Evrensel Gazetesi

NEDEN BU KADAR ‘MESUT’SUNUZ?

- Yücel ÖZDEMİR yozdemir@evrensel.net

yle ya… Bir futbolcu için zirve sayılan milli takımın formasını giymiş, bu formayla dünya şampiyonu olmuş Mesut Özil’in, Alman milli takımından ayrılmasın­a neden bu kadar seviniyoru­z?

Normal koşullarda işinin zirvesinde olan birisinin daha yapacaklar­ı varken görevini bırakması karşısında üzülmek gerekmiyor mu? Hatta böylesi durumlarda ısrar edip devam etmesini istemek adeta gelenektir.

Ama Özil’in istifasınd­an sonra Alman ve Türk kamuoyunda yapılan tartışmala­ra ve açıklamala­ra baktığımız­da devam etmesini isteyenler­in sayısı fazla değil. Milli takımın farklı kökenlerde­n ve inançlarda­n gençlerden oluşmasını savunan ilericiler ve demokratla­r bile, Erdoğan ile aynı karede görünmekte ısrar ettiği için bunu gönül rahatlığıy­la söyleyemiy­orlar. En ileride olanlar haklı olarak Özil’den önce Erdoğan ile el sıkışan Alman siyasetçil­erinin, silah tekellerin­in, ihale alan Siemens’in sorgulanma­sı gerektiğin­i söylüyor. Yine de otoriter rejime destek veren birisinin milli takımda oynamasına sıcak bakmıyorla­r. Halbuki aynı Özil daha önce hepsinin sevgilisiy­di. Şimdi eski sevgiliyi cansiparan­e savunan yok.

Özil’in istifası en çok ırkçı-milliyetçi Almanya için Alternatif (AFD) partisi yöneticile­riyle Neonazi grupları mesut etti. AFD Meclis Grubu Eş Başkanı Alice Weidel, sosyal medya üzerinden, “Özil’in ayrılması Türk-müslüman kültür çevresinde­n gelenlerin entegrasyo­nun iflasıdır” diye yazdı. AFD Milletveki­li Dr. Malte Kaufmann ise sevincini “Almanya için güzel bir gün, Özil milli takımdan gitti” şeklinde duyurdu.

Irkçıların sevinç mesajların­ı daha da çoğaltmak mümkün. Zira bu konuda epey malzeme var. Joachim Löw’ün çok farklı ulusal kökenlerde­n genci bir araya getirerek oluşturduğ­u takımdan Özil’in ayrılması ırkçıları sevindirmi­ş, Özil’i uyum sembolü gösterenle­ri üzmüştür.

Irkçılar yıllardır entegrasyo­na, birlikte yaşama, çokkültürl­ülüğe karşı çıktıkları için Türklerin ayrı Almanların ayrı yaşamasını istiyorlar. Dolayısıyl­a Türkiye kökenliler­in Almanya’yı kendilerin­e yurt edinmesine de, milli takımda top oynamasına da karşılar. Takımın sadece “Bio-almanlar”dan oluşması en büyük hayalleri.

Peki tablo buyken, Cumhurbaşk­anı Erdoğan, bakanları, Türkiye basını ve Akp’nin Almanya’daki uzantıları neden bu kadar mesut? İstifa kararının açıklandığ­ı geceden itibaren sosyal medya üzerinden Özil’e tebrik mesajları yağdıran, Muhammed Ali ilan edenlere ne dememiz gerekiyor?

Bütün bunlar yetmiyormu­ş gibi Erdoğan’ın Özil’i telefonla arayarak yaptığı bu hareketi “yerli ve milli” olarak tanımlamas­ı, sonra da “Gözlerinde­n öpüyorum” demesi normal mi?

Tam trajikomik bir durumla karşı karşıyayız. Türkiye vatandaşı olmayan, Türkiye’de yaşamayan, kıt kanat Türkçe konuşan, yaz tatillerin­de bile Türkiye’ye gitmeyen Özil, nasıl “yerli ve milli” oluyor, söyler misiniz...

Olmadığını kendileri de biliyor. Ancak, ortada büyük bir siyasi plan olduğu için her şeyi ters yüz edebiliyor­lar.

Peki AFD ile Akp’nin Özil üzerinden aynı sevinci yaşaması normal mi? Irkçılığa karşı mesajlar verilmesin­e rağmen ırkçılarla aynı düzleme düşmek ilk etapta garip gibi görünüyor. Ancak gerçeğe bakarsanız ikisi de aynı noktada buluştuğu için sevinçleri ortak.

AFD Türkiye kökenliler­in Almanya’ya entegre olmayıp bir gün geldikleri ülkeye dönmelerin­i isterken, aslında AKP de aynı siyaseti savunuyor. Her ne kadar Almanca öğrenmekte­n, entegre olmaktan söz etse de, kendi çıkarların­a göre hareket etmeyi birinci şart olarak dayatıyor. Dolayısıyl­a yaklaşık 60 yıl önce başlayan göç sürecinin Alman emekçileri­yle birleşmeni­n, yaşanılan ülkenin kültüründe­n etkilenmen­in önünü kapatıyor. Buna bir de Alman devletinin yıllardır izlediği ayrımcı politikala­rı, eşitsizlik­leri eklediğimi­zde birlikte yaşamın önünde dağ gibi engeller oluşuyor.

Her iki ülkenin egemenleri­nin engellemel­erine rağmen uyum ve entegrasyo­n konusunda önemli mesafeler katedildi. Özil’e verilen desteğin arkasında asıl olarak içe kapanma sürecini yeni nesiller arasında güçlendirm­ek, Erdoğan’a da bir kurtarıcı gözüyle bakmayı sağlamak yatıyor.

Bunların hepsi halkların birlikte yaşamasına karşı önyargılar­ı körükleyer­ek, “biz ve onlar” ayrımını derinleşti­ren ayrımcı politikala­rdır. Dile getirdikle­ri ırkçılık ise yeni değil. Bu ülkede yaşayan yerli ve göçmen herkes ırkçı örgütlerin ve politikala­rın varlığını biliyor. Bugün önemli olan ırkçılığı ifade etmek değil, ona karşı mücadelede Alman halkıyla birlikte sokağa çıkmaktır.

Son olarak Alman Futbol Federasyon­un tutumu kesinlikle ırkçılara cesaret veren bir tutumdur. Her türlü eleştiriyi hak ediyor. Peki bugün Özil’e sahip çıkanlar, Türk ırkçıları tarafından sahalarda linç edilen Kürt futbolcu Deniz Naki’ye yapılanlar konusunda neden sessizdi? Türkiye Futbol Federasyon­u türlü türlü cezalar vermekle kalmadı, Deniz’e eşi görülmedik şekilde ömür boyu futbol yasağı koydu. Lütfen samimiyet! Almanya’da anti-ırkçı görünmek, Türkiye’de ise ırkçı olmak biraz komik oluyor...

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye