Beslenme hakkı, işçi sağlığı iş güvenliği ve örgütlenme sorunudur!
savunan hükümetten almaktadır. Fabrika ve işyerlerinde yemek ihtiyacının taşeron firmalar tarafından karşılanması ve patronların kâr hırsı, ölümle de sonuçlanan gıda zehirlenmelerine yol açıyor. Yine geçtiğimiz dönemlerde taşeron yemek şirketleri, öğrenci yurtlarında ve kışlalarda toplu gıda zehirlenmelerine sebebiyet verdi. İşçilerin, halkın canını ve sağlığını hiçe sayan sermaye düzeninde, gıda zehirlenmelerine yol açan patronlara dokunulmuyor.
AKP ESKİ MİLLETVEKİLİ ORTAK
Bu taşeron yemek firmalarının bir kısmı da AKP Hükümeti ile oldukça içli dışlı durumda ve bu siyasi ilişkilerden dolayı büyük projelerde ihale almaları kolaylaşıyor. Örneğin; Star Rafineride binlerce işçiyi zehirleyen Akyıldız yemek şirketinin ortaklarından biri, AKP Eski Gümüşhane Milletvekili Sabri Varan’dır. Bu durum da gıda zehirlenmelerine sebebiyet veren firma patronlarına ve yöneticilerine hiçbir şekilde dokunulmamasına yol açıyor. Ana işletmeler, yemek şirketine işçi başına sağlıklı, kaliteli ve hijyenik bir menü fiyatından çok daha az para ödüyor. Yemek şirketi de daha ucuza getirmek için sağlıksız hatta neredeyse bozuk yemekler veriyor. Yani tıpkı iş cinayetlerinde olduğu gibi kapitalist sömürü düzeni ve patronlar, işçi sağlığını ve iş güvenliğini hiçe sayıyor. Yemek şirketlerinin verdiği yemekler hiçbir şekilde denetlenmiyor. Aynı zamanda bu yemek şirketleri bünyesinde çalıştırdığı işçileri düşük ücretle ağır koşullarda ve sendikasız bir şekilde çalışmaya zorluyor. Yemek şirketleri hem çalıştırdığı işçilerin alın teri üzerinden hem de başka işyerlerine sağlıksız yemekler vererek kârlarına kâr, zenginliklerine zenginlik katıyor.
ZEHİRLENMELER ÖNLENEBİLİR
Gıda zehirlenmeleri yiyeceklerin satın alınması, hazırlanması, pişirilmesi ve servis edilmesi esnasında gıda standartlarına, temizlik ve hijyen kurallarına uymak suretiyle bütünüyle önlenebilir hastalıklardır. Temel yaklaşım gıdanın tedarik edildiği noktadan başlayıp, sofraya kadar uzanan zincirdeki faaliyetleri gözden geçirmektir. Fakat patronların kâr hırsıyla maliyetleri aşağıya doğru çekmesinden dolayı tüm bu zincirleme işleyen faaliyetlerde gıda standartlarına ve kurallarına uyulmamaktadır. Aynı zamanda örgütlenme çalışması yürüttüğümüz gıda fabrikalarında görüyoruz ve dinliyoruz ki, işçi arkadaşlarımız işyerlerinde verilen yemeklerden hiç memnun değiller ve sendikal faaliyetleri sonucunda besleyici ve nitelikli yemeklerin verilmesini de talep ediyorlar. Gerek toplu iş sözleşmesi yapılan sendikalı işyerlerinde, gerek sendikasız işyerlerinde en temel haklardan biri olan beslenme hakkı için aşağıdaki talepler etrafında işçiler birleşebilir ve mücadele edebilir:
Q İşçilerin beslenmesinde sadece enerjinin değil, diğer besin ögelerinin de yeterliliği ve dengesi önemsenerek, uygun bir beslenme programının konunun uzmanlarınca planlanması ve uygulanması sağlanmalıdır. Bunun için işyerindeki beslenme hizmetinin yönetim ve organizasyonundan sorumlu ve yetkili bir toplu beslenme ekibi oluşturulmalıdır. Bu ekibin içerisinde işçi temsilcisi, gıda mühendisi ve uzman diyetisyen yer almalıdır.
Q Her işletme kendi bünyesinde hijyen kurallarına uygun bir mutfak barındırmalı ve yemeklerini burada yapmalıdır. Yemekhaneler, çalışma alanındaki kimyasallardan uzak olmalıdır. Her iş kolunun gerektirdiği enerji ve besin ögelerini karşılayacak şekilde işyerlerinde öğün programları yapılmalıdır. İşyerlerinde menüler oluşturulurken 4 besin grubundaki besinlerin seçilmesine dikkat edilmelidir.
Q Sabah kahvaltısı ve öğün sayısının arttırılması, işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından oldukça önemlidir. İşyerlerinde kahvaltı verilmesine yönelik düzenlemeler yapılmalıdır. Ağır iş kollarında enerji gereksinmesi yüksek işçilere verilecek olan beslenme hizmeti, 1 ana ve 1 ara öğün şeklinde düzenlenmelidir.
NİTELİKLİ BESLENME HAKKI
İşçi ve emekçilerin nitelikli beslenme hakkı, işçi sağlığı iş güvenliğinin bir parçasıdır ve sendikal mücadele alanının konusudur. Çünkü yetersiz ve sağlıksız beslenmenin; kas gücünde ve hareket yeteneğinde azalmaya aynı zamanda dikkat dağınıklığına yol açarak iş kazalarına sebebiyet vermesi üniversitelerin bilimsel çalışmaları ile de kanıtlanmıştır. Tabii sendikal bürokrasinin neredeyse kendi varlığını patronlara teslim ettiği bu düzende beslenme hakkı da dahil işçilerin diğer tüm haklarını kazanmak ileri işçilerin ve mücadeleci sendikacıların omzundadır! Fabrika ve işyerlerinde talepler etrafında kenetlenip işçilerin birliğini sağlayarak ve etkin toplusözleşme mücadelesini sadece yasalara sıkıştırmayarak nitelikli, sağlıklı ve güvenli beslenme hakkını hayata geçirebiliriz. Sermayedarlara ve onların çıkarlarını savunan hükümetlere, işçilerin birliğinden gelen gücümüzü gösterelim!