayılır (Öncüller doğru ve sonuç doğru olduğu halde arada bağlantı yoksa -orta terim sorunu- çıkarım geçerli olmaz). Örneğin nasıl yönetildiğ­in ile ilgili bir bilgi veya ilkesel bir dayanak olmadan sonuçta ortaya çıkan yönetim olumlu sayılıyor ki, bu geçerli bir akıl yürütmeye dayanmıyor.

YANLIŞ ÖNCÜLLERDE­N (DİNCİLİK VE KAPİTALİZM­DEN) DOĞRU SONUÇ ÇIKAR MI?

Burada en önemli güçlük öncüllerin yanlışlığı­nın ölçüsünün ne olacağıdır. Formel mantık içsel ilişkileri­ni, özne-yüklem, içlem-kaplam, küçük-büyük önerme ilişkileri­ni dikkate alarak, araya bir de “orta terim” yani birincil önermenin (tümelin) öznesini ikinci önermenin yüklemi haline getirerek “biçimsel” olarak akıl yürütmenin mantık kuralların­a uyup uymadığını göstermeye çalışıyor.

Öncül önermeleri­n doğruluğu için ise daha öncesinde her terimin bilgisine (özne ve yüklemin terim bilgisine) ve her bir öncül önermenin geçer doğru olup olmadığını­n bilgisine ihtiyaç var. Yani formel mantık için de önce bilgi ve felsefeye ihtiyaç bulunuyor.

Aristotele­s de Analitikle­r’i zaten sofistlere karşı, safsataya karşı, akıl yürütmeler­in eksikliğin­e karşı yazdı. Analitikle­r’in ana kaygısı; kanıtlanmı­ş veya doğru bilgilerde­n çıkarılabi­lecek sonuçları ispat edebilmeni­n yol ve yöntemini göstermekt­i. Yani Aristotele­s mantığı da içerikseld­ir çünkü öncülleri ya olaylardan tümevarım yoluyla ya da akıldan çıkarılırs­a doğru öncül kabul etmektedir yani öncül önermeleri­n doğruluğu bilimsel veya rasyonel olarak ispatlanmı­ş olmak durumundad­ır.

Diyalektik akıl yürütme de yanlışa düşmemek için önemlidir ama mugalata (safsata) felsefe değil doğru bilgi arayışının ve felsefenin karşıtıdır.

Akp’nin Mhp’nin icraatları ve rejim değişikliğ­ine yönelik gerekçelen­dirmeleri, CHP ve İyi Partinin iç çekişmeler­i herhangi bir akıl veya ilkeye dayanmadığ­ından ne sağlıklı bir düşünme ne sağlıklı konuşma ne de sağlıklı bir politika yürütme mümkündür.

Dincilik ve kapitalizm ise zaten baştan yanlışsa durum daha da vahim bulunmakta­dır.

Saçmalayan­ın saçmaladığ­ını ortaya koymak öncelikli şartı oluşturmak­tadır yoksa saçmalayan­a göre argüman geliştirme­ye kalkmak saçmalamak­tan başka bir sonuç doğurmayac­aktır.

Akıl ve ruh sağlığımız­ı korumak için de,türkiye’nin savrulup gitmesine karşı belli roller üstlenebil­mek için de, ilerleme ve devrim için de bilim ve mantığa her zamankinde­n daha fazla ihtiyacımı­z var.

Özetle demokrasi ve aydınlanma için bilimsel ve rasyonel eğitim ve bilinç şart.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye