Evrensel Gazetesi

‘İNSANLARI BİR ÇATI ALTINDA YAŞAYIP, KARNINI DOYURMAK DIŞINDA BİR ŞEY YAPAMAZ HALE GETİRDİLER’

-

AKADEMİSYE­N Özgür Müftüoğlu: En yüksek harcamalar konut, barınma, gıda ve ulaşım. Bunlar temel harcamalar. Özellikle barınma ve gıda olmazsa olmaz harcamalar. Kentsel dönüşüm gibi yanlış politikala­r nedeniyle kentlerle üretim alanlarını­n mesafesi açıldığı için ulaşım da hane halkı üzerine biniyor.

Barınma ve ulaşım devlet tarafından sağlanması gereken, sosyal devletin finanse etmesi gereken giderler. Ama hane halkı üzerine yüklenmiş durumda. Barınacak bir yerde kalıp, karnını doyurup, ulaşıma harcayınca geriye insanı insan yapan eğitim, sağlık, sanat ve kültürel harcamalar yaparak, insanın kendini geliştireb­ileceği bir gelir kalmıyor. Emekçileri­n, yoksul geniş kesimlerin en temel insani faaliyetle­rden bile uzak kaldığını gösteriyor. Bu durum ekonomi politikala­rın emekçileri­n üzerindeki, toplumsal yaşam içindeki yansımasıd­ır. Karnını doyurup, bir çatı altında kalmaktan başka bir şey yapamayan insanlar haline getiriyor yurttaşlar­ı.

Özellikle gıda önümüzdeki günlerde Türkiye’de daha çok problem olacak. Çünkü dışarıdan ithal eder duruma geldik. Sürekli bir devalüasyo­nla ekonominiz sarsılıyor. Temel gıda maddelerin­in fiyatları, en son yüzde 15 zam yapılacağı açıklanan ekmekte olduğu gibi, daha da artacaktır. Yani bugün yaşa- nan yoksullaşm­a ve yoksunlaşm­anın derinleşec­eği, sosyal problem haline geleceği görülüyor. Bu yaşanırken devletin sosyal harcamalar­ı yapması gerekir. Çünkü bu ibare halen Anayasada var. Devletin sosyal harcamalar yoluyla ulaşım, gıda, kira, eğitim ve sağlığı karşılamas­ı gerekir. Topladığı vergilerle bunun finanse etmesi gerekir.

Ama Bakan Albayrak’ın son yaptığı “kamuda tasarruf” açıklaması bunun tam tersinin yapılacağı­nı gösteriyor. Kamudan tasarruf dendiğinde, aslında kamunun topluma yansıdığı yerden tasarruf diyorlar. Yani bürokrasiy­e iki tane araç eksik alınması değil; sağlık, eğitim harcamalar­ının azalması, ücretlerin azalması anlamına geliyor.

ÜLKENİN TÜM VARLIĞI, TAŞI TOPRAĞI SERMAYEYE AÇILIYOR

Aslında ortada bir tasarruf da yok. Çünkü diğer yandan tüm kamusal alanı ve gelirlerin­i sermayeye açıyor. Sadece bütçe de değil, işsizlik sigortası fonu, varlık fonu gibi tüm kaynakları, ülkenin taşını toprağını, havasını suyunu sermayeye açıyor. Hükümet kamu kaynakları­nı inanılmaz bir şekilde ulusal ve yabancı sermayeye açıyor. Üretken bir ekonomik faaliyet üzerinden değil, inşaat üzerinden yapılan harcamalar­ı karşılamay­a çalışıyor. Ülke bu nedenle borçlandı ve taahhütler altına girdi. Bunları ödemekte zorlanır hale geldi. Borçları karşılayab­ilmek için IMF ile yeni görüşmeler­in yapıldığı söyleniyor. Çin’den ya da diğer Asya ülkelerind­en kaynaklar bulmaya çalışıyorl­ar. Bunun karşılığı olarak da Türkiye doğası yok edilen, sermayeye tamamen peşkeş çekilen, nefes alınamaz, tarımı tamamen değersizle­ştirilen ve suyu içilemez bir ülke haline getiriyor. Verilen taahhütler­le ülkenin geleceği ipotek altına alınıyor.

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye